(Bölüm 43)

9K 1.1K 225
                                    

Fırsat buldukça Sorma Kalbim için yeni bölümler atacağım.
Sizi seviyoreeee❣️
☺️
*****

Aynı saatlerde Alya, evde yanında yardımcı kadınla birlikte akşam yemeği hazırlığındaydı. Dadıyı sabahtan Nişantaşı'ndaki evden alıp gelmişti. Görücüye çıkacak bir kız heyecanıyla bir o yana bir bu yana koşturup duruyordu. Onun bu halini yüzünde hafif bir tebessümle izleyen yaşlı kadın sonunda dayanamayarak, "Kızım, altı üstü bir yemek! Sanki ordu doyuracaksın, bu ne telaş?" diyerek şaka yollu Alya'ya takıldı.

İçinde coşkun bir sevinçle Nana'nın yanaklarını sıkıp öpen kız, "Öyle deme dadıcığım, ilk defa evimde misafir ağırlayacağım," dedi mutlu bir sesle.

"Misafir, tabii..." diyen yaşlı kadın gülerek ona sarılmıştı.

"İlk defa tanışacaksınız..." Sesinde sanki biraz tedirginlik vardı. "Yiğit, annesi... Birbirinizi sevmenizi o kadar çok istiyorum ki dadı, bir aile olmayı."

Alya'nın nasıl bir özlem içinde olduğunu anlayan kadın hüzünlü gözlerini onun yüzünde gezdirirken teskin edercesine konuştu. "Senin sevdiklerini ben de severim kızım, endişe etme."

"Canım Nanacığım!" Bunu diyen kız ona sımsıkı sarılmış, bir müddet öylece kalmışlardı.

Neden sonra, vaktin de yaklaşmasıyla üstünü değiştirmek için yukarı çıkmıştı genç kadın. Nana'yı aşağıda, camın önündeki koltuğa gömülmüş, çayını yudumlarken bırakmıştı. Burayı yaşlı dadı da çok sevmişti. Yiğit'le de konuşarak odalardan birisini geldiğinde kalması için ona hazırlamıştı Alya. İsterse Pervin Hanım ve Gülşen de kalabilirdi. Kendince böyle güzel planlar yaparken yüzünde mutlu bir gülümsemeyle giyinme odasına geçti. Üzerindekileri çıkarırken karnına giren ağrıyla duraksadı, hızlıca banyoya koşturdu. İçeride iç çamaşırını kontrol edince dudaklarındaki tebessümü soldu, yüzü asıldı. Maalesef regl olmuştu, yaklaşık üç aydır birlikteydiler ve hiçbir önlem almamış olmalarına rağmen hamile kalmamıştı. Bu konuyu Yiğit ile konuşmamıştı; zira alacağı cevaptan korkuyordu. Biraz neşesi sönmüş bir halde giyinip aşağı inerken kafası karışıktı.

Kocasının tüm muhalefetine rağmen Pervin Hanım bildiğini okumuş, yalıya kendilerini almaya gelen oğluyla birlikte yola çıkmıştı. Yiğit'in mutluluğu adına onun yanında durmaya kendi kendine söz vermişti. Eğer oğlu, Alya ile bir aile kurmaya karar verdiyse ona düşen destek olmaktı. Eşinin karşı çıkmalarını takmıyordu, zira o şimdiye kadar ne kendilerine sahip çıkmış ne çocuklarını sevdiğini gösteren bir davranışta bulunmuştu. Kendisini aldatmalarını saymıyordu bile!

Daha önceki yaşananlar açısından zor bir akşam olacaktı, her iki taraf için de! Alya, Pervin Hanımın onu sevmesi ve kabul etmesi için hevesli, Yiğit ise geçmişin unutulması ve buzların erimesi için istekliydi. Tarafların fazlaca tedirgin olduğunu söylemeye gerek yoktu.

Pervin Hanım, Kuzguncuk'taki evin önünde durduklarında biraz hayretle etrafı süzdü. Genç çiftin bu kadar mütevazı bir çevre ve ev seçmeleri merakını celbetmişti. Holdingin ve Sanverlerin maddi durumuna ilişkin en ufak malumatı olmayan kadın için bu merak normaldi. Zira o, ailesinden kalan malvarlığının kocasının çabalarıyla daha da arttığı zannını taşıyordu. Bilse aksinin olduğunu ve ailesine ait mirası Mehmet Cevat'ın çoktan tükettiğini, üzüntüden kahrolurdu. Onun hayret dolu yüz ifadesine bakan Yiğit, "Anne, bir şey mi oldu?" diye sordu.

"Yok," diyen kadın, yanındaki Gülşen'in elini tutup çekiştirmesiyle hareketlenmişti. "Sadece, daha farklı bir yer seçersiniz diye düşünmüştüm."

"Ve daha büyük?" Önünde durdukları eve bakan genç adam tebessüm etmişti. Belki alışkın olduklarından küçüktü ama içinde oturanlara yaşattığı mutluluk devasaydı, önemli olan da bu değil miydi zaten?

SORMA KALBİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin