💜AŞKMAF/14💜

27.4K 1.2K 334
                                    

İnsan hayatı boyunca hatalar yapar. Ufak veya büyük. Önemli olan bu hatalardan ders çıkarmaktır. Ben hata yaptım ama bu çok farklı bir hata. Mutlu hissettiriyor ama endişeye düşürüp korkutuyorda.

Olmaz dediğim şeyi kendim istemiştim resmen. Dur diyemedim ama durmakta istemedim zaten. Bile bile gittim ben buna ve pişman değildim.

Rüzgar, o ne düşünüyor bilmiyorum. Onu sabah uyandığımda orada bırakıp bir şekilde eve geri geldim. Emine çıktı karşıma ilk. Ne olduğunu sordu ama cevap veremedim. Kağan aynı şekilde sordu ama cevap veremedim. Odama geldim ve kapımı kilitledim. Duş alıp yatağa uzandım ve düşündüm. Saatlerdir de düşünüyordum.

Endişeliyim...Korkuyorum...Mutluyum da ama aynı zaman da.

Ne hissedeceğimi bende bilmiyorum. Telefonum çaldığında elimi yastığın altına sokup telefonu çıkardım.

Rüzgar arıyor yazısını görünce açıp açmamakta tereddüt ettim. Neden aradığını biliyordum. Emine ve Kağan onun bana bir şey yaptığını düşünüp onu aramışlardı büyük ihtimal. Yaptı bir şey yapmasına da zarar vermedi. Telefonu açtım ve kulağımın üzerine koydum.

"E-ezgi iyi misin?" Diyen Rüzgar'ın endişeli sesi kulağıma dolarken

"Hı hı" dedim sadece. Çekiniyordum biraz sebepsiz yere.

"Özür dilerim" diye suçluluk hissiyle konuştuğunda pişman olduğunu hatta kendini kötü hissettiğini anladım. Bende öyleydim çünkü. Rüzgar için ilk değildi belki ama benim için ilkti. Ve en güzeliydi. İstemeden de olsa.

"Dileme" dedim sakin sesimle. Onu biraz olsun rahatlatmak istiyordum. Kendini suçlamasın çünkü en büyük hata bende. Ben istedim birazda ama bilmiyordum bu kadar ileri gideceğimizi. Daha ilerisi olamaz gerçi.

"Ağrın var mı?" Diye o da sakin kalmaya çalışarak sorduğunda yalan söylemedim ve

"Biraz" dedim. Derin bir nefes alıp verdim ve bekledim sadece. İkimizde konuşmuyorduk ama birbirimizi görmememize rağmen anlıyorduk birbirimizi. Konuşmasakta duyulan nefes alış veriş seslerimizden bile anlıyorduk bizi. Odanın kapısı çalınca

"Kapatmam lazım" dedim. Rüzgar

"Tamam" dediğinde telefonu kulağımdan çektim ve yastığın altına geri koydum. Ayağa dikkatle kalktım ve kapıya gidip kilidini açtım. Kim olduğuna bakmadan direk yatağa geri gidip uzandım. Gözlerimi de kapatırken Eser'in

"Gelebilir miyim?" Diye izin isteyen sesini duyunca kafamı salladım. Odanın içindeydi zaten ama yine de izin almak istemiş olmalı. Adım seslerinden yaklaştığını anlarken

"Ne oldu? Anlatmak ister misin?" Diye sordu. Kafamı sağa sola salladım.

"Rüzgar mı bir şey yaptı o da bir şey demiyor" dediğinde gözlerimi açıp Eser'e baktım. Söylesem mi? Söylemeyeceğim. Sır olarak kalabilir. Herkes her şeyi bilmemeli her zaman.

"O bir şey yapmadı. Affettim zaten onu sadece biraz dinlenmek istiyorum. Vücudum çok yorgun" dedim. O kadar şey yaptık yorgun olur tabii. Olmazsa şaşarım zaten. Ve affettim. Zaten bu yaptığımızdan sonra da affetmeseydim ciddi anlamda Sürtük olacaktım.

"Tamam bir şeye ihtiyacın var mı?" Diye sorduğunda biraz düşündüm. Karnım aç aslında benim. Ama ağrım var. Hiç yemek yiyesim yok. Nasıl bir şeydir bu ya. Ayh of. Yatak da doğruldum ve

"Gerek yok bir şeye. Benim Rüzgar'la konuşmam lazım. Onun yanına gideceğim sen Kağan'ı ikna etsene. Barışmışlar zaten falan de" dediğimde Eser derin bir nefes alıp verdi ve kafasını salladı.

İLK AŞK - TELEFON SAPIĞIM (2016)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin