2.9

724 56 43
                                    

Hiç sevememekten korktuğunuz oldu mu? Benim oldu belki yaşamım kısaydı ama bu kısa hayatımın yarısından fazlası korkmakla geçti çoğunuzda olduğu gibi. Hayat geçiyordu karanlıktan korkmam bitmiyordu. Büyüyordum hala yalnızlıktan korkuyordum. Ama en büyük korkum sevsmemekti Uzay''dan sonra bir daha sevememek ya da güvenmemek. Ben yalnız ölmekten korkuyordum belki de ondadı yalnızlık korkum. Belki de ondandı annemin gitmesini istememem. İçim acıyordu annem gideli ne kadar olmuştu beş, altı ay? O zaman kasımdı şimdi ise mayıs. Koca evde yalnızdım diyemem çünkü balkonda uyuma alışkanlığı edindim. Tabii Uraz balkona pimapen yaptırdı üşüyüp hasta olmayayım diye ama evde kızlar yokken tüm yaşam yerim kesinlikle balkonum oldu. Korkmaktan daha çok onu seyrederek uyumak için mi yapıyordum bilmiyorum ama aldığım en büyük karar buradan ve bu evden gitmekti. Peki nereye mi gidecektik gönül isterki iki mavinin arasına ama şu an mümkün olmadığı için İzmir'e gidiyorduk üniversite için ve sınava bir aydan az kalmıştı avukat olabilecek miydim onu bilmiyordum ama Uraz kesinlikle mimar olacaktı ve çizimlerine baktığım zaman mimarlık bölümünün kesinlikle yetenekle alması gerektiğine karar veriyordum her defasında. Ben onun çizimlerine yetenek diyordum ama o 'hayal gücü bu hem de seni sevmenin verdiği bir hayal gücü' diyordu her defasında. O çok başarılı olacaktı benim aksime bunu ona baktığım zaman görebiliyorum. Elimdeki dürbünle suratını izlediğim adamın göğsüne çevirdim bakışlarımı. Bir insanın en çok neresini sevebilirdiniz ben göğüsünü seviyordum bu adamın. Gülüşünü, kokusunu, gözlerini değil inip kalkan göğüsünü yuvamı seviyordum. Telefonumun çalması ile dürbünü bırakıp telefonu açtım Renesmee arıyor olmalıydı çünkü büyük gün gelmişti.

"Efendim bebeğim." dediğim de Uraz'ın uykulu sesi kulaklarıma dolup tüm kirini pasını silmişti.

"Sana kaç kere dedim şu telefona bakmadan açma diye." dediğin de uzakta olmasını fırsat bilip göz devirdim.

"Beni kim arayabilir ki aşkım hem ne zaman uyandın sen?" dedim 'aşkım' kelimesi ona karşı kullandığım bir koz haline gelmişti bu aralar bu kelimeyi duydukça yumuşuyordu. Çoğu insanan göre klişe olabilirdi ama birinin sizi sevmesini imkansız olarak gördüğünüzü düşünün ve sonra o insanın size aşık olduğunu o zaman çoğu klişe bile size çok anlamlı gelecektir.

"Senin beni izlemeye daldığın zaman." dediğin de yüzümün yandığını hissettim.

"Kapatıyorum ben." dedim sonunda fazla sustuğumu anlayıp.

"Seni seviyorum." dedi o benim aksime çok konuşup yine.

"Bende seni çok seviyorum." dedim ve telefonu kapattım ama gözlerimi ondan çekemiyordum. Sonunda gözlerimi ondan çeken telefonumun zil sesi oldu. Bu son zamanlarda hep öyle oluyordu zaten ve ben sırf telefonumdan nefret etmeyiyim diye en sevdiğim müziği yapmıştım.

"Hazır mısın?" diyen Renesmee ile salıncağımdan kalktım.

"Evet hazırlanıp çıkacağım sizde durumlar nasıl?" dedim merakla.

"Pasta hazır, mekan hazır, bizim hediyeler hazır ya peki seninkiler?" dediğinde derin bir nefes aldım.

"Notlar hazır, kurdelalar hazır. Bir tek bolonlar kaldı ki onları da beraber şişireceğiz." dedim bir nefeste çok heyecanlıydım.

"Uraz uyandı mı?" dediğinde "Evet." dedim

"O zaman sen kapat ben Zilan'ı arayayım da hemen gitsin Uraz evden çıkmadan sende çabuk ol hazırlan ve kafeye gel."

"Peki." dedim ve telefonu kapatarak banyoya yöneldim. Hızlı bir duş aldıktan sonra havluya sarılıp odama çıktım ve bugün için aldığım mavi omuzları açık uzun elbisemi giydim. Bugün her şeyin mavi olmasını istiyordum çünkü ben onu iki mavi arasında sevmiştim. Ahmet Batman'ın kitabında olduğu gibi ama bizim sevgimiz onlar gibi değildi. O kadar masum olamazdım ben. Isınan maşa ile düşüncelerimden sıyrıldım ve topladığım saçlarımı yapmaya başladım. Kurutmadan yapmamın tek sebebi kuruyan saçlarımın çok kabarmasıydı. Saçlarıma şekil verip sıradan olan makyajımı da yapıp evden çıktım. Elimde kocaman bir çanta vardı içinde ise süpriz hediyem. Kafeye vardığım zaman her şeyin hazır olduğunu görmek güzeldi demek isterdim ama değildi saattin erken olması ile daha yeni süslenmeye başlanmıştı. Beni fark eden Ceylan abla yanıma gelip beni şöyle bir süzdü ve ıslık çaldı.

Anemon | YARI TEXTINGWhere stories live. Discover now