4.8

482 34 1
                                    

"Son üç gündür kimseyi görmeden evde oturuyorum. Kafayı yiyecek gibi hissediyorum kendimi. Deli gibi özlüyorum ve bu özlem artık bana ağır geliyor. Ama yine de Uraz ile konuşurken buz gibi duruyorum. Gururum hala aramızda. Kızlarla hiç konuşmuyorum. Hiç birinin aramasına cevap vermiyorum. Artık meşgule atma zahmetine bile girmiyorum. Ama onlar ne aramaktan ne de yazmaktan vazgeçiyorlar. Onları da özlüyorum ama bu Uraz'ı özlediğim gibi değil. Uraz'ı özlemek ölmek gibi geliyor." dedim hemen yanımda uyuyan Scusa tüylerini okşarken Ceylan abla derin bir nefes aldı.

"Uraz ile konuşman gerekir hali gerçekten hiç iyi değil. Derya abla ile konuştum Uraz'ı yanına çağırmış ama Uraz bunu kesin bir şekilde reddetmiş." dediğinde derin bir nefes aldım.

"Ne yapacağımı hiç bilmiyorum." dedim gerçekten bilmiyordum. Düşüne düşüne kafayı yiyecektim galiba.

"Hadi ama ne yapman gerektiğini ikimizde biliyoruz. Uraz ile konuşup şu sorunu halletmeniz gerekiyor." dediğinde derin bir nefes aldım. Keşke o kadar kolay olsaydı ama değildi onu affedeceğimi biliyordum ama nedense affetmek istemiyordum aslında istiyordum ama her şey o kadar karışıktı ki yine ağlamaya başlamam an meselesiydi!

"Size bu akşam bir buluşma ayarlasam? Bizim evde siz ve biz. Biz varken belki daha iyi hissedersiniz." dediğinde köpeğimin tüylerini okşamayı bıraktım.

"Hayır! Daha hazır değilim. Hem bu bizim yalnız yapmamız gereken bir şey." dedim bilmiş bilmiş Ceylan abla gülerken ben derin bir nefes aldım.

"Son zamanlarda bir şeyleri yalnız yapabilecek gibi durmuyorsunuz." dediğinde tam cevap verecektim ki zil sesi evde yankılandı. Scusa hafifçe kıpırdandı ama uyanmadı. Minik bir bebek gibiydi ve onun bu halleri bana iyi gelen tek şeydi zil tekrardan çalınca derin bir nefes alarak ayağa kalktım.

"Kapı çalıyor kapatıyorum." dedim heyecanlı bir şekilde. Uraz mı gelmişti yoksa? Kalbim hızlanırken Ceylan ablanın "Tamam tatlım haberleşiriz." dediğini duydum ama cevap vermeden kapattım. Derin bir nefes alarak kapıyı açtım.

Karşımda Derya Hanım'ı görünce ne yapacağımı bilemez halde bir süre ona baktım. Kadın Uraz'ı benziyordu yada Uraz kadına benziyordur diye düzeltti beni hiç sesim. Kapıda duran kadını hem çok iyi tanıyordum hem de hiç tanımıyordum.

"Zeyna abla." diye bana seslenen Atlas ile derin bir nefes alarak ona çevirdim bakışlarımı. Atlas bana mutluluk ile bakarken çoktan gelip belime sarılmıştı bile son gördüğüm zamandan bu yana baya bir uzamıştı. Bende Atlas'a sarılırken bir an Derya Hanım'ı tamamen unutmuştum.

"Biliyor musun Zeyna abla biz abime süpriz yapmaya geldik." dediğinde kalbimin yine özlemle yandığını hissettim.

"Eminim çok mutlu olacak ablacım." dedim yüzüme bir gülümseme yerleştirdikten hemen sonra.

"İçeri gelebilir miyiz?" diye sordu Derya Hanım gergin bir şekilde. Başıma geleceklerden korkarak derin bir nefes aldım. Şimdi de Uraz'ın annesinden bir dünya laf yiyecektim. Allah bilir kadının gözünde hangi konumdaydım. Sinirim yine tepeme çıkarken derin bir nefes aldım.

"Tabii ki kusura bakmayın ben sadece sizi bir an görünce şaşırdım." dedim kapıdan çekilirken Derya Hanım hafif gülümseyerek içeri girdi.

"Ne içersiniz?" diye sordum hem kibarlıktan hem de kendime zaman kazandırmak için.

"Hiç zahmet etme kızım." dediğinde derin bir nefes alarak ona döndüm.

"Ne zahmeti. Aç mısınız ilk onu sormam gerekiyordu değil mi? Dediğim gibi heyecandan böyle oldu kusura bakmayın." dedim Derya Hanımla birkaç kere konuşmuştum ama yanımızda hep birileri vardı şimdi ilk defa yalnız kalmıştık. Son olanlardan sonra bu beni oldukça geriyordu. Olayın buralara gelmesini ve onların öğrenmesini hiç istemezdim.

Anemon | YARI TEXTINGWhere stories live. Discover now