💜AŞKMAF/22💜

17.2K 821 167
                                    

İyi okumalar.

(Eser'den)

Cidden her şey son günlerde sarpa sarmıştı. Tam bu sefer sır kalmadı bitti derken ortaya daha büyük bir sorun çıkmıştı.

Emine ve Kağan'dan başlayacak olursak aslında onların konusu hiç bir şeydi. Yine her zaman ki saçma salak anlaşamamazlıklar işte.

Doruk konusu yada Deniz mi demeliydim? Bunu söylemek zordu ama maalesef artık Doruk diye biri yoktu. Onun yerine bizim bile varlığını yeni öğrendiğimiz ikizi Deniz vardı. Tek yumurta ikizleri olan Doruk ve Deniz.

Doruk'un uçak kazasından sonra tedavisi için yurt dışına gönderilmişti. Uçakta sağ kalan 3 4 kişiden biriydi o ama durumu en ağır olandı. Gerçi onun alevler içinden canlı çıkması bile mucizeydi. Allah yanında olmuştu çok şükür.
Ezgi için mükemmeldi bu durum ama ona hamileyken ve bebeğin durumu gün geçtikçe daha da anlamsız bir hal alırken Doruk durumunu ona anlatamazdık.

Barış beyin son anda ortaya çıkardığı diğer oğlu hayatımızda büyük yer kaplayacaktı. Bizim için iyi olmuştu Deniz'in varlığı. Yoksa Ezgi'ye ne yalan söyler ne yapardık nasıl toparlardık bilmem.

Rüzgar'ın ise son günlerde kafası iyice gitmişti. Eskisi gibi olması en çok korktuğumdu. İntihara kadar gitmişti zamanında ama Ezgi sayesinde vazgeçmiş ona bağlanmıştı. Ezgi veya bir başkası bunu nasıl bilir bilmem ama doğrusu buydu.

Ezgi'den sonra toparlanmış kendine de bize de inandırmıştı iyi olduğunu ama son günlerde ki ara sıra aniden gelen siniri, asabiliği her şeyin eskiye dönmek üzere olduğunun habercisiydi. Bunun için Kağan da bende çabalıyorduk.

Ezgi'nin ve Rüzgar'ın durumu berbattı. Onları en kısa zaman da şu Ateş illetinden de diğer tüm olaylardan da kurtarmalıydık. Düğün günü her şey güzel olsaydı onları süpriz bahanesi ile başka bir şehire tatile gönderecektik ama maalesef düğün değil kıyamet günü olmuştu.

Akşam Ezgi'yi bulmak biraz zor olsa da sonunda geçte olsa bulabilmiştik. Durumu açıkçası berbattı. Mezarda yaptığı konuşma bile ne kadar canının yandığını belli ediyordu. Ki Rüzgar bile ağlamıştı onun son konuşması yüzünden. Kendine lanetler ede ede Ezgi'ye bir daha öyle davranmayacağını hatta açıkçası

"Anamı sikseler Ezgi'ye asla kızmam" demişti. Ki annesinin onun için ne kadar değerli olduğunu ondan bile daha iyi biliyordum. Rüzgar'ın içinde kalan anne sevgisi her zaman derinlerdeydi. Bu sevgiyi sadece annesinin gözünün içine bakarken yakalarsanız görürsünüz.

Ki bu öyle böyle değildi her ne kadar annemden nefret ediyorum onu sevmiyorum havalarında olsa da çoğu herkes gibi o da muhtaçtı annesinin sevgisine. Bunu saklamayı o kadar iyi beceriyordu ki imreniyordum bazen.

Annem ne zaman aklıma gelse dayanamaz belli eder yanımda kim varsa sıkıca sarılır ağlardım. Erkek adam ağlamaz dersi Rüzgar da ama hıçkırırdım bile. Erkek adam ağlamaz demesi aslında 'ağlama gerizekalı'demekti onun dilinde.

Her bokumuza rağmen arkamızı toparlayıp sahip çıkıyordu Rüzgar ve bu özelliği onu benimde Kağan'ın da gözünde mükemmel bir insan yapıyordu. Sırtımızı dayıyacağımız biri olması harikaydı cidden.

Annesini doğumun da kaybetmiş biri olarak anne sevgisini bilmesem de değerini az çok Ezgi'den de Kağan'dan da Rüzgar'dan da öğrenmiştim. Anne kuzuları sizi!!

Bende öyleyim ama olsundu. 😉

Gelirsek bugüne... İlk işim Kağan ile Emine'nin arasını yapmak olmuştu. Fazla olmasa da Emine'den yediğim iki yumruk ve Kağan'dan 7 ceddime giden küfürler sonunda az çok halletmiş belki biraz duygu sömürüsü ile Ezgi'yi araya katmış olabilirdim.

İLK AŞK - TELEFON SAPIĞIM (2016)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin