66* Parlak Ruby Rachel

5.6K 460 103
                                    

Ruby Rachel Yük Gemisi ~ 18 Ağustos 2014

*

"Elbette Bayan Longbury, sadece iki gün gecikmemiz olacak... Hayır, dediğim gibi... Yüklerin bize ulaşması zaman aldı, bizden kaynaklanan bir sorun olsaydı... Elbette... Elbette... Kesinlikle... Fakat efendim... Peki, anladım, hoşçakalın"

Telefonu kapatıp homurdanarak yerine bıraktı kaptan,

"Bu kadın beni deli ediyor."

Kontrol paneline koyduğu kupasını kaldırıp kahvesinden iri yudumlar aldı,

"Jeremy Junior!" diye seslendi cılız gence. "Arka tarafta bir şey tıkırdayıp duruyor, demir locasına, pervaneye bir bakıver."

Jeremy dirseklerini yasladığı yerden isteksizce kaldırdı,

"Hemen kaptan" dedi ağır ağır, kollarını sallaya sallaya yürürken durup söylendi,

"Anlamıyorum. Bir baba neden oğluna kendi ismini koymak gibi bir kötülük yapar kaptan? Hem de onun kendiyle aynı gemide işe girmesini sağlar? Jeremy, Jeremy Junior... Ne de sevimliyiz..."

"Babanda eski İngiliz kafasından var Jeremy."

"Ve bedel ödeyen ben oluyorum..."

Kaptan keyifle güldü, "Kaybol Jeremy Junior!"

Jeremy, kumral saçlarını parmaklarıyla ileri geri tarayarak metal merdivenden kayar gibi inip güverteye atladı. Daha yepyeni gelmiş olan gençliği, tüm gençlerdeki gibi umursamaz ve özgürlüğe atılmaya hazır bir hava katmıştı ona. Elleri cebinde ıslık çalarak, kafası uçuk hayallerle dolu, güvertede ilerlerken yeri paspaslayan Walter'ı gördü.

"Selam Walt"

"Selam Junior"

Walter kısaca selam verip işine geri döndü, Jeremy de güverteden kasaların olduğı kısıma indi bu sefer, buradan bordayı* görmek daha kolay oluyordu.

Üst üste ve uzun bir sıra boyunca dizili koca çelik kasaların yanından kambur duruşuyla yürüdü. Buraya her geldiğinde, bu devasa gemide işe ilk başladığında nasıl korktuğunu hatırlıyordu.

Kenara ulaşıp tutunarak üst gövdesini sarkıttı, ön tarafa baktı. Demir, locasında tam yerleşmişti. Arka tarafta altta, pervane de her zamanki gibi suları bembeyaz köpürtüp duruyordu ve başka da bir sorun görünmüyordu.

"Evet, Kaptan Amerika... Gücünü kaybediyor musun ne?"

Başını onaylamazca iki yana sallayarak bordadan ayrıldı, geldiği tarafa yürümeye başladı. Aklı şimdiden işten nasıl kaytaracağını hesaplamaya gitmişti fakat kasalara rastlantısal olarak takılıp geri dönen gözleri irileşerek tekrar o noktaya bu kez dikkat kesilerek kaydı. Olduğu yerde durdu. Yanlış gördüğünü zannetti ama biraz daha yaklaşınca... gerçekten, bu da neyin nesiydi böyle?

"Walter!" diye elini ağzına siper ederek bağırdı güverteye doğru. Birkaç saniye sonra geldi cevabı,

"Evet Junior?"

"Acil buraya fırla!"

Walter yanına indiğinde, Jeremy oraya yaklaşmıştı, ona döndü ve allak bullak olmuş yüzüyle dedi ki,

"Şu sence burada ne arıyor Walt?" Tereddütle gösterdiği yerden kenara çekilince, Walter'ın tepkisi üst dudağının dişlerini ortaya koyacak kadar hayretle yukarı çekilmesi şeklinde oldu,

"Bu ne... halt...?"

............................

"Kaptan!"

KUM *[Tamamlandı]Where stories live. Discover now