💜AŞKMAF/18💜

18.7K 822 168
                                    

İyi okumalar...

Düğünden bir gün önce....

Herkeste büyük bir heyecan vardı. Kızlar ayrı koşturuyor erkekler ayrı koşturuyordu her yana. Bense düğün salonumuzun camından yarın için hazırlık yapan hayatlarıma bakıyordum.

Annem, ilk zamanlar gibi mutlu gözükmüyordu. Şu son iki günde biraz değişmiş, üzülmüş gibiydi. Onun üzüntüsü ise bana yansıyor kendimi ağlamamak için zor tutuyordum.

Emine, her zaman ki sertliğini arttırmış bana bile sert davranıyordu. Kağan'ın onu güya kaçırmasından sonra bir şeyler olmuş- ki bilinmiyor- yüzünü bir kez bile gülerken görmemiştim. Ne kadar onunla konuşmak istesem de cesaret edememiştim. Bunca zamanda ise neredeyse birbirimize kurduğumuz cümle sayısı 3 4 ü geçmez.

Kağan, o biraz durgunlaşmıştı. Eski neşesi yoktu onun da. Ona ne olduğunu sorduğumda konuyu değiştirmişti. Yani Emine ile bir şeyler yaşamışlardı büyük ihtimal. Ama kesin değildi. Arada sırada bir araya geldiğimizde yüzümüze gülüyordu fakat inandırıcı değildi.

Ecem ve İrem onlar fazlasıyla heyecan yapmış düğün için her şeyi kusursuz bir şekilde hazırlama telaşına düşmüşlerdi. Bana ise ne fikrimi soran vardı ne de bir iş yapmama izin veren. Her şeyi üstlenmişlerdi. Onların zevkine güvendiğimden pek sorun etmedim.

Eser ve Doruk'a geleceksek bence hiç gelmeyelim. Tam olarak 2 gün önce ikisi arasında büyük bir kavga yaşanmış ikisini de zar zor ayırmıştık. Neyden sebep kavga ettiler o da son günlerin bilinmeyenlerinde ama önemli bir şey olmalı ki Doruk o iyimser çocuk, psikopat gibi olmuştu. Eve de gelmiyordu zaten. Eser de bana ayıp olmasın diye yanımda duruyor farkındayım.

Merak ettiğim Doruk'du aslında ama nerede olduğunu amcam da bulamamıştı babam da. Ne yaşamış olabilirler ki Eser'le. Geçerli bir sebep olmalı illa ki.

Düşüncelerimden uzaklaşmak, birazda şu son günlerin bilinmeyenlerini unutup aynı zaman da sorunlardan da kurtulmak adına derin bir nefes alıp verdim. Açıkçası korkuyordum. Bu korkumu yansıtmıyordum fakat bir şey olmasından korkuyordum.

Herkes o kadar durgun ve o kadar mutsuzdu ki pozitif bir enerji yoktu bile. Kağan gibi bir insanın bile üzgün olduğunu bilmek durumu yansıtıyordu bence. Tam olarak olmasa da tek enerji Ecem de vardı. İrem'in ilk öpücük olayı Eser'le aralarını bozmuştu. Belli etmemeye çalışsa da kardeşi olarak ben anlıyordum üzüldüğünü.

Gözlerimi sıkı sıkıya kapatıp yavaşça açtım. Camın önünden geri bir kaç adım atıp arkamı döndüm. Tam o sırada karşımda beliren Eser ile biraz ürksem de hafif tebessüm ettim.

"Nasılsın?" Diye sorduğunda düşündüm. Sanırım cevabını veremeyeceğim tek soruydu.

"Pas geçsek" dedim biraz çekinir gibi. Sorgulayacağından değil yanlış anlayacağından. Son günlerde onlar bana soğuk olduğu için böyle cevap verdiğimi düşünebilir.

"Peki, tamam geçelim. Ben özür dilerim. Doruk bir şeyler saklıyordu. İrem hakkında biliyorsun bende şu öpücük meselesi konusunda ciddileşiyorum. O yüzden sert kaldım o da inatla üzerime gelince dayanamadım" diye çekinerek konuşan o oldu bu sefer. Kafasını hafifçe aşağı eğip bana kısa bir bakış attı ve gözlerini kaçırdı.

Ne diyebilirim ki. Şu son günlerde yarın evleneceğim için bile mutlu olamıyorum. Kağan, annem, kızlar, Doruk, Eser hepsi bir yandan mutsuzken ben mutlu olamıyorum. Yetmezmiş gibi bir de olaylar. Çekilmiyorlar. Benim mutlu olmam gereken yerde ağlayacak raddeye gelmemin sebebi onlar. Onları suçlamak değil de, kınıyorum biraz.

İLK AŞK - TELEFON SAPIĞIM (2016)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin