0.8

1.3K 120 87
                                    

Saattlerdir oturmuş düşünüyordum. Yaptığım tek şey düşünmekti ama ben yine de çok yorgundum. Anonim dahil herkes suskundu zaten bizimkiler uyuyordu.

Müstakbelin: Sabahın seheri günden ileri ben kimi sevmişim senden ileri? (06:38)

Telefonuma gelen bildirim sesi ile gözlerimi devirdim yine şom ağzımı açmıştım ama gelen mesajı okuduğumda gülmeden edemedim.

Siz: Şimdi sen kesin sazda çalabiliyorsundur? (06:39)

Müstakbelin: Birazcık. (06:39)

Siz: Yetenekli çocuksun vesellam. Ama beni sevdiğine göre biraz salaksın. (06:40)

Müstakbelin: Yine kendine haksızlık ediyorsun. Sen çok güzel ve çok akıllı bir kızsın Zeyna. (06:40)

Siz: Neyse ben yatıyorum iyi uykular sana. (06:45)

Kulaklığımı alıp bu gece ateş yaktığımız yere doğru yöneldim birazdan güneş doğacaktı ve bunu izlemek gerçekten çok güzel olurdu. Ateş alanına yöneldiğimde hala Uraz'ın hala orada oturduğunu fark ettim ve iskeleye yöneldim.

"Gelsene." diye seslendiğinde daha iki adım atabilmiştim henüz.

"Rahatsız etmeyeyim." dedim daha ona doğru bile dönememiştim.

"Saçmalama istersen buraya beraber geldik. Bende közde kahve yapıyordum sende içmek ister misin?"

"Olur." dedim ve pes ederek yanına oturdum. Gerçekten közde özenle kahve yapıyordu.

"Bu senin olsun." dediğinde kahveye şüpheyle baktım.

"Ben sade içiyorum sen onu kendine yapmışsındır Ben içemem onu öyle." dedim ve az ilerde ilk ışıklarını yayan güneşe baktım göle yansıması vuruyordu bir esila değildi ama yine de güzeldi.

"Bende sade içiyorum. Ayrıca seninde sade kahve içtiğini biliyorum." dediğinde gölden gözlerimi çekerek ona şüpheyle baktım o ise pişen kahveyi fincana dolduruyordu.

"Nereden biliyorsun bunu?" dedim ama sesim beklediğimden daha sinirli çıkmıştı. Şarkıdan sonra bir de bu çıkmıştı şimdi başıma. Uraz olamazdı değil mi? Anonim Uraz olamazdı. Olmamalıydı.

"Sakin ol! Benimle birlikte kafede senin içinde filtre kahve söylemişlerdi. Filtre kahve içen biri Türk kahvesini de sade içer. Kendimden biliyorum yani." dediğinde iç sesime sert bir küfür yolladım sonra da anonime niye bunu yapıyordu bana? Onun yüzünden herkese şüphe ile bakıyordum.

"Teşekkür ederim." dedim kahveyi bana uzatınca. O kendi kahvesini yaparken ben biraz onu, biraz denizi ve en çok ta kendi düşüncelerimi izledim durdum. En sonunda derin bir nefes alarak konuya girdim.

"Teşekkür ederim bugün bana yardım ettin ama ben kendimdimde halledebilirdim." dedim yeni doğan güneşi izlerken. Şimdi huzur bitmişti işte.

"Halledebileceğini biliyorum. Ama onun sana o tarz sarılmaya hakkı yoktu ve sen fazla dağılmış görünüyordun savaşçı bir prenses olsanda biraz dinlenmeye ihtiyacın vardır düşündüm." dediğinde dedikleri sinirimi bozmuştu ben prenses değildim.

"Ben prenses değilim. Bana bu şekilde ithap etme." dedim artık göle huzurla değil sinirle bakıyordum. Beni yine deli etmişti.

"Prenses olmak kötü bir şey değil. Her kız prensestir. Çünkü her biriniz çok özelsiniz." dediğinde tam cevap verecektim ki konuşmaya devam ederek beni susturdu.

"Bak güneş her gün doğuyor ama hep farklı doğuyor. Siz kızlarda böylesiniz işte. Güneşte tüm yükü sizin gibi omzuna alıyor. Dünyayı, gezegenleri, evreni aydınlatıyor. Siz Güneş'ken biz erkekler biraz daha Mars gibiyiz siz olmadan bir tarafımız hep karanlık ve soğuk ama siz bizi gelip aydınlatıyor ve ısıtıyorsunuz."

Uraz konuşmayı bitirip derin bir nefes aldı o da benim gibi gölü izliyordu.

"Uraz" dedim bir anda ona sorsam tarafsız bir cevap verebilirdi çünkü "Siz erkekler neden yalan söylersiniz bir kıza?" dediğimde gölden gözlerini çekip bana vaktı, bir süre beni izledikten sonra gözlerini tekrar göle çevirdi ama ben dahala merakla onu izliyordum.

"Yalanın kızı erkeği yoktur Zeyna. Yalan söylemek acizliktir. Yalan söyleyince bir insana ümit vermiş oluruz ve bir insana ümit vermek ona yapılacak en kötü şeydir. O yüzden yalan söyleyen insanlar acizdir."

Dediklerini kafamda tarttığım da haklı olduğunu fark ettim. Uzay bana yalan söylerek bana ümit vermişti. Ama her insan yalan söylüyordu yalan söylemenin kötü bir şey dolduğunu bile bile.

"Peki sen hiç bir kıza yalan söyledin mi?" dediğimde bir süre tepkisizce gölü izlemeye devam etti Ben artık cevap vermesini beklemediğimde onun konuşmaya başlaması çok komikti. Gerçi bizim şu an burada oturup konuşmamız da komikti.

"Evet. Ablama söyledim ama ondan sonra bir daha yemin ettim yalan söylememeye." dediğinde anından "Neden?" diye sordum sonra fark ettim ki öküzlük yapmıştım.

"Afedersin istersen anlatma. Boş anıma denk geldi." dedim artık ona değil göle bakıyordum ve boynuma kadar kıpkırmızı olmuştum. Uraz gözlerini üzerimde gezdirdiğinde ben inatla göle bakıyordum.

"Çünkü o gece ablam öldü. Benim ona söylediğim son şey bir yalandı ama daha çok küçüktüm ablamın aksine. Gerçi ablamda küçüktü daha lise ikiye gidiyordu. Ben ise sekizinci sınıfa." dediğinde bu sefer ona baktım gözlerinde saf bir acı vardı.

"Çok üzüldüm Uraz Allah rahmet eylesin. Neden öldü?"

Dediklerim ile dilimi ısırdım çok meraklıydım bu sabah yine.

"İntihar etti. Hem de bizim yüzümüzden, hepimiz yüzünden."

"Anlayamadım?" dedim sorar gibi o ise bakışlarını benden çekerek göle çevirdi.

"Ablam o gün okula giderken bir hayvan tarafından tecavüze uğramış Zeyna. Benim ablam lise ikiye gidiyordu daha. Üstünde okul forması, sırtında çantası ile hemen bizim mahallenin sonunda ki okulunu giderken bir hayvan tarafından tecavüze uğradı. Sonra o adam onu orada bıraktı okul saatte geçti benim ablam gelmedi annem bizi komşuya bırakıp okula gitti öğrenmiş ki ablam hiç okula gitmemiş. Hemen polise haber verdiler ablamı aramaya başladılar. Bizim mahalle iyi bir mahalleydi tabii kimse beklemiyordu. Saatler geçti ertesi sabah oldu bizim mahallede bir ev vardı eski polisler en son oraya bakmayı akıl etmişler. Ablam oradaymış. Bileklerini kesmiş. İlk olarak intihar sandılar ama otopsiye girince belli olmuş benim ablama hayvanın teki tecavüz etmiş. Ama ablam ne yapmış biliyor musun? İntihar etmeden üstünü giyinmiş. Kendini saklamış anneme de bir mektup bırakmış. 'Annem ben kirlendim ama sen üzülme. Melerkler çok temiz olur ben temizlenmeye gidiyorum...' sadece bunlar yazıyordu. Annem yıkıldı ve bunu yapan adam sadece iki yıl hapis yattı sonra iyi halden ve ablamın onu tahrik etmesinden dolayı affedildi."

Uraz'ın dedikleri ile gözlerimden yaşlar akmaya başladı ama ona diyebilecek birşeyim yoktu. Zaten o da benim konuşmama izin vermedi.

"Ama komik olan ne biliyor musun Zeyna benim ablam sırf bir hayvan ona sahip oldu diye kendini öldürürken şimdi ki genç kızlar karakterlerine tecavüz ettiren yaratıklara aşık olan  kitap karakterleri yazıyorlarmış. Şimdi benim ablam boş yere mi öldü? Bu yıllarda tecavüze uğrasaydı yaşayacak mıydı?" diye sorduğunda derin bir nefes aldım.

Demek ki o da okullarda yapılan konferansı izlemişti. Gönüllü Elçiler diye bir grup Wattpad yazarının başlattığı #FarkınavVaralım etkinliği üzerine artık okullarda bile konferans verecek kadar ilgi toplamışlardı.

"O yüzden bugün sana yardım ettim Zeyna benim ablamın çığlıklarını kimse duydu mu bilmiyorum ama ben bir prensesin çığlıklarına sessiz kalamadım. Evet siz çiçek sevebilirsiniz ama siz çiçek değilsiniz bugün susarsanız yarınınız olmaya bilir. O yüzden avukat olunca bunları unutma olur mu? Asla susma. Biraz kendin, biraz ablam ve en çok diğer kadınlar için konuş."

💙💙💙💙

Bugün #FarkınaVaralim #Bugünsusarsakyarınımızyok

Seni unutmadık unutmayacağız #ÖzgecanAslan

Anemon | YARI TEXTINGWhere stories live. Discover now