AL SANA ÖZEL BÖLÜM!

3.1K 165 164
                                    

Özel Bölüm/ YILLAR SONRA...(2020)

Seviliyorsunuz!

--/--

Hasta odasından çıkıp, önlüğümü düzelterek koridor boyunca ilerlerken, asansörün önünde bekleyen Kağan'ı gördüm. Yüzümde bir gülümseme oluşurken sessizce arkasından yaklaştım. Uzun saçlarımdan bir tutam aldım ve ucunu püskül gibi yaptım. Ensesine sürtüp, irkilmesine sebep olurken, hızla bana döndü. Önce çatık olan kaşları düzeldi, sonra yüzünde gülümseme oluştu.

"Yaramazlık ha! Uslanmadın mı hala, kaç yaşına geldin kardeşim."

Omuz silktim ve beraber gelen asansöre bindik.

"Benim kalbim genç abicim. Ne yapayım, biraz da huyum kurusun işte."

İkimiz beraber gülerken, aklıma gelenler ile yüzümde bir burukluk oluştu ama hızla toparladım. Kağan'ın fark etmesini istemezdim.

"Sayın Ezgi Korkmaz! Sayın Ezgi Korkmaz! Acil danışmaya lütfen!"

Yapılan anons ile yorgunca nefen aldım. Kağan destek vermek için omzumu sıvazlarken telsizden cevap verdim.

"Geliyorum Eda."

"Ben burada kaçar, çıkışta benimlesin."

Kafamı salladım ve asansörden inen Kağan'ın ardından gideceğim tuşa bastım. Asansör tekrar harekete geçerken, aniden sarsılınca hızla demire tutundum ve panikle sıkışan kalbime elimi bastırdım. Gözlerimi sıkıca kapatıp, kendimi toplamaya çalışırken asansör durdu ve kapılar açıldı. Oysa ben yaşadığım paniği atlatamıyordum.

"Ezgi Hocam, iyi misiniz?"

Duyduğum sesle gözlerimi açtım ve başımı salladım. Elimi hızla kalbimin üzerinden çekerken asansörden çıktım ve danışmaya doğru hızla ilerledim. Eda beni görür görmez eliyle bir köşeyi işaret etti. İşaret ettiği yerde, bugün ameliyat edilen bir hastanın yakını vardı. Sakince yanlarına gittim ve ilgilenmeye çalıştım.

Çıkış saati geldiğinde, üzerimi değiştirdim ve çantamı alıp, odadan çıktım. Kapının karşısında bekleyen Kağan, bana gülümsediğinde bende tebessüm ettim. Ama aklıma gelen geçmişle yüzümdeki gülümseme soldu. Başımı yavaşça arkama çevirdim ve kapının yanındaki mavi tabelaya baktım. 'Soyunma odası-Kadın- Bakışlarım Kağan' ın üzerine düştü tekrar. Sırtını duvara yaslamış, tedirgince bana bakıyordu. Kalbime giren acı ile yüzüm biraz buruştu ve elim havalandı ama Kağan'a çaktırmamak için elimi kalbime değil, başıma götürdüm.

"İyi misin Ezgi?"

Yanıma geldiğinde, başımı salladım.

"Açlıktan herhalde, gözüm karardı bir an."

Kağan endişeyle bakmaya devam etti ve kolumu tuttu. Gözlerine bakarken, o gün canlandı gözlerimde. Kağan ve Rüzgar'ın kavga ettiği gün. Benim yüzümdendi. Eğer kolumdaki izi saklayabilseydim, Kağan bu kadar sinirlenmeyecekti. Rüzgar, Emine'ye zamanında bu kadar güvenmese bunlar olmayacaktı. O gün bıçaklandığında, aklıma onu Kağan'ın bıçakladığı gelmişti sadece ama değildi. Yanlış kişinin günahını almıştım. O gün kardeşini korumak isteyen iki kişi vardı. Ben hep Kağan ihtimalinde durmuştum ama gerçek onda değildi.

"Emine..."

"Ne?"

Kağan dediğimi anlamayarak bana bakarken, toparlamaya çalıştım ve gözlerimi sıkıca kapatıp açtım. Derin bir nefes alıp, sakinleşmek adına verdim.

"Hadi gidelim, Emine nasıl bu arada?"

Kağan kolumdan çıkmadan, çıkışa yürümeye başladık ve o hevesle konu Emine'ye geldiği için konuşmaya başladı.

İLK AŞK - TELEFON SAPIĞIM (2016)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin