💜AŞKMAF/20💜

14.7K 757 56
                                    

İyi okumalar.

Çok uzun sürmedi... sadece 1 dakika belki var belki yok. Usulca arabaya yaklaştı ama sinirli bir şekilde kapıyı çarparak bindi. Derin bir nefes alıp verdim önce sakince. Tüm gün böyle davranacaksa istemiyordum aklımda ki planı. Sinirli bir Rüzgar bana zarar verirdi. Ruhsal bakımdan...

Biraz durdum önce sonra dilimle kuruyan dudaklarımı ıslatıp ona döndüm. Dikkatle bana baktığını görünce bir an garipsesem de bu duygumu sonraya bırakıp konuştum.

"Dinlenmeye ihtiyacımız var ikimizinde. Bende o yüzden düşündüm ki be-" daha cümlemi tamamlamam için fırsat bile vermezken soğuk bir ses ile konuştu

"Benim hiç bir şeye ihtiyacım yok. Tek istediğim şu lanet günün bitmesi. " dediğinde sessizce yutkundum.

Lanet gün...

Düğün günümüz!

Peki o zaman. Gözlerimin dolmasını engelleyemezken kafamı önüme çevirip eğdim.

Özür dilerim Rüzgar düğün günümüzün lanet bir gün olduğu için.

"Iı..ş-şey o zaman sen eve git" dedim kısa bir süre ona bakıp tekrar önüme dönerek. Sanki bunu bekler gibi hızla arabadan inip evine giderken akan gözyaşlarım ile birlikte arkasından bakabildim sadece.

Sanırım her şeyin başlaması gereken gün aslında bitişinde başlangıcı oluyordu...

Düğün salonuna gitmek istemiyordum, eve gitmek istemiyordum, hem yalnız kalıp hemde yanımda birilerinin varlığını hissetmek istiyordum...

Ve sanırım böyle bir yeri biliyorum. Uzun zaman önce yapmam gereken şeyi şimdi yapabilirdim. Belki de istediğim yer tam olarak da orasıydı....

👤👤👤👤👤👤👤👤👤👤👤👤👤👤👤

"Uzun zaman oldu kimse gelmedi yanlarına kızım. Ben de acaba bir şey  mi oldu diye düşünmüştüm. Önceden neredeyse her gün gelirdi bir genç kız ziyaretlerine ama uğramaz oldu. Bazen ağlar ağlar bayılırdı buralarda anne,baba diye. Bir kaç kez geceleri öyle bulduğumu hatırlıyorum onu. Adı şeydi galiba... dur bak hatırlayamadım şimdi"

"Emine " dediğimde

"Hay ağzınla bin yaşa! Evet kızım ismi Emine'ydi de sen nereden bilirsin?" Diye biraz tereddüt ile sorduğunda buruk bir tebessüm ile

"Onlar benimde annem ve babam o kızda benim kardeşim de o yüzden. Onu yalnız bırakmadığınız için teşekkürler" dedim minnetle adama bakarken. Adam da çekingen bir gülümseme ile

"Lafı mı olur kızım. Neyse ben sizi yalnız bırakayım. İlk defa geliyorsundur konuşacak çok şeyin vardır" dediğinde adamın anlayışına, ilgisine şaşırarak kafamı salladım. O mezarlığın girişinde ki kulübesine giderken bende biraz kaç adım daha atarak iki mezarın arasına girdim.

İçimde hissettiğim burukluk, üzüntü, yalnızlık vb. Ne varsa hepsini gözyaşlarımla beraber atmak ister gibi ağlamaya başladım. İlk önce muhtaç olduğum, ihtiyaç duyduğum huzuru hissetmek için annemin, öz annemin mezarının kenarına oturdum.

Titreyen elimi çiçeklerle dolu toprağının üzerine koyarken gözlerimi sıkıca kapattım. Hıçkırıklarım ile beraber

"Merhaba a-anne" dedim gülümsemeye çalışarak. Bunu yapmak çok zordu, nedenini bilmiyorum ama konuşacakken zorlanıyordum. Küçükken defalarca kez anne dediğim kadına şimdi zorlanarak anne demek onu üzüyor olmalıydı.

"B-ben geldim. A-nne ihtiyacım var sana. Küçükken bana sarıldığında hissettiğim huzura ihtiyacım var. Veya bilmiyorum belki de beni dizlerine yatırıp saçlarımı okşamana ihtiyacım var... Özledim seni anne" dedim ve avuçlarım arasında ki toprağı sıktım. Beni büyüten anneme ihanet değildi bu. O her zaman annemdi ama benim öz anneme ihtiyacım vardı. Hayal meyal hatırladığım o yüzüne ihtiyacım vardı. Hıçkırıklarım birbirine karışırken mezarı okşadım ve

İLK AŞK - TELEFON SAPIĞIM (2016)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin