(Bölüm 39)

11K 1.3K 359
                                    

                                 
Kimler Yiğit ve Alya'yı özlemiş, bi elleri göreyim lütfen☺️
Sorma Kalbim'e destek bu kadar mı? Vallahi üzülüyorum🥺

Peyder pey bölüm atacağımı söylemiştim, ama siz de biraz motive etseniz ne güzel olur değil mi?

Sevgiler❣️

*****

Alya ve Yiğit'in aksine, Cansu için hiç de güzel zamanlar değildi. Son üç günde kendisini ve çevresinde kim varsa yiyip bitirmişti dense yeriydi. O, Yiğit için bir doğum günü partisi düzenlerken hayaller içindeydi. Ama belli ki kendisi planlar yaparken Tanrı'nın da başka planları vardı. Yiğit ile yeni bir başlangıç yapacaklarını düşünürken birden Alya ortaya çıkmış ve genç adamı alıp götürmüştü. Sonrasında geri dönmesi için çok beklemişti ama nafile! Ne gelen vardı ne giden! Elinden avını kaçırmış tazı öfkesiyle önce sağa sola saldırmış, adeta köpürmüştü. Nihayetinde onun tavırlarına dayanamayan Emir, "Ehh, yetti be!" diye bağırmıştı. "Yiğit gittiyse gitti, bize ne, sana ne ulan! Adam evli, o kadın karısı, sen kimsin, ben kimim? Kime, neyin hesabını soruyorsun Cansu?"

Onun haklı çıkışıyla çıkardığı tırnaklarını usulca yerine sokmak zorunda kalan kız, sessizce durmuştu. Çevresindeki arkadaşlarının acıyarak kendisine baktığını görünce umursamazlık maskesini takarak gülümsemeye çalışmış ve, "O kadın, buraya davet edilmemişti," demişti kontrollü bir sesle, içi kan ağlarken rol de olsa tebessüm etmek kolay değildi.

"Kocasının doğum gününe gelmek için davete ihtiyacı yok Cansu!" Emir yine haklıydı, maalesef!

"Öyle de, Yiğit'i zorla götürdü, gördün Emir!" Bunu hatırlayınca öfkesi geri gelmiş ve yerinde doğrularak saçlarını elleriyle omuzlarına atarken dik dik arkadaşlarına bakmıştı.

"Ben bir zorlama görmedim," diyen adamın sesi alaycıydı. "Her neyse... Bu saatten sonra Yiğit'in geri döneceğini sanmıyorum ben, buranın da tadı kaçtı." Bunu dedikten sonra yanında duran Cem'e dönmüş ve, "Gidelim mi bro?" demişti.

Kalabalık, sessizce anlaşmış gibi dağılırken Cansu burnundan solumaktaydı. Hayal kırıklıklarına gurur parçaları da eklenmiş, egosunu kanatmaktaydı. En son yanında kalan Yağmur'a, "Gördün değil mi kaltağı?" dedi. Öyle bir kinle tükürür gibi çıkmıştı ki kelimeler ağzından, arkadaşı cevap vermeden birkaç saniye ona bakmıştı. Onun sessizliği Cansu'yu daha da kızdırırken yüzüne dikilen bakışlarından rahatsız olarak, "Ne?" diye bağırmıştı. "Ne var, hadi söyle!"

"Cansu, bunu yapma!" Yağmur'un sesi endişeliydi. "Kendine bunu yapma! Yiğit'i takıntı haline getirme, bırak, Allah aşkına bırak artık!"

"Ne takıntısı, nasıl konuşuyorsun sen? Yiğit o fahişeyi sevmiyor tamam mı? Onunla zorla evlendi, o aşağılık orospu ona..." Lafının burasında durdu, kendini kontrol etmek istermişçesine derin derin nefes alıp verdi, bir elini şakağına götürmüş, bastırıp duruyordu.

"O kadın ona ne yaptı Cansu? Yiğit'ten hamile kalması zorlamaksa tamam, haklısın. Ama artık onlar evliler ve unutman lazım."

"Hamile kaldığı için mi?" Bunu söylerken isterik bir kahkahaya boğulmuştu. Güldü, güldü, ta ki gözlerinden yaşlar boşanıp ağlamaya başlayana kadar. Bildiklerini anlatamazdı ve bunu yapmadıkça ne hissettiğini de kimse idrak edemezdi. Onun halinden gitgide huzursuzlanan Yağmur telaşla yaklaşıp sarıldı, sakinleştirmeye çalışırcasına saçlarını okşadı ve, "Geçecek, bu da geçecek, hadi eve gidelim," dedi.

O geceyi arkadaşının evinde geçirdi, sabaha kadar uyumadı; birkaç defa Yiğit'i aradı, fakat genç adamın telefonu kapalıydı. Gözlerinin önünde apaçık duran gerçeği, onun geceyi karısıyla geçirmeyi tercih ettiğini kabullenmek istemiyordu. Kim bilir o aşağılık orospu nasıl dalavereler çevirmişti de Yiğit partiye geri dönememişti. Bunu karşılaştıkları ilk anda soracaktı tabii ki! Ve kafasında dönüp duran diğer soru da Alya'nın partiyi ve yerini nasıl öğrendiğiydi. Arkadaşları ve kendisinden başka bilen yoktu, bir de şu salak asistan kız, Deniz! Mutlaka ondan öğrenmişti, başka ihtimal yoktu. Aklının bir köşesine Deniz'i yazdı, ilk fırsatta bunun hesabını soracaktı. Ve ne olup bittiğini Yiğit'ten en kısa sürede öğrenmeliydi, zira nasıl davranacağına ondan sonra karar verecekti.

SORMA KALBİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin