Haber-i Nuh Aleyhisselâm:

Start from the beginning
                                    

O Vakit Nuh Aleyhisselâm'ın Evi Kûfe'de idi ve Tennûr Vardı. Derler ki, O Tennûr Âdem Aleyhisselâm Zamanından Kalmıştı. Tennûr İçinde Su Kaynayıp Çıkmaya Başlayınca, Nuh Aleyhisselâm Kendisi de Helâk Olacağım Diye Korktu ve Dedi [...Arapça Metin...] Yani, "Yâ Rabbi! Beni ve Benimle Beraber Olan Mü'minleri de Kurtar..."

Hakk Teâlâ Va'd Eyledi ki, "Kurtaracağım!" Sonra Nuh Aleyhisselâm'a Buyurdu, "O Saç Ağaçlarını Kes, Tahtalar Yap..." Nuh Aleyhisselâm Onları Kesip Tahtalar Yaptı. Hakk Teâlâ Cebrâil Aleyhisselâm'ı Gönderdi. Gemi Yapmak Usûlünü Gösterdi. Nitekim Buyurur ki [...Arapça Metin...] Yani, Nuh Aleyhisselâm Gemiyi Allahû Teâlâ'nın Vahyi ile Düzdü ve Allahû Teâlâ Ona Öğretti ki, Tahtalar Kesti ve Mıhladı. Nitekim Şöyle Buyurulur [...Arapça Metin...] Elvâh, Tahtalardır. İmdi, Nuh Aleyhisselâm Çalışıp Gemi Yaptı. Kâfirler Gelip Geçerlerken Nuh Aleyhisselâm'ın İşini Temâşâ Ederler ve Hem Derlerdi ki, "Yâ Nuh! Ne İşlersin, Neye Çalışırsın ve Ne Zahmet Çekersin?" Nuh Aleyhisselâm Onlara, "Tufan Olacaktır. Hakk Teâlâ Sizi Su ile Helâk Etse Gerektir. Ben Bu Gemiyi Müslümanlarla Gemiye Girip Halâs Olmak İçin Yaparım..." Derdi. Kâfirler Hazreti Nuh Aleyhisselâm'ı Alaya Alırlardı. Nuh Aleyhisselâm Bunlara, "Siz Bugün Beni Alaya Alıyorsunuz, Yarın da Ben Sizi Alaya Alırım." Cevabını Verirdi. Nitekim Hakk Teâlâ Kur'an-ı Kerîm'de Şöyle Buyurur [...Arapça Metin...] Yani, Her Cemaât ki, Nuh Aleyhisselâm'ın Gemi Yaptığı Yere Uğrasalar, Nuh'u Maskaralığa Alıp, "Bunamıştır, Ne Dediğini Bilmez!" Derlerdi. Nuh Aleyhisselâm Öyle Çalıştı ki, İki Sene İçinde Gemiyi Tamamladı. Geminin Uzunluğu Üç Yüz Zira', Genişliği Elli Zira', Yüksekliği de Otuz Zira' idi ve Üç Kat idi Ambar Tabakası Dört Ayaklı Hayvanlar İçindi. Orta Tabaka İnsanlar İçindi ve Yukarıki Güverte Tabakası da Kuşlar İçindi. Nitekim Kur'an-ı Kerîm'de Şöyle Buyurulur [...Arapça Metin...] Yani, "Biz Dedik; Yâ Nuh! Her Tâifeden Bir Çift Al, Gemiye Koy!" Nuh Aleyhisselâm, "Yâ Rabb! Bunları Nerede Bulayım; Her Biri Çöllerde,Kırlarda ve Havadadır?" Dedi. Hakk Teâlâ, "Ben Onların Hepsini Yanına Getiririm!" Buyurdu. Tufan Olmaya Başlayınca Hakk Teâlâ Emreyledi. Beytü'l-Mamûr'u Göğe Çektiler. Yine Evvelki Yerine İlettiler. Beytü'l-Mamûr Yerine Bir Dağ Getirdiler ki, Azâb Suyu Onun Tepesine İsâbet Etmeye. Sonra Nuh Aleyhisselâm'a Buyurdu. Âdem Aleyhisselâm'ın Cesedini Gemiye Koydu. Sonra Kendisi ile Beraber Olan Müslümanları Gemiye Bindirdi. Hepsi Kırk Er ve Kırk Kadın idi ki, Toplam Seksen Kişi idi. Sonra Her Cins Hayvanlardan ve Kuşlardan Birer Çift Alıp Gemiye Koydu. Tam Kırk Gün, Gece ve Gündüz Yağmur Yağdı ve Yerden Sular Kaynayıp Çıktı. Yeryüzünü Tamamen Su Kapladı. Şöyle Rivâyet Ederler ki, En Yüksek Dağlar Başında Bile Su, Kırk Karış Yukarı Çıkmıştı.

