💜AŞKMAF/12💜

23.4K 1.2K 190
                                    

Başımdan aşağı dökülen su ile vücudum üşüdüğü için titrerken kollarımı bedenime sardım.

Şu an beni bir bebek gibi yıkayan Emine vardı. Eve çoktan gelmiştik. Emine ise beni yıkamak için banyoya sokmuştu. Ne itiraz ediyordum bir şeye ne de olur diyordum. Yine eskisi gibi olmuş suspustum. Kimseye ağzımı açıp tek kelime etmiyordum. Susmak kolaydı benim için ama içimin susması zordu. Ve içim, düşüncelerim asla susmayacaktı biliyorum.

Yaşadıklarımı düşündüm. Ve yaşadıklarıma karşı verdiğim tepkiyi. Her seferinde biraz cesur durmuş ve saf olmuştum. Yine de morelimi kaçırılmalarım veya diğer yaşadıklarım için asmamıştım. Hep yüzümde bir gülümseme olmuştu. Veya gülmemiştim ağlamıştım ama yine de sonu hep mutlu bitmişti. Yüzüm gülmüştü. Bu sefer gülmeyecekti yüzüm.

Ben düşündüm. Çok düşündüm ama Rüzgar'ı affedemeyecektim. Tehdit altında dahi olsa bana o kadar sert konuşmamalıydı. Sadece bitti deyip üstelese biterdi ama o bana resmen Sürtük muamelesi yaptı. Haz aldım derken gözlerinde ki alay bile belliydi. Yalandı belki ama herkesin içinde demişti. En önemlisi Ailem varken demişti. Annemin babamın yüzüne bile nasıl bakacağımı bilmiyorum.

Utanç verici bir şey bu. Herkesten utanıyorum. Şu an düşündükçe her şey aklıma gelirken ve söylediklerinin altında defalarca kez ezilmeme rağmen tekrar tekrar ezilirken ellerimi yumruk yapıp var gücümle sıktım. Tırnaklarım avucuma batarken acısı umurumda değildi. Bir işe yaramıyordu kalbimde ki acıyı dindirmek için.

Gözlerim dolarken sıkıca kapattım gözlerimi. O sırada bir kaç damla yaş akarken kafamdan akan sularla beraber yok oldu.

Bitmeyecek diye düşündüğüm aşkımız Rüzgar'ın tehdit altında kalması ile bitmişti işte. Madem tehdit altındasın neden bana söylemedin? Beraber üstesinden gelirdik Rüzgar.

Düşündükçe çıldıracak gibi olurken içim de ki acıyı atmak için acı bir çığlık attım. Emine direk

"Ezgi sakin ol" diye sakince konuştuğunda kafamı sağa sola salladım. Gözlerimden akan yaş hızlanırken hıçkırıklarım artmaya başladı.

"Tamam gel hadi çıkalım" dedi ve omuzlarımdan tutup beni kaldırdı. Havluyu vücuduma sararken banyonun kapısı tıklatıldığında ürküp 1 adım geri giderken Kağan'ın sesini duymak biraz olsun korkumu azalattı

"İyi misiniz ne oldu?" Diyen endişeli sesini duyarken Emine beni bırakıp kapıya ilerledi. Kilidi açtı ve sadece kapıdan kafasını çıkararak bir şeyler söyledi ama duyamadım. Zaten duymak da istemiyordum.

Ben sadece içimde ki bu acının bitmesini istiyordum o kadar. Ama olmuyor. İçimde kıyametler kopuyor ama dışımda sadece susuyorum. İçimi dışıma çıkarsam. Bağırıp çağırsam, hesap sorsam. Neden diye defalarca kez sorsam.

Emine yanıma gelip beni odaya götürürken gözlerimden akan yaşlar hızlandı. Başkasına muhtaç olmak kötüydü. Kafayı yiyordum yavaş yavaş farkındaydım ama elimden bir şey gelmiyor. Ben sadece bu acı, içimi ayrı dışımı ayrı yakan acıyı yok etmek istiyordum. Yok olsun geçsin istiyordum.

Hiç bir şey olmamış olsun. Mutlu olayım saçmalıyayım istiyordum.

Emine üzerimi giydirdiğin de yatağa uzandım ve bacaklarımı kendime çekip kollarımı bedenime sıkıca sardım. Gözlerimi kırpmadan bir yere odaklanmışken saçlarımı okşamaya başlayan el ile daha çok ağlamaya başladım. O da saçımı okşardı değil mi?

"Ağlama artık Ezgi. Hadi gel yemek yiyelim. 3 gündür acık-" cümlesini tamamlamasına izin vermeden yatakta doğruldum ve ona bakıp bağırarak

İLK AŞK - TELEFON SAPIĞIM (2016)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin