0.5

1.5K 109 94
                                    

Siz: O saatte kadar uyumadın mı? (06:00)

Siz: Ve şimdi muhtemelen uyuyorsun. (06:00)

Siz: Ama olsun günaydın. (06:01)

Müstakbelin: Farkında mısın bana ilk defa bu kadar çok mesaj atıyorsun? (06:01)

Müstakbelin: Günaydın sana. (06:01)

Siz: Bu saatte kadar hiç uyumadın mı? (06:05)

Müstakbelin: Sende uyumadın. (06:06)

Müstakbelin: Sen uyumuyorken bende uyumak istemedim. (06:06)

Müstakbelin: Ee bugün ne yapacaksın? (06:15)

Müstakbelin: Okul da yok neden bu kadar erken kalktın? (06:20)

Müstakbelin: Galiba uyudun? (06:25)

Müstakbelin: Ah be Anemonum oturup konuşamıyoruz bile. (06:28)

Müstakbelin: Burada kendi kendime konuşuyorum. (06:30)

Banyodan çıktığım da bildirim ışığı yanan telefonuma gittim ve yine ondan gelen mesajlarla karşılaştım ne kadar da işsiz güçsüz biriydi bu insan. İşini gücünü ben yapmıştı resmen onu esgeçip Renesmee'yi aradım ikinci çalışta açınca rahatladım. Uyuya kalsaydı geç kalırdık.

"Günaydın güzelim." diyen Renesmee ile düşünmeyi kestim.

"Günaydın. Hazır mısın bakalım?"

"Evet. Ay çok heyecanlıyım ya." dediğinde gülmeden edemedim o da benim gibi küçücük şeylerden mutlu olabiliyordu.

"Abartma kuzu ya biz bize gidiyoruz ve alt tarafı iki gece kalacağız." dedim gardolabıma giderken çantamı dünden hazırlamıştım zaten. Siyah sporcu taytımı ve bordo kapşonlu sweat tişörtümü çıkartım ve çekmeceden mavi iç çamaşırı takımımı da alarak dolabı kapattım.

"Biz bize olmayacağız sana söylemediler mi?" dediğinde kaşlarım istemsiz bir şekilde çatılmıştı.

"Başka kim geliyor?" dedim sakin olmaya çalışarak ama pek mümkün olmamış ki Renesmee her zaman ki gibi anlayıp beni sakinleştirmeye çalıştı. Ama bir işe yaramıyacaktı çünkü emirvakileri hiç sevmiyordum.

"Sakin ol ya. Dün gelen Tuna'lar var ya onlar da gelecekmiş." dedi ve ekledi.

"Hadi hazırlan yirmi dakikya sizin oraya gelmiş oluruz."

"Tamam hazırlanıyorum hemen." dedim ve hızla üzerimde ki havlulardan kurtulup giyindim. Islak saçlarımı dün geceki gibi iki yandan ördükten sonra rahat bir nefes aldım on dakika da hazırlanmıştım. Daha bekleyeceğime göre anonime mesaj atabilirdim canım sıkılmasın diye. Gelen mesajları tek tek okuduktan sonra elimde olmadan gülmüştüm yine kendi kendine konuşup durmuştu.

Siz: Hayır uyumadım. Bugün şehir dışına çıkıyorum bizimkilerle sen bunu nasıl bilmiyorsun? 😂 (06:45)

Müstakbelin: Belki de biliyordum ama seni deniyordum nereden biliyorsun? (06:45)

Beklediğimden erken gelen mesaja şaşırsam da yazıklarına daha da şaşırmıştım. Ama kendimi toparlayıp hızla cevap verdim.

Siz: Bilseydin kesin yorum yapardın. Ve kimlerle gideceğimi bilir ve bir seven olarak kesin laf söylerdin ki gerçekten seviyor olsaydın. (06:47)

Müstakbelin: Zeyna beni bazen deli ediyorsun. Abanta sizin grup ile gittiğinizi biliyorum bu bir. İki beni ne sanıyorsun? Taş herifin teki falan mı? Seni seviyorum diye seni sürgün hayatına tutacak değilim. Ezrak'lara güveniyorum ben. Ama sana daha çok güveniyorum. Benimle konuşurken kimse ile gidip yakınlaşmayacağını biliyorum Anemon. Bu arada sana başka kimlerin geleceğini söylediler mi? Uraz'lara selam söyle. 😂😂😂 (06:48)

Müstakbelin: Sizinkiler geldi hadi in aşağıya. (06:48)

Müstakbelin: Bu arada seni seviyorum. İyi eğlenceler Anemon, beni özle.

Yazdıklarını okuduktan sonra birşey yazma gereği duymadan sırt çantamı aldım ve sessizce evden ayrıldım. Aşağı da herkes bizim bahçede toplamıştı dışarda ise iki araba vardı.

"Günaydın." dedim beni bekleyen topluluğa herkes tam kadro buradaydı.

"Günaydın." onlar hep bir ağızdan cevap verirken bu hallerine gülmüştüm.

"Portakalı kek yaptın değil mi?" diyen Ateş ile daha çok güldüm.

"Yaptım Ateş bin defa tembih ettin nasıl unuturum." dedim sıkılgan bir tavırla grupta yemek olaylarına ben Ezrak ve Renesmee bakıyordu resmen. Ateş ise benim portakallı kekime hastaydı tabii bende onun sesine.

"Ezrak gitarımı getirdin değil mi? Benim sende unuttuğum gibi sende evde unutmadın?" dedim ona şüphe ile bakarken.

"Unutmadım Zeyna hadi ama gidelim artık." dedi bu yolculuk için sabırsızlanıyordu o da çünkü deli gibi ders çalışıyordu hepimiz gibi.

"Ezrak, Zilan, Ateş siz benim arabaya gelin. Venüs aşkım zaten sen benimlesin." dedi ve sevgilisine öpücük attı ve bu benim göz devirmeme sebep oldu. Tamam aşıksınız, tamam çok seviyorsunuz ama niye bizim gözümüzün önünde yaşıyorsunuz?

"Geri kalanlarda Uraz'ın arabasına binsin." dediklerinde istemeden gerildim bu çocuk bana garip geliyordu ve dün yerime oturmuştu yani ona olan sinirim daha la geçememişti. Ama yine de itiraz etmeden arabaya doğru ilerledim herkes gibi. Doruk arka koltuğa oturduğun da Renesmee ortaya oturmuştu bende tam yanına oturacakken Tunç'un konuşması ile elim kapıda kaldı.

"Zeyna ben önde oturamıyorum rica etsem sen oturabilir misin? Benim midem bulanıyor da önde."

O kadar masum bakıyordu ki o masum gözlerle hayır demek çok zor geliyordu. Renkli gözlü insanları bu yüzden sevmiyordum kahverengi gözler asla bu kadar şirin olmuyordu.

"Ah tamam." dedim ve benim için açtığı kapıdan geçerek oturdum.

Herkes oturuğunda Uraz hala atabayı çalıştırmamıştı ve Ezrak'lar çoktan gözden kaybolmuşlardı bile.

"Kemerini takar mısın Zeyna?" diye sorduğunda ona anlamsız gözlerler baktım.

"Hadi ama herkes seni bekliyor." dediğinde sinirlerek inledim. Bilerek mi gıcıklık yapıyordu? Bana diyordu ama o da takmamıştı. Sinirle ona yanaştığımda o bana şüpheyle bakıyordu arkadakilerde büyük ihtimalle öyle bakıyorlardı ama umrumda değildi. Şu an fark ettiğim tek şey Uraz'ın kokusuydu. Çok ferah kokuyordu aynı deniz gibi. Ama bu bile beni sakinleştirememişti bu sefer. Sonunda sinirle Uraz'ın kemerini takıp geri çekildim ve sonra kendi kemerimi de taktım.

"Teşekkür ederim." dedi ve arabayı çalıştırdı. Onu takmayarak radyoya uzandım ve son çalan şarkıyı açtım. Kulaklarıma dolan Duman'ın şarkısı ile gözlerim kocaman açılmıştı. Gözlerim şüphe ile Uraz'ı bulurken o dikkatle arabayı kullanıyordu.

"Ne var Duman sevmez misin?" dedi sonunda bakışlarımdan rahatsız olduğunda.

"Aslında çok sever özellikle bu şarkısını ve Bal'ı sen ona bakma Uraz o bu ara fazla gergin sınavlar yüzünden." diye konuşan arkadaşımı içimden boğazlamak geçiyordu. Olabilir miydi? Renesmee bana dün Ezrak ve Ateş'in Urazlar ile çok uzun zamandır arkadaş olduğunu öğrendiğini söylemişti. Ama beni nereden tanıyabilirdi ki? Kafam yine allak bullak olmuştu. Ders çalışmasam bile bir çok konu vardı düşünmem gereken.

"Haberin yok ölüyorum. Sen gelirken ben gidiyorum." diye hep bir ağızdan şarkıyı söyleyen arkadaşlarımı huzursuzluk ile dinledim.

"Hadi ama Zeyna biraz rahat ol. Yine başkasının arabasına binince gerildin." diyen Renesmee'ye cevap olarak bende şarkıyı söylemeye başladım. Bunu daha sonra da düşünebilirim. Ama şimdi Duman söylemem gerekiyordu! Ah tabii birde her zaman ki gibi rol yapmam. 'İnsanlara belli etme ve bol bol gül' dedim kendime.

Anemon | YARI TEXTINGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin