2.6

971 68 142
                                    

Sahiplenilmek güzel bir duygudur. İnsan sevildiğini genelde böyle anlar. Ben genel de hiçbir şeyi sahiplenmem ama sahiplendiğimde tam sahiplenirim. Uraz elimi tutmuş beni okuldan çıkarmıştı. Şimdi ise el ele yürüyorduk. Nereye gittiğimizi bilmiyordum ama şu an umursamıyordum. Umursadığım şey bu saatten sonra ne olacağıydı.

"Uraz." dedim sonunda kendimi geldiğimde. Ama o beni takmadan yürüme devam etti. Elini elimde hissetmek beni heyecanlanıyordu ama biz böyle bir yere varamayacaktık.

"Uraz dur bir saniye de konuşalım." dedim anın büyüsüne kapılmamayı denerek. Aslında hiçbir şey konuşmak istemiyordum onunla gitmek istiyordum ama bunun bir sonu yok gibi duruyordu.

"Uraz sana diyorum." dediğimde durup bana döndü kızgın gözüküyordu.

"Ne konuşmak istiyorsun Zeyna?" dediğinde dahala el ele olan ellerimizi kaldırdım.

"Mesela bunu?" dediğimde sesim biraz yüksek çıkmış olmalı ki birkaç yüzün bize döndüğünü fark ettim ve ses tonumu kısarak devam ettim.

"Bu da ne demek oluyor?" dedim içimdeki küçük kız utançla başını eğerken ona göz devirdim boşa ümitlenmek istemiyordum. Uraz ilk baş kaldırdığım ellerimizi indirdi. Sonra bakıp gülümsedi biraz sakinleşmiş gibiydi. Gülümsemesi çok güzeldi. Bana vişne çiçeklerini hatırlatıyordu çünkü dudakları tenine göre çok kırmızıydı.

"Bu bu demek oluyor Zeyna." dedi ve beni çekiştirerek yürümeye devam etti. Nabzını hemen kendi nabzımın üstünde hissedebiliyordum. Ona bu kadar yakın olmak itiraf etmeliyim ki çok iyi hissettiriyordu.

"Uraz." dedim kendime gelerek yarın yine benden gidecek miydi? Neden bir şey demiyordu. Beni takmayınca elini elimden çekmeye çalıştım ama öyle sıkı tutuyordu ki çekmeyi bırak kıpırdatamamıştım bile.

"Rahat dur." dediğinde ofladım ama beni yine takmadı.

"Durursan konuşmak istiyorum." dedim Uraz beni kendine çekip hemen yanımda olan ağaca yasladı.

"Tamam konuş dinliyorum." dediğinde hemen dibimde duran yüzüne baktım. Çok yakındı ve bu benim aklımı karıştırıyordu.

"Ben." dedim ama diyecek birşey bulamıyordum Uraz ise keyifle bana bakıyordu.

"Ben. Ah bu da ne demek oluyor Uraz? Sen ne yapmaya çalışıyorsun?" dedim gözlerimi yere indirirken şimdi gözlerimin önünde ayakkabılarımız vardı siyah gri olan ayakkabıları çok hoş duruyordu. İkimizde spor giymiştik ama o benden çok uzundu en az bir seksen beş olmalıydı. Yanında minicik kalıyordum.

"Ne yapıyorum?" dedi başımı eliyle kaldırmadan hemen önce.

"Ben seni anlayamıyorum." dedim gözlerimi ondan kaçırırken bir yakın bir uzak olması dengemi kaybetmeme sebep oluyordu.

"Bunda anlamayacak ne var Zeyna?" dediğinde halinden keyif alır bir hali vardı.

"Anlayacak birçok şey var anlamayacak o kadar çok şey var ki. Bir yakınsın bir uzak sana nasıl davranmam gerektiğini anlayamıyorum. Bu hallerin canımı sıkmaya başladı."  dedim sinirden dudaklarımı ısırıyordum.

Uraz ise "Bak sen." diye cevap verdiğinde onu iterek geldiğimiz yöne doğru yürümeye başladım. Resmen benimle dalga geçiyordu. Uraz beni bir anda kucağına aldığında korkudan attığım çığlık sokakta yankılanmıştı.

"Uraz bırak beni." dedim kendime geldiğimde.

"Hayır." dediğinde sinirden gözlerim dolmuştu yine.

"Git dalga geçecek başka birini bul." dedim boğuk çıkan sesimle. Uraz biraz ilerdeki piknik masasına oturup beni de kucağına çektiğinde inmek için hamle yaptım ama o belime sarılıp beni kendine çekti yine.

Anemon | YARI TEXTINGWhere stories live. Discover now