1.8

952 77 44
                                    

Susmak bazen büyük erdemlik falan değildir. Susmak ve çekip gitmek geride kalana sadece acı verir. Uraz'da benim canımı yakıyordu ama anonimin dedikleri dün daha çok üzmüştü beni.

Siz: Yanılıyorsun. (20:45)

Siz: Benim amacım seni üzmek değil. (20:48)

Siz: Ayrıca evimi gözetlemeyi bırak! (20:47)

Siz: Ciddiyim bir daha asla perdelerimi açmayacağım. (20:50)

Müstakbelin: Değerli olduğum için mi on beş saat sonra cevap veriyorsun Zeyna? (21:00)

Siz: Ne var sende bana geç cevap verdin? (21:00)

Müstakbelin: Aynı şey mi? Sen eğlenceni bölmedin. (21:05)

"Zeyna!" annemin seslenmesi ile derin bir nefes aldım.

"Efendim annem?" dedim ses tonumu korumaya çalışırken bu çocuk benim sinirlerimi bozuyordu gerçekten.

"Kahve yaptım kuzum hadi gel."

"Tamam annem geliyorum." dedim ve cevap yazmak için telefonumu elime aldım.

Siz: Bu konuyu daha sonra konuşalım. (21:08)

Salonda annemin yanına gittiğim de o da müzik kanalını açmıştı Duman-Melankoli'in tanıdık melodisi kulaklarıma doldu. Hayat çok kısaydı ve biz hep sevdiklerimizi kırıyorduk onlarlara harcayacağımız zamanı boşa harcıyorduk resmen.

"Ee kim bu çocuk?" dedi annem biraz sonra. O da mı anlamıştı?

"Hangi çocuk annem?" dedim merakla belki de başka birini seviyordu.

"Yastık kılıfını verdiğin çocuk. Hadi söyle bakalım kimi seviyorsun yıllar sonra bu kadar?" dediğinde derin bir nefes aldım.

"Onu sevmiyorum anne o sadece bana yazan biri kim olduğunu bile bilmiyorum." dedim telefonuma gelen ard arda bildirimlere bakarsak ondan konuştuğumuzu o da anlamıştı.

"O zaman kimi seviyorsun? Kime döküyorsun kuzum o göz yaşlarını?" annem bir yandan konuşuyordu. Telefonumu çıkarıp gelen mesajlara baktım pes ederek. Yoksa susmayacaktı

Müstakbelin: Kaç tabii sen! (21.10)

Müstakbelin: Senin sorunun bu işte! (21:15)

Müstakbelin: Beni anlamıyorsun bile. (21:20)

Müstakbelin: Umursamıyorsun kimseyi. (21:30)

"Annem önemli değil zaten o gitti yok yani. Ben sadece kendime ağlıyorum. Nedense insanlar hep benden gidiyor."

Siz: Umursamasam sana yazmam! Saçmalıyorsun. (21:40)

"Ateş'i seviyorsun yoksa?" dedi sesinden şaşırdığı belli oluyordu. Bu hali beni güldürmüştü. İnternetimi kapatım cevap verdim.

"Saçmalama annem o benim dostumdu. Ona asla o gözle bakmadım keşke o da bakmasaydı." dedim. Onu da özlüyordum ama onunla bu saatten sonra konuşmak bile herşeyi daha da berbat ederdi.

"O zaman kim giden?" dedi merakla annem bu sefer.

"Uraz." dedim kendime biraz sonra ismini söylemek bile benim canımı yakıyordu.

"Kızım hangi ara tanıdında sevdin sen bu çocuğu?" dedi annem bacak bacak üstüne attıktan hemen sonra. Bende anneme herşeyi anlattım. Tanışmamızı, Lara ablayı, Tunç'u Ateş olaynı ona bir dememi, bir daha ondan haber alamamı...

Annem sabırla beni dinliyordu. Bense susmadan anlatıyordum. Sanki 'bak anne bana neler yaptı, ne kadar canımı yaktı' diyordum anneme sonunda sustuğumda annem derin bir nefes aldı.

"Peki şimdi ne yapacaksın?" dediğinde.

"Bilmiyorum anne şu adaya gidip gelelim karar vereceğim." dediğimde annem onayladı sonra saatte baktı.

"Saat on iki olmuş kuzum hadi yatağa." dediğinde yerimden kalkıp onu öptüm.

"İyi geceler annecim." dedim ve odama gittim. Tabii ki uyuyamayacaktım gidip odamda ki televizyonumu açtım. Sonra Disney Chanel'i açıp elime telefonumu aldım. İki saattir annemle konuşuyorduk. Anonim allah bilir kaç tane mesaj atmıştı. Ama ondan gelen bir bildirimi görünce şüphe ile baktım ekrana biraz daha bekledim ama gelen bir bildirim yoktu.

Müstakbelin: Saçmalamıyorum. (21:40)

Siz: Evet saçmalıyorsun. (00:03)

Siz: Ben bencil bir insan değilim. (00:04)

Siz: Madem beni bu kadar iyi tanıyorsun bunu neden bilmiyorsun? (00:05)

Müstakbelin: Bencilsin. (00:10)

Siz: Bence sen gece gece iyi değilsin. (00:11)

Siz: Yoksa böyle konuşmazdın. (00:11)

Müstakbelin: Böyle nasıl  konuşmuyorum ki? (00:15)

Siz: Beni kırıyorsun bunu fark etmiyor musun? (00:20)

Müstakbelin: Sen beni yıllardır parça parça ediyorsun benim sesim çıkıyor mu? (00:37)

Siz: Ben demedim ama gelip beni sev diye. Ben sana hiç bir zaman seni severim demedim. (00:45)

Siz: Bana haksızlık ediyorsun. (00:45)

Müstakbelin: Sende bana haksızlık etmiyor musun? (01:00)

Siz: Kalbime söz geçiremiyorum. (01:04)

Siz: Emin ol geçirebilseydim ya da Uraz olmasaydı seni sevmek istedim. (01:06)

Müstakbelin: Sadaka verir gibi mi seveceksin beni? (01:10)

Müstakbelin: Sevgi o bu olsa severdim olayı mı? Bir insan öylece sever bir insan birini sever, huyunu sever, kişiliğini sever. (01:11)

Müstakbelin: Sever Anemon. Sen bunu biliyor musun? (01:12)

Müstakbelin: Kayıtsız şartsız sever. (01:12)

Müstakbelin: Senin gibi bahaneler sunmaz yani. (01:13)

Müstakbelin: Birini sevmek zordur. Herkes beceremez sevmeyi. (01:14)

Müstakbelin: Senin gibi bahanelerin arkasına saklananlarda olur arada. (01:15)

Siz: Ben birini çok seviyorum. Bahane üretmeden korkmadan seviyorum ama o insan gidiyor. Beni umursamıyor. Ben dahala seviyorum onu. Hem de çok seviyorum. Sen bunu anlıyor musun? Seni sevemek elimde değil. Ama onu sevmemekte elimde değil. İyi geceler ben yatıyorum. (01:20)

Anemon | YARI TEXTINGWhere stories live. Discover now