(Bölüm 5)

13.5K 1.4K 241
                                    

*****

Beylerbeyi, Taşçı Ahmet Yalısı

Boğaz'ın muhteşem manzarasına bakan, köprü ayağına yakın Taşçı Ahmet Yalısı, Beylerbeyi'nin en eski yapılarından olup neredeyse semtle özdeşleşmişti. Dededen torunlara geçen ve güzelliğini koruyan yalıda halihazırda Sanver Ailesi ikamet etmekteydi. Pervin Sanver, Kırşen Ailesinin tek evladı olarak anne babadan kalan her şey gibi bu yalının da sahibiydi. Tek çocuk olmasına rağmen ne şımarıktı ne de bencil; aksine... Tanıyanların kısa zamanda sevip saygı duymasına neden olacak bir sıcaklığı, herkesin "Hanımefendi" olarak tanımladığı mütevazı bir kişiliği vardı. Üniversite yıllarında okurken tanıştığı Mehmet Cevat Sanver ile babası Hamdi Beyin itirazlarına rağmen evlenmişti. Güngörmüş adam, istemeye istemeye de olsa bu evliliğe onay vermişti. Damat adayı için yaptırdığı istihbarat olumlu olmasına rağmen, nedense önsezileri iyi şeyler söylememişti. Karısından kısa bir süre sonra ahirete göçtüğünde bu kötümser öngörüsünü doğrulayacak bir şeyler olmaması, en büyük tesellisiydi.

Yalıda, her zamanki olağan günlerden birisi yaşanıyordu. Pervin Hanım erkenden kalkmış, kızının günlük bakımı ile ilgileniyordu. "Şu kolunu da soktuk mu tamamdır yavrum." diyen kadının sesinden şefkat taşıyordu.

"Acıktım ben."

Bunu söyleyen, annesinden epeyce kısa ve kilolu olan Gülşen'di. Kız, yirmi beş yaşında olmasına rağmen bir çocuk görüntüsüne ve değişik bir sevimliliğe sahipti. Fiziksel olarak anne babasına benzemiyordu. Bunda, belki de en büyük etken down sendromlu olarak doğmasıydı. Doğuştan gelen bu genetik farklılığın tipik tüm fiziksel özelliklerine sahipti; çekik gözler, hafifçe yayılmış bir burun ve her an gülümsemeye hazır dudaklar... Saçları, annesi ve kardeşi gibi koyu kestane tonlarındaydı.

"Tamam kızım, şimdi ineriz kahvaltıya." Ellili yaşlardaki Pervin Hanımın yumuşacık bakan ve daima hüzünle dolu ela gözleri vardı, keskin hatlara sahip burnu yüzüne biraz da aristokrat bir hava veriyordu.

Anne kız, güle oynaya ikinci kattaki odadan çıkarak merdivenlerden aşağı inip mutfağın yolunu tuttu. Üç katlı köşkün ikinci katında Sanver Ailesinin üç üyesi kalıyordu; Pervin Hanım ile Cevat Bey ve kızları Gülşen. Çocuğunun özel bakım gerektirmesinden dolayı kadın, kendi yatak odalarını da onunkinin yanına almıştı. İlk göz ağrısının bu değişik gen haritasıyla doğması her annenin kolay kolay kabulleneceği bir durum değildi. Pervin Sanver, o müstesna yaradılışı ile bunun da üstesinden gelmiş, olgunca karşılamıştı. Yıllar sonra yine hamile kalıp bebeğinin normal olduğunu öğrendiklerinde kendisinden çok sevinen kocası idi. O, yine tevekkülle karşılamış ve gülümsemişti. Cevat Sanver'in ne evle ne karısıyla ilgisi kalmıştı. Özellikle kayınpederinin vefatından sonra gemiyi azıya almış, yumuşak ve biraz da içe dönük bir kişiliğe sahip eşini baskılamak suretiyle tüm malvarlığının idaresini ele geçirmişti. Çok hırslı bir adamdı. Tanıyanlar, paraya olduğu kadar güzel kadınlara düşkünlüğünü de bilirdi.

Muhteris adam, kayınpederinin holdinginde işe başlamış, onun ölümüne kadar gerçek yüzünü gizlemek hususunda çok dikkatli davranmıştı. Sonrasında ise her şeyin başına geçmiş, Hamdi Bey zamanında işe başlayan yönetim kadrosunu peyderpey işten çıkarmıştı. Pervin Hanım, üniversiteyi bitirdikten sonra babasının aksi yöndeki arzusuna rağmen çalışmak istememişti. Hırslı bir kadın değildi ve ilaveten özel bakım gerektiren bir çocuğu vardı, Gülşen! Aşkla başlayan evliliği, sonradan eşinin umursamaz ve sevgisiz davranışlarıyla bir çeşit ortaklığa dönüşmüştü. Sevdiği adamın, başka kadınlara olan ilgisinin de ihanetinin de farkındaydı. Bunu aleni olarak görmemiş, duymamıştı belki ama her kadın gibi hissediyordu. Kadınsı önsezileri bu konuda yıllar boyu uyarmış ve o, artık buna aldırmaz hale gelmişti. Sekiz yıl sonra doğan oğlu, evliliğine dair umutlarını biraz yeşertir gibi olduysa da kocasının davranışlarıyla tekrar ölmüştü. Anlamıştı ki ya boşanacak, ki bunun kolay olmayacağının ve çocuklarıyla birlikte fazlasıyla yara alacağının farkındaydı, ya da gözlerini yumup hayatına devam edecekti. Pervin Sanver ikincisini yapmıştı. Çocuklarına kendisini adayıp ayrı bir dünya yaratmış ve orada hayatını sürdürmüştü. Evi bir otel gibi kullanan kocasıyla bir irtibatı kalmamış gibiydi.

SORMA KALBİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin