(Bölüm 37)

11.2K 1.2K 208
                                    

*****

"Biz..." diyen kızın elini tutup kendisine çekti; nefesleri birbirine karışırken alçak bir sesle mırıldandı. "Biz olacaksak, bundan sonra benim kurallarım geçerli, anlıyor musun?"

"Evet!" dedi Alya suçlu bir çocuk gibi.

"Ve o gece?" diye hırladı Yiğit, gözleri kısılmıştı. "O görüntüler... Amacın neydi?"

"Gözü kıskançlıktan dönmüş bir kadının intikamı... Senden ve soyadından!"

"Ne kıskançlığı be kadın!" dedi Yiğit, sinirlenmişti. "Kendini ve beni rezil ettin herkese!"

"Özür dilerim," dedi Alya ağlamaklı bir sesle. "Cansu ile hala görüştüğünü anlayınca sana sordum, beni tersleyince..."

"Sen de gidip toplu alemlere mi katıldın, aptal mısın?"

"Toplu alem değildi! Hepsi özel olarak planlandı, Bektaş yanımdaydı. Saçmaydı, kabul ediyorum. Tek diyebileceğim, affet! Tüm yaptığım o aptallıkları,  ipe sapa gelmez hareketleri affet! Ben öyle bir kadın değilim, gösterdiğim gibi..."

"Bunu fark ettim!" dedi Yiğit ve hafifçe yumuşayan bir sesle ekledi. "Dün gece!"

"Unut!" dedi Alya titreyen bir sesle, gözleri adeta yalvarıyordu. "Her şeyi unut ve sıfırdan başlayalım, tek istediğim bize bir şans tanıman!"

Yiğit, avucunda bir güvercin gibi çırpınan kızın küçük elini şefkatle sıktı, sonra dudaklarına götürüp o ince parmakları öptü, bir süre öylece kaldı. Neden sonra, başını kaldırdı ve tatlı bir tebessümle ona baktı. "Dün gece bir risk aldım Alya, onca şeye ve yaptıklarına rağmen biz olmamız için bir şans tanıdım."

"Şimdi?" Soruyu sorduktan sonra nefesini tutarak alacağı cevap için ona bakmıştı kız.

"Gel!" dedi Yiğit, elini bırakmadan ayağa kalkmıştı. "Odamızı göster bize, artık konuşmayalım."

Birlikte ayağa kalkan genç kadın, gözlerini onunkilerden ayırmayarak eli elinde yürüdü, sessiz bir mutabakat içindeydiler. Ağır adımlarla salondan çıkıp üst kata uzanan merdivene yöneldiler. İkisi de birbirinin ne düşündüğüyle meşgul, konuşmuyordu. Aheste aheste merdivenleri çıkıp hafifçe aydınlatılmış sofada durdular ve sanki sözleşmişler gibi kapalı duran ilk kapıya yöneldiler.

"Burası..." dedi Alya neredeyse zor duyulan bir sesle, neden fısıldayarak konuştuğunu kendisi de bilmiyordu.

"Öyleyse..." Bunu dedikten sonra bir hamlede kızı kucağına alan Yiğit kapıyı açmış ve tereddüt etmeksizin eşikten adımını içeri atmıştı. "Bu bizim ilk gecemiz olsun sevgilim."

Karanlık odada birkaç adım attıktan sonra durmuş ve sağa sola bakındıktan sonra, "Tabii, kazasız belasız atlatmak en güzeli... Şu ışıkları bir açalım da!" demişti.

Alya'nın çabucak kucağından inip alışkın bir şekilde kapının yanındaki düğmeye basmasıyla ortalık aydınlanmıştı. Işığa uyum sağlamaya çalışarak gözlerini kısan Yiğit etrafına hızlıca göz gezdirmişti. Yalıdaki kendi odasından çok büyüktü bir kere ve sadece yatmak için düşünüldüğü dekorasyonundan belliydi.

"Lüksten ziyade konfor ve huzur istedim burada," diyen Alya, mazur görülmek isteyen bir sesle konuşmuştu. "Çok büyük değil burası ama ben seviyorum," diyerek sustu, ona baktı.

"Bence çok hoş, sıcak..." dedi Yiğit, gülümseyerek yaklaşıp onu kollarına alırken, "Sahibi gibi!" diye ekledi ve eğilip saçlarından öptü.

"Öyle mi?" Bunu sorarken yüzünde en sevdiği şeker hediye edilmiş bir çocuk mutluluğu vardı. Onun masum bakışları ve heyecanı genç adamın kalbini şefkatle doldurdu. Karşısındaki kadın, maskesi olmayınca ve nefret denen giysiden kurtulunca nasıl da sevilesi bir şey olmuştu böyle! Keşke farklı şartlarda tanışma imkanları olsaydı, bu kadar yaralanmadan ve kötü şey yaşamadan, keşke! Birbirlerine hissettikleri bu duygular, olağanüstü çekim, her şeyin üstesinden gelmek için yeterli olacak mıydı, yoksa... Kafasında olumlu, olumsuz düşünceler peş peşe at koştururken cevap vermedi genç adam, ağır hareketlerle kollarındaki kadının kıyafetlerini çıkardı, sonra kendisininkini. "Sıcaklığını, seni hissetmek istiyorum," dedi onları beklercesine duran büyük yatağa doğru giderken.

Kocasının göğsüne hevesle sığındı kız, yüzünü o çok sevdiği tene yaslayıp kokusunu içine çekerken gözlerini kapadı ve kendisine huzur veren kalp atışlarını dinledi. Saçlarında hafifçe dolaşan el ve arada alnına değen sıcak dudaklarla garip bir şekilde içlendi. Meğer ne kadar sevilmeye ve şefkate ihtiyacı varmış, onu anladı. Yıllarca kimseyi yanına yaklaştırmamış, içindeki o masum çocuğu karanlık bir odaya kilitlemişti ve şimdi yalnızlığı son bulmuştu. Dünyada kendisini, ruhunu ve kalbini paylaşmak istediği tek insan yanındaydı ve belki o da aynı şeyleri hissediyordu. Böyle olması için kalbinin en derinlerinden bir dua yükseldi; Ne olur Tanrım, o da beni sevsin, ellerimi hiç bırakmasın! Senden tek dileğim bu!

Huzurdan daha etkili bir sakinleştirici var mıdır? Aylardır süren gerginlik ve kaos evvelsi gece umulmadık bir şekilde farklı bir evreye girmişti. Kollarındaki kadının bir kedi gibi göğsüne yayılarak birkaç dakika sonra uyumaya başlaması adamı şaşırtmadı. Bir süre hareketsiz yatıp onun nefes alışverişlerini dinledi, düşündü. Bir önceki yaz karşılaşmalarından, düğün günü ansızın hayatına dalmasına ve ondan sonra yaptıklarına kadar her şey tek tek gözünün önünden geçti. Evvelsi gece bir dönüm noktasıydı ikisi için de ve bugün öğrendikleri... İşte asıl onlar kendisi için bir kırılma anı ve yeni bir imtihandı. Bazılarının ölene kadar edinemeyeceği tecrübeyi babası sayesinde birkaç yıl içinde edinmişti. Bunca şeyin altından kalkacak güçte miydi? Alya'nın yaşadığı hayal kırıklıklarını ve bunalımı anlıyordu ama sonrası... Bu kadar kırılıp dökülen ve zarar gören bir ilişki tamir edilebilir miydi? Ne ailesini ne de kimliğini değiştirebilirdi, Mehmet Cevat babasıydı. Alya, bunu unutamayacaktı hiçbir zaman, kendisi de! Her şeye sıfırdan başlayabilirler miydi, becerebilirler miydi? Yoksa Alya için yeni bir hayal kırıklığı ve nefret nedeni mi olurdu? Kollarındaki kızı usulca yana kaydırıp kalktı, ışığı kapatıp tekrar yatağa geri döndü. Hayatına ansızın giren bu kadının her açıdan eşi benzeri yoktu, bunun farkındaydı. Farkında olmadığı şey, bir daha böylesi bir aşk ve tutkuyla sevilemeyeceğiydi.

                             *****

Sonunda her şey konuşuldu, bakalım çiftimiz mutluluğu yakalayabilecek mi?

SORMA KALBİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin