💜ÖZEL BÖLÜM (1)

8.9K 323 43
                                    

  Şimdi, özel bölümlerin başında size büyük bir uyarıda bulunuyorum.

Özel bölümlerin gidişatı kötü, yani en azından okuyacağınız ilk iki özel bölüm sizin kesinlikle istemeyeceğiniz bazı sahneleri barındırıyor. Eğer ben mutlu son istiyorum, kötü sonları görmek istemiyorum derseniz kitabı okumayı bırakmanızı tavsiye ederim.

Paylaşmak ve paylaşmamak arasında çok kararsızdım fakat bence böylesi daha iyi, en azından ben sizin için uyarı bırakıyorum.

Önünüzdeki birkaç bölüm akışı kötü gidiyor, üzülünecek çok sahne olacak, bu bölümün başını kısaca okursanız ne demek istediğimi az çok anlarsınız diye umuyorum.

Ben bölümleri tekrar yayınlıyorum, kitabın sonunda görüşmek üzere!

....

🥂 🥂

  "Bana kızımı bul yoksa seni gözümü kırpmadan öldürürüm duydun mu beni!" hiddetle bağırmam karşısında kirpikleri titredi. Yutkunduğunu adem elmasının hareketinden anlamıştım. Diyecek bir şeyi olmayışı sinirimi bozuyordu. Benim güzel kızım onun yüzünden günlerdir ortalıkta yoktu ve onun tek yaptığı her gün lanet kapıdan içeri girdiğinde dolu gözlerle bana bakmak oluyordu. Bir gün!
Sadece bir gün elinden tutup onu getirmesi için ayaklarına kapanabilirdim. Fakat o bu hakkını bile kaybetmişti. Onu ellerimle öldürecektim!

"Duydun mu beni Rüzgar!" sinirle büyüyen gözlerim karnıma giren ağrı ile kısıldığında elimi karnıma götürüp sakinleşmeye çalıştım. Karnımda oğlum olmasa çoktan onu öldürmüştüm. Karşımda nefes alması bile sinirime dokunuyordu.

"Yenge bebeğe bir şey olacak" diyen Eser'e hiddetle baktım. Hepsi onun ve Rüzgar'ın yüzündendi.

"Kapat çeneni Eser!" bu tepkim karşısında geri çekilip kafasını önüne eğdi. Lanet olsun! Karşıma gelip biri bağırsın ve ben onla kavga edeyim istiyordum. Her şey bu kadar üst üste gelemezdi! Tam kurtulduk yeni bir hayat derken bu kadarı fazlaydı. O falcı kadının dedikleri hergün aklımda cirit atıyordu! Bir ihtimal diyordum.

Küçük bir beden...

Benim güzel Ceylin'im olabilir miydi? Buna izin vermeyecektim. Buna izin veremezdim.

"Ezgi ben -ben elimden geleni -"

"Eğer sen elinden geleni yapıp kızıma zarar gelmesine göz yumduysan, elinden geleni yapıp onu bulacaksın! Sen elinden geleni yapmıyorsun sen kendini tüketiyorsun sadece! Benim gözümde!"

Rüzgar bir an gözlerime öyle güzel baktı ki sarılıp ağlamak gelmişti içimden ama yapamazdım! Ben onu defalarca uyarmıştım. Bu işlere geri dönme, çocuklarımız için bunu yapma diye yüzlerce kez. O aptal beyni bir şey olmayacağını iddia edip durdu! İki kıytırık korumaya güvendi ama kızımı ellerimin arasından aldılar. Şerefsizler. Kızımı ellerimin arasından aldılar. Ellerim arasında ki o küçük parmaklarını hissettiğimde yumruk yaptım ellerimi. Koruyamamıştım kızımı.

"Kardeşim!" dış kapı açılıp içeri koşar adım giren Kağan'ı gördüğümde göz yaşlarımı daha fazla tutamadım. Yanıma gelen Kağan'a sıkıca sarıldım ve hıçkırıklarımı serbest bıraktım. Sırtımı sıvazlayan eli ve bedenimi ayakta tutan koluna öyle sıkı tutunmuştu ki ellerim belkide canını yakıyordum ama onu bırakmak istemiyordum.

"Şişş! Geçicek bebeğim. Geçicek benim güzel kardeşim."

Kağan'ın tesellileri bana her zaman iyi gelmişti. Onun her zaman yanımda olmasının bedelini ödeyemezdim. Bana o kadar sadık kalıyordu ki bazen, sırf beni sevdiği için bile canımı verebilirdim ona.

İLK AŞK - TELEFON SAPIĞIM (2016)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin