💜TELMAF.12.💜

72.4K 3K 563
                                    

Karakterime, karakterin fiziki ya da psikolojik herhangi bir özelliğine laf eden herkes, erişime engellenecektir. Karakteri hakaret derecesinde eleştirmek demek, yazara yapılmış büyük bir aşağılama demektir! Anlayışınız için şimdiden teşekkür ederim.

İyi okumalar dilerim. 💜

...

Odamın kapısı tıklatıldığında telefonumu bırakıp seslendim.

"Gelebilirsin."

Ayaklarımı yataktan sarkıtıp, gelmesini bekledim. Yengem kapıyı hafifçe aralayıp, tebessümle konuştu. Odamdan çıkmadığımdan dolayı, ne kadar gergin olduğumun farkında gibiydi.

"Yemek hazır diyecektim."

''Tamam geliyorum ben.''

Kapıyı sakince örtüp giderken, ayaklanıp tuvalete geçtim. Biraz kendimi toparladıktan sonra odaya geri girdiğimde valizimi fark ettim. Getirmiş olmalarına sevinmiştim. Üzerimi de değiştirip, rahatça aşağı yöneldim.

Odada çok fazla durmuştum ve amcam yüzünden kendimi cezalandırıyor gibi hissediyordum. Yaptığım hiçbir şey yokken bana böyle davranması oldukça can sıkıcıydı. Hak ettiğimi sanmıyordum.

Kızları ve annemi de tekrar aramayı aklıma not ettim. Yemekten sonra konuşmalı, en azından bu konuda kızlardan akıl almalıydım. Onların da bir şey bildiği yoktu belkide fakat Ecem'in sözlerinden sonra bir anda panik yapmaları beni şüpheye sokmuştu. Amcamla, Rüzgar'la aynı sırrı benden saklama ihtimalleri benden düşüktü.

Salona geçtiğimde masaya fark ettim. Bahçeyi kullanmalarını isterdim aslında, hava oldukça güzeldi. Yerime geçerken sessizdim, amcamın bakışlarını aldırmadan benden sakladıkları bir şey olmasının gerginliğini atlatmaya çalıştım. Yüzyüze geldiğimiz her an, aklıma gelecekti. Zamanı gelip de öğrendiğimde, sakin kalmaya çalışacaktım.

Sessizliğin tek sebebi ben değildim. Bu yüzden hali hazırda herkes sakinken yemeğimi yemeye başladım. Amcam ile aramda olan gerginliği Selin yengem de hissediyor ve sürekli bakışlarını aramızda tutuyordu. Yengem adına bir hamle yapmaya çalıştım. Bizi böyle görmesini istemiyordum.

''Amca.''

Hafif bir tebessümle seslendiğimde ağzındaki lokmasını bitirip bana baktı.

''Ezgi.''

Bana adımla seslenmezdi genelde. Sadece uyarmak istediğinde veya ciddiyetle konuştuğunda kullanırdı. Hala, bana neden sinirli olduğunu çözemiyordum. Benim ona tepkili olmam gerekirken, bu neyin tepkisiydi bana! Bir şeyleri gözden kaçırıyor muydum? Kaşlarım hafifçe çatılsa da gülümsemeye çabaladım ve son bir şans vererek konuştum.

''Sen sofrada sessizlik olmasını sevmezdin konuşalım diye laf atmıştım. '' dedim ve elimdeki çatalla önümde ki yemekle oynamaya başladım.

''Sofra da konuşulmaz. ''

Eğer niyeti moralimi bozmaksa gerçekten iyi yapmıştı. Alttan almış, elimden geldiğince muhabbet etmek için hamle yapmıştım. Cidden, benimle uğraşıyordu. Benim amcam bu değildi.

Bir şey yapmamıştım. Bugün olanlarla ilgili zaten bilgim yoktu. Rüzgarla kendi arasındaki meseleyi bana yansıtmak ne kadar doğruydu? Selin yengeme ayıp olmasın diye tabağımdaki yemeğin bir kısmını daha yedim.

''Eline sağlık yenge.''

Masadan kalktığımda, amcam tabağımı göstererek konuştu.

''Yemeğini bitir!''

İLK AŞK - TELEFON SAPIĞIM (2016)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin