1.3

1K 85 104
                                    

Ateş'in neden bu kadar sinirlendiğini anlayamıyordum ama kendimi toplayıp cevap verdim.

"Niye beni arıyorsunuz Ateş ne oldu?" dedim sankin olmaya çalışarak o ise sakin olmak yerine daha da sinir oluyor gibi duruyordu ve bana bakmak yerine Uraz'a bakıyordu. En sonunda gözlerini bana çevirdiğinde daha da sinir olduğunu bana kanıtlamıştı.

"Dün geceden beri kimse sana ulaşamadığı için olabilir mi? Sen bizi bu kadar mı umursamayı bıraktın Zeyna?" diye sesini yükselttiğinde kafede oturan birkaç masanın gözleri bize dönmüştü.

"Sessiz ol ve bana bağırma ben Renesmee'ye mesaj attım." dediğimde sakinleşmeye çalışarak derin bir nefes aldı ve gözleri kapalıyken konuştu.

"Nerede kiminle olduğunu bile söylememişsin Zeyna! Uraz ile mi takılmaya başladın bizi bırakıp?" dediğinde bu sefer Uraz'da sinirlenmeye başlamıştı.

"Sanane Zeyna'nın neyi oluyorsun ki sen? Kiminle isterse onunla takılır kiminle isterse onunla konuşur." dediğinde derin bir nefes aldım biraz sonra birbirlerine girecekmiş gibi duruyorlardı.

"Ateş gel otur konuşalım." dedim ve yanımdaki sandalyeyi çektim Ateş ise yine gözlerini dikmişti ve bana bakmadan konuştu.

"Tamam Uraz'ı gönder biz seninle zaten konuşuruz. Haddini ve yerini karıştırmaya başladı bu çocuk yine belli ki. Kendisinin kim olduğunu ölçmeden gelip benim kim olduğumu sorguluyor." dediğinde Uraz saniyeler içinde oturduğu yerden fırlamıştı ve Ateş'e atılmıştı bile.

"Yeter!" diyebilmiştim sadece Uraz Ateş'e vurmadan o yumruk yaptığı havada ki eli ile bakarken Ateş onun şaşkınlığını fırsat bilip kendi yumruğunu Uraz'ın gözüne patlattı. Uraz hafif sendelerken beyaz teni çoktan kıpkırmızı olmuştu bile. Ben çığlık attığım da kafede ki herkes  bize bakıyordu artık.

"Ne yapıyorsun sen Ateş?" dediğim Uraz'ın gözüne bakmaya çalışırken Uraz ise benim kolumdan nazikçe kurtulmaya çalışıyordu Tunahan hemen arkamızda durmuş kime nasıl müdahale etmesi gerektiğini anlamaya çalışıyordu resmen "Buz getirir misin? Ama sadece poşete koyma temiz ince bir beze sar poşetin üstünden." dedim Tunahan kararsız kalsa da tekrar ettirmeden hızlı adımlarla mutfağa yöneldi.

"İlk o vuracaktı ama. Onu niye görmüyorsun haklıyken haksız duruma niye düşürüyorsun beni? Benim yanımda durman lazım! Benim ben senin Ateşinim beni iki günlük bir piçe mi tercih edeceksin?" dediğinde sinirlerim iyice gerilmişti.

"Zeyna bırak beni senin canını yakmak istemiyorum." demişti sarılı olan kollarımdan kurtulmaya çalışırken beni üzerinden atamamasının sebebi ise ona kuala gibi yapışmam olabilirdi tabii.

"Lütfen Uraz ben halldeceğim bari sen sorun çıkartma bana." dediğimde haraket etmeyi bıraktı Tunahan buzu gözünün üstüne koyarken "Sakin ol." dediğini duymuştum. Sinirden yine kulaklarım uğuldamaya başlamıştı.

"Bu bir tercih değil Ateş buraya gelip sorun çıkaran sendin. İstediğini yapıyorum işte hayatıma devam ediyorum bunun neresi yanlış?" dedim sakin olmaya çalışarak artık bende Ateş'e bakıyordum.

"Ben sana hayatına devam et dedim. Kendini ilk bulduğun erkeğin kollarına at demedim!"

Duyduklarım karşında ilk baş şaşırsam da üzüntüm daha ağır basmıştı ama onu da geçen bir şey varsa bu kesinlikle sinirimdi. Ateş'in dibine kadar gidip tokadımı suratının ortasına geçirdikten sonra derin bir nefes aldım. Ama sinirlerim hâlâ geçmemişti. 

"Yazıklar olsun Ateş. Sen beni hiç tanımamışsın." dedim ve hemen arkasında bize doğru koşarak gelen grubumaza takıldı gözlerim. Tabii ben kimse ile konuşmak istemiyordum orası ayrıydı tam masaya yönelmek için arkamı dönmüştüm ki Ateş'in kolumu tutması ile ona geri dönmek zorunda kaldım.

"Sen bana bir piç yüzüden mi vurdun şimdi?" dediğinde dolan gözleri görmemesi için gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.

"Kör mü oldun Ateş? Neler yaptığını göremiyor musun?" dedim ve sustum kendimi ona anlatmak istemiyordum onu görmekte istemiyordum. Belime dokunan elleri ilk baş Ateş sansamda Uraz'ın kokusu gelince burnuma biraz sakinleştim.

"Bırak Zeyna'nın kolunu." dediğinde sakinleşmemem gerekiyordu aslında Ateş az önce Uraz'a piç demişti.

"Sana ne lan Zeyna'nın kolundan?" diye bağırdığında korkarak biraz daha Uraz'a sindim. Ateş'in bu hali beni korkutmuştu sanki beni yeni tanıyan kişi Uraz değil de oydu.

"Zeyna'yı korkutuyorsun. Bırak kolunu biz hesabımızı sonra hallederiz seninle." dedi sonra beni nazikçe çekmeye çalıştı ama Ateş kolumu daha da sıkması ile sonuç buldu bu hareketi.

"Seni var ya Zeyna'nın kolunu bıraktığında senin o elini sana yedireceğim Ateş!" dediğinde sinirlerim iyice bozulmuştu kimse beni takmıyordu.

"Ne yapıyorsun sen Ateş? Ne bu hal?" diye bağıran Ezrak ile derin bir nefes aldım. Sonunda bizden biri gelebilmişti.

"Bırak Zeyna'nın kolunu!" dedi Renesmee hemen ardından şimdi herkes bizim çevremizde toplanmıştı resmen.

"Polis çağırmamı ister misiniz?" dedi tanımadığım bir ses.

"Gerek yok efendim Ateş gidecek şimdi siz lütfen rahatsız olmayın." dedi Venüs ama hepimiz gerdindik. Aşırı bir gerginlik vardı üzerimizde.

"Neler oluyor burada! Zeyna neden ağlıyor ve Uraz'ın gözü neden mor? Ve tabii ki Zeyna neden sizin ikinizin aranızda?" Yıldırım dayımın sesi ile iyice gerilince daha fazla rezil olamayacağımı anladım. Şimdi tüm bu olanlar annemin kulağına da gidecekti ve biz yine kavga edecektik.

"Ateş bırak artık kızı Zeyna'ya zarar veriyorsun!" dediğinde ilk kez gözlerimi açtım Doruk sinirle Ateş'e bakıyordu. Tunahan, Doruk, Tuna sinirle Ateş'e bakıyordu. Ezrak endişe ile hem bana hem de Ateş'e bakarken. Yıldırım dayım ve Uraz sadece endişe ile bana bakıyorlardı.

"Ama beni değil onu tercih ediyor! Benim yerime yine onu seçiyor!" dedi Ateş daha la neler olduğunu anlamıyordu.

"Hadi abicim gel biz seninle biraz dolaşalım." dedi dayım biliyordum ki amacı Ateş'i benden uzaklaştırmaya çalışıyordu. Ateş kolumu hele sonunda bıraktığında derin bir nefes aldım. Renesmee hemen gelip bana sarıldığında Ateş kapıdan çıkmadan bana bir kez daha baktı. Şu an üzgün duruyordu ama ben artık üzgün değil sinirliydim.

"İyi misin?" Uraz'ın sorduğu soru ile gözlerim onu bulduğunda sinirlerim iyice bozuldu. 'Harikayım herkese rezil oldum kaç yıllık arkadaşım ile kavga ettim ama mükemmel hissediyorum.' demek geliyordu ama onun yerine düşünmeden konuştum.

"Sen de git Uraz seni de görmek istemiyorum."

Duydukları ile gözlerinde ki hüzün bana ulaşsada gözlerimi kapattım. Şu an sadece kafa dinlemek istiyordum. Onun bu üzgün hali beni de üzüyordu ama şimdi sadece kafa dinlemek istiyordum. Uraz sessizce giderken bende göz yaşlarımı sessizce saldım. Ne yapmam gerektiğini bile bilmiyordum. Sadece yalnız kalıp düşünmem gerekiyordu. Bu saatten sonra Uraz yanıma gelir miydi onu da bilmiyordum tabii. Belki de onu kaybetmiştim sonsuza dek.

Anemon | YARI TEXTINGWhere stories live. Discover now