KAYIP RUHLAR LİSESİ

由 Erkanaksuyzr

2.5M 167K 141K

#2 +18 şiddet içerir Karanlık hüküm sürer ruhunu kaybetmiş bedenlerde. Bakanlar onları güçlü sanırlar. Hasta... 更多

Uyarı
Krl - 1-Elfida 1.bölüm
Krl-1-Elfida 2.bölüm
Krl-1-Elfida 3.bölüm
Krl-1-Elfida 4 bölüm
Krl-1-Elfida - 5. Bölüm
Krl-1-Elfida -6. Bölüm
Krl-1-Elfida -7. Bölüm
Krl-1-Elfida - 8. Bölüm
Krl-1-Elfida - 9. Bölüm
Krl-1-Elfida - 10. Bölüm
Krl-1-Elfida -11. Bölüm
Krl-1-Elfida - 12. Bölüm
KRL - 13
KRL - 14
KRL_15
KRL - 16
KRL - 17
KRL - 18
KRL - 19
KRL - 20
Anket
KRL-21
Grubunuzu Seçin
KRL-22
Bir YAZAR Okuyucularının Düşüncesi Kadardır.
KRL - 23
KRL-24
KRL - 25
KRL - 26
KRL 27
KRL 28
KRL 29
KRL 30
Anketül Hause
KRL 32
KRL 33
KRL
KRL 34
KRL 35
KRL 36
KRL 37
KRL 38
KRL 39
KRL 40
KRL 41
KRL 42
Kitap Oldu Ve Satışta
KRL 43
Nick Name
KRL 44
KRL 45
KRL 46
KRL 47
KRL 48
KRL 49
KRL 50
KRL 51
Yarışma Sonucu (Kazananlar)
KRL 52
KRL 53
KRL 54
KRL 55
KRL 56
KRL 57
KRL 58
KRL 59
KRL 60
KRL 61
KRL 62
KRL 63
Youtube Kanalım
😐😐😐😐😐😑😑😑😑
KRL 64
Anket2
KRL 65
KRL 66
KRL 67
.
KRL 68
KRL 69
Anket Şeysi
FİNAL -1
Okumaya Doyamayacağınız KİTAPLARIM
Krl LUCİFER
Müjde

KRL 31

24K 1.8K 1.5K
由 Erkanaksuyzr

Komiser Yağız, Habeş ile görüşmesini bitirdikten sonra arayan gizli muhbirin dediği mezarın başına geldi. Bu mezarlığa daha önce gelmişti. “Ulan, burada kulübesi yanan mezar bekçisi Kıbrıs’taydı. Bu işte bir iş var. Bu mezarda da bir gizem olmalı.” diye kendi kendine söylenerek mezarı kazmaya başladı. Yarım saat kadar kazdıktan sonra bir tabuta ulaştı. Tabutun kapağını yavaşça kaldırdığında gördüğü karşısında şaşkına döndü.

BÖLÜM 31

 

Tabut boştu. Bir süre boş tabuta baktıktan sonra tabutu kapatarak mezardan çıktı. Yardımcısını arayıp olay ile ilgili araştırma başlatmasını istedi. Arabaya doğru giderken düşünceler kafasını kurcalıyordu. Arayan gizemli kişi, mezarda ipucu olduğunu söylemişti. Ama mezar boştu, hiçbir ipucu da yoktu. Olanlara anlam vermeye çalışıyordu.

Aklına maskeli kızın olayı geldi. Fatih Güneş ismini orada duymuştu. Hemen telefonunu çıkararak Kaan’ı aradı. Kısa bir süre sonra telefon açıldı. Kaan, “Efendim, abi?” diyerek telefonu açtığı için, “Anladım, yanında birileri var. Acilen konuşmamız lazım. Müsait bir yere geç hemen.” dedi. Kaan, “Bir saniye, abiciğim.” diyerek sakince bir yere geçtikten sonra, “Komiserim, uygun bir yere geçtim. Sizi dinliyorum.” dedi.

“Fatih Güneş adında birini tanıyor musun?”

“Evet, tanıyorum.”

“Kimdir, neyin nesidir? Hakkında her şeyi bilmek istiyorum.”

“Komiserim, Fatih bizim eski liseden. Elfida’ya aşıktı. Sonra Elfida bu okula gelince bu çocuk intihar etmiş. Bildiğim bu.”

“Hmmm. Peki, bu kız Fatih’e aşık mıydı?”

“Anladığım kadarıyla Fatih ölmeden önce aşık değildi. Ama öldükten sonra aşık oldu.”

“O nasıl oluyor lan?”

“Fatih yaşıyorken Elfida yüz vermiyordu. Öldükten sonra arkasından ağıtlar yakmaya başladı.”

“Yani Fatih, Elfida için değerli biri?”

“Öyle.”

“Anladım, tamam. Oradan haber var mı, bilmem gereken?”

“Komiserim, ben de sana bir şey söyleyecektim. Bu okulda herkes manyak. Ben kendimi psikopat sanıyordum, bu okulda en masumları benim inan. Ben dayanamıyorum, eski okuluma gitmek istiyorum.”

“Hayır, bu imkansız. Orada olmak zorundasın.”

“Komiserim, Cellat diye bir müdür var, adam çatlak. Bize böcekli çorba içirdi. Solucanlı makarna yedirdi. Onu da geçtim, paintball sahasına bir katili koydu, hem de eline iki bıçak verdi. ‘Adamı yakalayıp cezasını kesin.’ dedi. Valla ben korktum, girmedim. Devlet bunlara nasıl izin veriyor?”

“Katili mi koydu? Nereden biliyorsun katil olduğunu?”

“Müdür söyledi. Fikret adında biri. Babaannesini öldürmüş döverek.”

“Soy ismi falan var mı bu adamın?”

“Yok, onu bilmiyorum.”

“Tamam, koçum. Sen sık dişini, olaylara karışma. Gördüğün her şeyi not et. Bunların kökünü kurutacağız. O okulu da kapatacağız.”

“Komiserim, tamam ama elinizi çabuk tutun. Bildiğin katil yetiştiriyor bunlar.”

“Sen gözünü ve kulağını açık tut. Senin şahitliğin önemli. Şimdi kapatıyorum.”

“Tamam, görüşürüz.”

Komiser, Fatih hakkında duyduklarını değerlendirmeye başladı. “Elfida, Fatih’i ölü biliyor. Fatih’in mezarı boş. Bu çocuk yaşıyorsa neden öldü gösterdiler? Ailesi ne biliyor ölümü hakkında? Ben bu çocuk üzerinden Elfida’ya ulaşabilir miyim acaba? Önce ailesiyle görüşüp net bilgiler elde edelim. Bakalım gerçekten öldü mü, yoksa yaşıyor mu?”

***

Ateş, Elfida’dan önce davranarak Fikret’in üzerine atladı. Sisin içinden fırlayan Ateş, Fikret’in yüzüne sert bir yumruk attı. Yumruk darbesiyle geriye doğru savrulan Fikret’e bir darbe de Elfida’dan geldi. Karnına sert bir tekme atarak yere düşmesini sağladı. Yere düşen Fikret’in yüzüne tekme atmak isteyen Ateş’in ayağını çevirip geriye doğru fırlatınca, Ateş dengesini kaybedip başını ağaca çarptı. Fikret ayağa kalkarak kanlı burnunu sildikten sonra Elfida’nın üzerine yürümeye başladı.

Elfida ellerini yumruk yapıp, “Ben senin dövdüğün o yaşlı kadına benzemem. Gel bakalım, itin dölü. Seni kadından beter edeceğim.” dedi. Fikret yerde gördüğü kırık dal parçasını alarak Elfida’ya doğru savurdu. Elfida kolunu sopanın geldiği tarafa doğru tutup kendine siper etti. Fikret’in savurduğu sopa koluna çarpınca ikiye ayrıldı. Elfida kolunun acısıyla kızarak Fikret’in sol kulağına gelecek şekilde sert bir tekme attı. Kulak altına aldığı darbeyle havada takla atarak yere yuvarlanan Fikret, ayağa kalkmakta zorluk çekiyordu. Elfida doğrulmaya çalışan Fikret’in karnına peş peşe tekmeler atarak ayağa kalkmasını engelliyordu.

Ateş kafasına aldığı darbeden dolayı zorlansa da ayağa kalkmıştı. Elini kafasının arkasına doğru götürünce akan kanı fark etti. Kanı görünce sinirden deliye dönerek Fikret’in üzerine yürümeye başladı. Elfida’yı iterek Fikret’in suratına topuğuyla vurmaya başladı. Elfida sinirle, “Onu ben devirdim, cezasını vermek bana düşer. Çekil şuradan.” diyerek Ateş’i tutmaya çalıştı. Ateş, Fikret’i bırakıp Elfida’ya dönerek, “S*ktir git şuradan, sen olmasan da ben bu şerefsizin işini bitirirdim. Not senin olsun ama bu pezevengi sana bırakmam.” dedi sinirle.

Elfida, “Ağzını topla, ikinizi birden dövmeyeyim şimdi.” diyerek Ateş'i göğsünden iterek Fikret’in üzerine düşürdü. Fikret, bu fırsatı değerlendirerek kolunu Ateş’in boynuna dolayıp sıkmaya başladı. Elfida, Fikret’e vurmaya çalışıyordu ama o, Ateş’i sağa sola oynatarak kendisine gelen darbelerin önüne Ateş’i siper ediyordu. Ateş çırpınıyordu ama Fikret’in güçlü kollarından kurtulamıyordu.  Nefes almakta zorlanıyordu. Elfida seri bir hareketle Ateş’in pantolonundan kemerini çıkardı. Fikret, Ateş’in çırpınışlarını kontrol altında tutmaya, Elfida da halka yaptığı kemeri Fikret’in boynuna geçirmeye çalışıyordu. Fikret kafasını kaldırınca kemer boynuna geçti. Elfida iki ayağını Fikret’in omuzlarına koyarak kemerin baş kısmından çekmeye başladı.

Ateş boğulmak üzere olduğu için şuurunu kaybediyordu. Elfida tüm kuvvetini kemere vermiş, çekiyordu. Fikret nefes alamayınca kolunu serbest bırakmak zorunda kaldı. Elfida, Ateş’in serbest kaldığını görünce kemeri bırakarak Ateş'in kollarından tutup biraz uzağa çekti. Eliyle nefes alıp almadığını kontrol etti. Bir şey anlamayınca yanağını burnuna doğru götürdü, hala anlaşılmıyordu. Suni teneffüs yapmak için sağ eliyle boynundan tutarak hafif yukarı kaldırıp nefes yolunun açılmasını sağladı. Sol eliyle de burun deliğini tıkayarak vereceği nefesin çıkmasını engelledi. Dudaklarını Ateş’in dudaklarına yapıştırarak vereceği nefesin çıkmasını engelledikten sonra normal nefesten biraz fazla olacak şekilde üflemeye başladı. Verdiği her nefeste Ateş’in göğsü şişiyordu. On on beş kez tekrar edince Ateş öksürerek nefes almaya başladı. Bu sırada Elfida, boynuna geçirilen kemerle sırtüstü yere düştü.  

Elfida, Ateş’i kurtarmak için Fikret’i tam olarak etkisiz hale getirmeden bırakmıştı. Suni solunum yaparken Fikret boynundaki kemeri çıkarıp Elfida’nın boynuna geçirmeyi başardı. Kendine doğru çekti. Elfida sırtüstü yere düşünce boğazını sıkan kemeri elleriyle tutup açmaya çalıştı.

Kameradan olanları izleyen Cellat, müdahale etmek için Sıla’dan izin istedi. Sıla, “Dahil olmayın. Elfida aldığı eğitimin hakkını vermeli. Eğer şimdi yardım ederseniz, bu gece yaşadıkları öz güvenini sarsar. Hiçbir zaman tam anlamıyla cesaretli olamaz. Her zaman ya yapamazsam, diye tereddüt yaşar. Sakın müdahale etmeyin.” diye emir verdi. Ateş yardım etmek için doğrulmaya çalıştığında yüzüne sert bir tekme yiyerek yerde yuvarlandı.

Elfida hızlı düşünmek zorundaydı. Nefesini uzun süre tutabiliyordu. Aldığı jimnastik eğitimlerinden dolayı elastik bir vücuda sahipti. Boynuna sarılı kemeri bırakıp, kemerin uzun ucundan asılarak kendi vücudunu kemere doğru çekti ve boşluk oluşturarak ayaklarını birleştirip hızlıca ayakta duran Fikret’in kalp hizasına doğru vurdu. Fikret, göğsüne aldığı sert tekmeyle yere düşerken Elfida boynundaki kemeri çıkarıp Fikret’e vurmaya başladı. Kemerin demir kısmıyla yüzüne öldüresiye vuruyordu. Çığlık atarak vuruyor, “Geber lan, pislik herif. Gebeeer!” diye bağırıyordu.

Ateş, ayağa kalkmış sallanıyordu. Çelik ve Uğur da sesleri duyarak Elfida’nın yanına geldiler. Gençlerin hepsi yerde kanlar içinde yatan Fikret’i tekmeliyordu. Cellat alkışlayarak yanlarına geldi. Sağlık ekiplerine, “Yaralıları alın.” diyerek Ateş ve Uğur’u revire gönderdi. Elfida’nın elini sıkıp, “Tebrik ederim, kızım. Büyük iş bitirdin.” dedi. Elfida nefes nefese kalmış bir vaziyette, “Henüz ölmedi bu şerefsiz. Bırakın, işimi tam bitireyim. Üzerine kırmızı eldiven atmak benim hakkım.” dedi, düzenli nefes almakta zorluk çekiyordu.

Cellat gülümseyerek, “Onun da zamanı var ama şimdi değil. Bu okuldayken olmaz.” dedi. Dış güvenlik elemanlarına seslenerek, “Şu köpeği alın, anlattığım gibi yapın.” diye emir verdi.

***

Sıla, oturduğu koltukta gururlanarak, “Helal sana be kızım. Bize yakışır bir evlat olduğunu gösterdin.” dediği sırada Aziz odaya girdi. Aziz, Sıla’yı böyle neşeli görünce, “Ohh, hanımefendiye bak. Biz içeride canımızla uğraşalım, o burada keyifle film seyretsin.” diyerek laf attı.

Sıla güldü. “Lan sanki açık kalp ameliyatı oluyorsun, ne bu tafra? Gel, gel bak, kızımızın ilk büyük sınavını izliyordum. Ulan, kız tam sana çekmiş, psikopatın önde gideni.” diyerek ekranı Aziz’e doğru çevirdi. Aziz, “Ulan kızımın en büyük sınavında beni oraya niye yatırdın? Canlı canlı seyretmek varken senin yaptığın oldu mu şimdi?” dedi sitem ederek.

Sıla, “Sus da izle, nasıl sana çekmiş? Silahsız, çıplak elle adamın işini bitirdi.” dedi sevinçle. Aziz buruk bir sevinçle, “Keşke onu bu olayların içine hiç karıştırmasaydın. Normal insanlar gibi normal bir hayatı olmasını tercih ederdim.” dedi, yüzü asılarak koltuğa yaslandı.

Sıla öfkelendi. “Ben sadece güçlü biri olmasını istedim. Katil olmasını istemedim. Ama başında baba yok, anne yok. Annesi seri katil; babası psikopat, sadist hem çöpçü hem mezarcı hem de katil. Çocuklarının ne olmasını bekliyorsun, iyilik abidesi mi? Valla kusura bakma, ben beceremedim. Buyur sen becerebiliyorsan vazgeçir bu hayattan.” dedi, duygulanmıştı.

Aziz, “Sen merak etme, o beni tanıdıktan sonra sözümden çıkmayacak. Hem baksana, başkasının hayatını kurtarmak için az kalsın kendi canından olacaktı. O bir melek. Benim meleğim.” dedi gülümseyerek. Sıla ayağa kalkıp kollarını Aziz’in boynuna doladı. “Otelde yarım kalmıştı işimiz. Halledelim mi?” diye sorarak dudaklarından öptü.

***

Yağız, polis merkezine gelmişti. Fatih Güneş hakkında araştırma yapmak için bilgisayarın başına geçtiği sırada telefonu çalmaya başladı. Ekrana baktı, “Bilinmeyen Numara” yazıyordu. Hemen açtı telefonu. Gelen ses, yine robotikti.

“Komiser, gittin mi mezara?”

“Evet, gittim.”

“Çözdün mü ipucunu?”

“Çözdüm veya çözmedim, bu neyi değiştirecek?”

“Çözdüysen yeni ipucunu vereceğim.”

“Evet, çözdüm. Söyle bakalım yeni ipucunu.”

“Dur hele, önce ne çözdün onu söyle bakalım.”

“Mezarda olmayan kişi, Elfida’nın çok değer verdiği biri.”

“....”

“Duydun mu beni?”

“Tam duyamadım, bir daha tekrarla.”

“Fatih Güneş, diyorum. Boş mezarın sahibi. Elfida Arslan’ın aşık olduğu kişi. Şimdi ikinci ipucunu söyle bakalım.”

“...”

繼續閱讀

You'll Also Like

15.4M 537K 59
"Birlikte güldüğün birine aşık olmak kolaya kaçmaktır; ben seninle ağlamaya bile aşığım." Sıradan başlayan planlı bir intikam oyunu; ne denli büyük b...
25.2M 899K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
27.3M 1.3M 81
"Aklım almıyor," diye söylendi kendi kendine, beni aniden kavradığı elimden yeniden kendine çekti ve dudaklarını saçlarıma bastırdı. "Ben sana böyle...