3.3

620 41 41
                                    

3 ay sonra

Gitmek... Bazen arkanda bırakıp gitmek en iyisi oluyordu galiba. Hayatında yolunda gitmeyen birçok şey olduğu zaman gitmek en güzeli oluyordu gerçekten. Bende öyle yapmıştım çekip gidiyordum elini sonsuza dek tutacağım insanlarla gidiyordum. Hukuk okumak en büyük isteğimdi bu istek beni öyle bir sarmıştı ki yapacağım en akıllıca şeyi yaptım bende evimi sattım. Doruk ile birlikte ikimizinde özel üniversite de yüzde elli burs ile hukuk okuyacaktık evin parası ve onun banka hesabında ki para ikimize de yetmişti. Bu evden ve bu şehirden gitmek hiç zor olmamıştı. Bazen gitmek yapılacak en güzel şey oluyordu. Elimi tuttan bir sürü insan vardı. Kalbimi sarıp her şeyden koruyan bir sevgilim vardı.

"Nasıl gidiyor bakalım?" diyen Reneesme ile daldığım düşüncelerden sıyrıldım.

"Harika benim de işim şimdi bitti." dedim elimdeki kutuyu kucaklayarak bu evden sadece annemle olan resimleri ve Uraz'la benim için özel olan şeyleri almıştım. Eşyalar ile her şeyi bırakmak ve unutmak istiyordum. Anneme olan kırgınlığımı ve kızgınlığımı bile. Evi sattığımı bilmiyordu ki bilmesine de gerek yoktu ne zaman ararsa o zaman öğrenirdi artık.

"O zaman çıkalım." dediğinde gülüp olayladım. Valizlerimi de alıp çıktığım da son kez eve kapıdan baktım. Annemsiz ne kadar da boş gelmişti bana. Biz bir yuva olamamıştık bu eve şimdi yeni bebekleri olacak olan çifte satmıştım evi benimle birlikte bu kara bulutların dağılmasını ve evin onlara şans getirmesini umuyordum. Bu evde hep kötü anılarım yoktu tabii ki Uraz bu evde sahip olduğum en güzel aynıydı. Ya da tek güzel anı. Bittiyordu işte bir şekilde her kötü şey ve iyiler için yer açıyordu bir zaman sonra.

"Zeyna?" diye asansörden seslenen Reneesme ile kapıyı kapattım ve son kez kilitledim. Yeni hayata atılan ilk adımımı attım ve yıllarca yuvam yapmaya çalıştığım evime sırtımı döndüm. Evin anahtarını kapıcıya verip Uraz'ın apartmanın önünde bekleyen arabasındaki yerimi aldım. Garip hissediyordum. Ağlasam belki açılırdım ama ağlamak bile gelmiyordu içimden Ezrak ve Venüs'ü de evlerinin önünden aldığımızda derin bir nefes aldım. Herkes konuşuyordu Uraz'ın bana değen bakışlarını hissediyordum. Ama ben sadece dinliyordum aslında dinlemekte değildi iki cümle öncesini sorsalar cevap bile veremezdim.

"Ezrak abicim siz öne geçseniz olur mu?" diyen Uraz ile onlara döndüm bu sefer bana bakmayan oydu.

"Olur tabii." dediğinde kararan hava da arkamızda olan iki arabaya sinyal verdik ve hemen ilerdeki dinlenme tehsisinde durduk.

"Markete mi uğrasak?" diyen Venüs'ü başımla onayladım. Günlerden perşembeydi cuma günü İzmir'de olacaktık ve pazartesi okullar açılıyordu. Mutlu olmam gerekiyordu ama ben üzgündüm. Buz gibiydi için dışım.

"Böyle yapma Uraz çok üzülüyor ve tabii bizde öyle." diyen Venüs ile bakıştığım jelibonlardan başımı kaldırdım.

"Elimde değil iyi olacağım. Sadece birazcık zaman gerekiyor." dedim gözlerimi ondan çekip altı büyük paketi alıp cipsilerin olduğu yere gidip altı tane de cipsi aldım.

"Senin istediğin başka bir şey var mı?" dediğim de elinde içecekler ile gelmişti.

"Bu kadar." dediğinde cüzdanımdan kartı çıkardım ve ne kadar hayır diye diretsede ödedim. Annem benimle konuşmasa da para göndermeyi ihmal etmiyordu. Bu düşünceli anne olayı beni benden alıyordu. Sonunda arabaların oraya gidip aldıklarımızı paylaştırdık ve Can abinin bildiği güzel bir yemek alanında iki saat sonra durmak için sözleştik. Uraz arkaya geçerken bende ayakkabılarımı çıkarıp yanına geçtim. Başım omzundaki yerini aldığında derin bir nefes aldım. Kokusunu özlemiştim.

Anemon | YARI TEXTINGWhere stories live. Discover now