3.1

655 46 59
                                    

Uraz'dan

Birini sevmek istemek dünyadaki en kötü ve acınası istektir aslında. Çünkü birini sevemeyecek bir hale gelen insanlar hayattan umutlarını kesmiş olan insanlardır. Ben böyle bir zamanda sevmiştim Zeyna'yı babamın annemi terk etmesinden hemen önce. Annem babamın korktuğu gibi kanserden ölmemişti yada onun dediği gibi kadınlığından da olmamıştı ama ben hayatımdan olmuş gibi hissediyordum daha on üç yaşındaydım ve mükemmel olarak kendimi adadığım çift çok kötü bir şekilde iki yıl önce ayrılmıştı. Annem iki yıl zor bir süreçten geçmişti dedem bize yardım etmişti destek olmuştu. Ancak iki yıl sonra hayatımız eski haline gelebilmişti ama benim hayata neşeli bakabileceğim bir tarafım yoktu. Hayata inanacak, aşka güvenecek tek bir sebebim bile yoktu...

Düşününce yada anlatınca insanların ergenlik psikolojisi diyerek adlandıracağa şeylerden çok daha ağır şeyler yaşamıştım. Annemin acılar içinde inlemelerini dinlemiştim çoğu gece. Ağlayan kardeşimi teselli etmek zorunda kalmıştım. İnsanların acıyarak bana bakmalarını kaldırmak zorunda kalmıştım. Bunlar bir şekilde geçmişti çünkü annem iyileşmişti ama sonra çevremde ki herkes birbirini sevmeye başlamıştı. Lise aşkı dedikleri zamana gelmişti zamanım. Zilan Tunahan'dan önce iki yıl boyunca platonik olarak sevdiği çocuğun adını defterlere karalamaya başladı.

Doruk kızlarla takılmaya...

Tuna ise ondan ona koşuyordu.

Bir yerde herkesten çok eksiklik hissetmeye başladım. Ben sevemiyordum beni sevenler olmasına rağmen ben kimseyi sevemiyordum. Bu eksiklik benim canımı sıkıyordu sevmek istiyordum ama sevecek birini bulamıyordum yada beni bırakmayacak birinide bulamıyor olabilirdim çünkü herkes ayrılıyordu birbirinden ve bir taraf her zaman acı çekiyordu. Tuna'nın bıraktığı kızlar, Doruk'un ilk aşkının acısı ve Zilan'ın kavuşamadığı Ege'si gibi. O sıralar en çok bana destek olan Can abim'in Ceylan ablaya olan aşkı gibi bir adı istiyordum onu senelerce bekleyecek olabilmeliydim o ise beni tamamen her hücresi ile sevebilmeliydi.

"Evleneceğin kızı bulmuş gibi bakıyorsun." diyen Can abi ile arkamı döndüm ve fısıldayarak konuşmasına şükrettim çünkü Zeyna yalnız yaşamanın ürkekliğini çekiyordu.

"Evleneceğim kızı buldum çünkü." dedim ve ona balkonu işaret ettim şu an Ceylan yengemin evindeydik kendisi psikolog olarak ergen ve genç psikolojisini seçmişti ve bizi buraya toplamasından dolayı biraz kobaylık hissetmiyor değildim ama burada olmaktan mutluydum. Yıllar önce aşkılarını kıskandığım çiftin evlerinde hayatımın kadını ile olmaktan çok mutluydum.

"Seninle hiç konuşamadık nasıl oldu tüm bu işler?" dediğinde derin bir nefes aldım arkamda muhteşem bir şehir manzarası vardı ama benim manzaram hepsinden daha güzeldi. Masumca uyuyordu yarınki sınav için mutsuzdu ama annesi için daha çok yaralıydı.

"Biraz uzun bir muhabbet sıkılmazsan anlatırım." dedim askerden yeni dönmüş olan abime bakarak babamdan çok daha fazla emeği vardı üzerimde.

"Yarın sınavın var uyuman gerekmiyor mu?" diye balkona giren yengeme baktım.

"Uyumaktan çok almam gereken kararlar var ve danışmam gereken insanlar." dediğimde bana anlayış ile gülümsedi ve Can abimin yanındaki yerini aldı.

"Bundan dört yıl önceydi. Sizin birbirnize sonunda kavuştuğunuz gündü yani. Can abi ile konuşmuş haberleri almıştım sizin birlikte olmanıza çok sevinmiştim tabii. Ama kendim için daha da umutsuzluğa düşmüştüm her geçen gün daha çok yalan sevgi ile karşılaşıyor ve ümidimi kaybediyordum. Üstüne dedemide kaybettiğim hayat fazla gelmeye başlamıştı Can abi ile konuştuktan sonra yürüyüşe çıkmaya karar verdim." dedim ve derin bir nefes aldım bunları ilk defa birine anlatıyordum.

Anemon | YARI TEXTINGWhere stories live. Discover now