Nuh Aleyhisselâm'ın Gemisini Su Götürdü. Oğlu Ken'ân Karşısında Durdu. Nuh Aleyhisselâm'a Dedi ki [...Arapça Metin...] Yani, "Ey Oğul, Bizimle Gemiye Bin!" Ken'ân [...Arapça Metin...] Yani, "Ben Dağa Sığınırım, O Beni Sudan Saklar!" Dedi. Nuh Aleyhisselâm Dedi [...Arapça Metin...] Yani, "Bugün Allah'ın Hışmından Kimse Kurtulamaz, Meğer Allahû Teâlâ Esirgeye..." Nuh Aleyhisselâm Oğlu ile Böyle Söyleşirken, Bir Dalga Gelip Ondan Ayırdı. Sonra Onu Gark Etti. Nitekim Kur'an-ı Kerîm'de Buyurur [...Arapça Metin...] Yani, "Araya Dalga Geldi, Oğlu Gark Oldu..." [...Arapça Metin...] Yani, "Nuh Aleyhisselâm Hakk Teâlâ'ya Yalvararak, "Yâ Rabbi... Sen Bana Va'd Etmiştin; Senin Ehlini Helâk Etmeyeceğim Demiştin. Oğlum Benim Ehlimdendir, Senin ise Va'din Haktır. Sen Ahkemül Hâkimînsin!" Dedi. Hakk Teâlâ Buyurdu [...Arapça Metin...] Yani, "Yâ Nuh! O Oğlun Senin Cemaâtinden Değildir. O Kâfirdir!" Öyle Deyince Nuh Aleyhisselâm Söylediği Söze Pişmân Oldu ve Dedi ki [...Arapça Metin...] Yani, "Yâ Rabbi... Bilmediğim Nesneyi Senden Dilemekten Sana Sığınırım..." Hemen Hakk Teâlâ Rüzgâra Emreyledi, "Gemiyi Götür; Mağrib ile Meşrik Arasını Tamamen Gezdir!" Dedi.

Derler ki, Nuh Aleyhisselâm Hayvanları Gemiye Koyarken, Her Birine, "Gir..." Diye İşâret Eder ve Derhâl Gemiye Girerlerdi. Nöbet Eşeğe Gelince, Ona da, "Gir..." Diye İşâret Eyledi. Eşek Girmek İsteyince, İblis Aleyhillâne Kuyruğuna Yapışıp Çekti, Girmeye Bırakmadı. Nuh Aleyhisselâm, "Gir!" Diye Emreyledi. Eşek Girmek İstedikçe, İblis Aleyhillâne Kuyruğundan Çekip Men' Ederdi. Nuh Aleyhisselâm Eşeğin Girmemesine Kızarak, "Yâ Me'lûn! Girsene?!" Dedi. Sıçradı, İçeri Girdi. İblis Aleyhillâne de Beraber Girdi. Cihânı Su Tuttuktan Sonra, Nuh Aleyhisselâm, İblis Aleyhillâne'yi Gemi İçinde Görünce, "Ey Me'lûn! Gemiye Kimin Desturu ile Girdin?!" Dedi. İblis Aleyhillâne, "Senin Desturunla..." Dedi. Nuh Aleyhisselâm, "Yalan Söylersin! Ben Sana Ne Zaman, "Gir..." Dedim?!" Dedi. İblis Aleyhillâne, "Şu Eşeğe, "Gir!" Deyip Azarladığın Vakit, "Yâ Me'lûn, Gir!" Demedin mi? O Vakit Ben Eşeğin Kuyruğuna Yapışırdım, Girdim. Çünkü, "Yâ Me'lûn, Gir!" Dedin. Benden Gâyrî Allahû Teâlâ'nın Kullarından Me'lûn Yoktur. Bildim ki, Bana Söyledin. Ben de İçeri Girdim..." Dedi.

İNDİRİLEN DİN Mİ ? UYDURULAN DİN Mİ  ?[Tamamlandı]Where stories live. Discover now