💜TELMAF.20.💜

76K 2.4K 681
                                    


Karakterime, karakterin fiziki ya da psikolojik herhangi bir özelliğine laf eden herkes, erişime engellenecektir. Karakteri hakaret derecesinde eleştirmek demek, yazara yapılmış büyük bir aşağılama demektir! Anlayışınız için şimdiden teşekkür ederim.

Beğenmeyi unutmayın. ⭐

...

(RÜZGAR'DAN)

Şu an içinde bulunduğum durum berbattı ve lanet olsun ki aklımı Ezgi'den çekip bir türlü odaklanamıyordum. Peşine onlarca adam takıp eve göndermiş olmam yetmiyordu, sürekli gözümün önünde durmasına ihtiyacım vardı.Güvenlik önlemini en çoğuna çıkarmak için ne olur ne olmaz diye bir ordu daha göndermişti evine.

Durumlar benim tarafımda karışıktı. Adamlarımızın bir kısmı saldırıya uğramıştı ve karşılık verdikleri için olay yer altına kadar inmiş, herkes bir kez daha tarafını seçerek olası bir çatışmaya hazırlanmıştı.

Şimdilik olay sakindi ama eğer diğer tarafın baş patronu duyarsa, işte o zaman Ezgi'nin amcasının vereceği kararı önemsemeden savaşı başlatacaktı. Camiamızda, amcası oldukça önemli br yerdeydi. Patronlardan biri bendim ve kendi çatımın altında bir çok güçlü küçük mafya gruplarını da barındırıyordum. Diğer tarafın başında Ateş Gökdağ vardı. Adamın tek işi pislikti. Uyuşturucu,sahte ilaç işleri, gereksiz bir çok tacirler, ne bok varsa o adamdaydı. İşlerini böyle yürütürdü ve başıjı çoktan ezmiş olmam gereken bir yılandı.

Zihni tehlikeyliydi, oldukça iyi planlar yapmayı başarırdı ama çevresi karakteri yüzünden yoktu. Onun tarafı ve benim tarafım savaşa girdiğinde elbette biz kazanacaktık. Hasarlar olacaktı ama galibiyet bizde olacaktı. Ben yeraltının en güçlü ordusuna sahiptim.

Tek başımıza olduğumuz zamanlarda bile gücümü gösterdiğim için ve benden daha güçlü olanlara kafa tutan biri olduğum için çoğu kişi benim tarafıma geçmişti. Kafa tuttuklarım bile, birbirimize silah doğrulttuklarımız bile!

Şimdiyse kendi adamlarımın hepsini toplamıştım. Herkesi, benim tarafımda olan tüm adamları! Tüm mafyaları!

Şehirden uzakta bir arazide toplanmıştık. Güçlü ve yıkılmaz, her an tetikte bir şekilde ayaktaydı herkes. Eser'in koşarak yanıma geldiğini görünce dikkatle yanıma gelmesini bekledim. Yanıma geldiğinde nefes nefese konuşmaya başladı.

''Patron... Ateş Gökdağ...''

Nefesini toparlamasını beklerken sabırsızca konuştum.

''Toparla hemen kendini.''

Korkuyordum, Ateş denen heriften değil bir delilik yapıp bana zarar vermek adına ona yaklaşmasından korkuyordum. Ezgi için korkuyordum. O piç Ezgi'yi biliyordu.

''Haber Ateş'e ulaşmış. Bize saldıran adamlar, olayı kendi tarafına çekerek anlatmış. Güya biz onlara ateş açınca onlar karşılık vermiş gibisinden...''

Zaten millet çatışmaya yer arıyordu, kimse doğruluğunu sorgulamadan onun tarafına geçmekten çekinmezdi. Neyse ki, tarafım sağlam ve güvenilirdi. Yumruk yaptığım elimi alnıma dayadım. Gözlerimi kısa süre kapatıp açtım ve karşımda benim emir vermemi bekleyen gözlere baktım.

''O piçlerden birini dahi görseniz gözünüzü kırpmadan öldürüyorsunuz! Savaş çıksın veya çıkmasın, nerede olursanız olun, sıkıyorsunuz kafalarına! Anladınız mı?''

Sinirle bağırışımın hemen ardından hep bir ağızdan onaylar tarzda ses çıkarırken çoğu eline silahını almıştı bile. Eser'in tedirgilinliği dikkatimi çektiğinde başımı salladım konuşması adına.

İLK AŞK - TELEFON SAPIĞIM (2016)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin