BÖLÜM SEKSEN DÖRT ~ Kitap

157 13 17
                                    

Herabrienna'nın gözünden

Babam,  Blazzy'yi yeniden canlandırarak süprizlerle dolu olduğunu birkez daha gösterdi bana.

Ve şimdi ise babama sarılarak teşekkür etmekteyim.

"Bunu nasıl yaptığını sormama gerek var mı?"

Başım, onun omzunun üstünde olmasına rağmen gözlerimin önüne gülümsediği görüntü geldi o da bana sarılırken.

"Sadece ufak bir yetenek daha."

Sarılmayı bıraktım. Blazzy ye baktığımda o da bizim halimizi izliyordu.

"Yaşam ateşi tam olarak sönmemişti."

Diye devam etti babam.

"Öyle olsa bile bu bana engel değil. Blaze'ler saf ateşten oluşmadırlar kızım. Sadece bir ateşin Blazzy olduğunu düşünmem yeterliydi."

Büyülenmiş gibi yaparak konuştum.

"Yani binevi ölümsüzlük gibi birşey? Mükemmel birşey olmalı bu!"

İlk defa Blazzy'nin kıkırdamasını duydum.

"Aslında tam olarak ölümsüz değiliz prenses. Sadece lordun bizim üzerimizde iyileştirici ve canlandırıcı bir etkisi var. Ama aynı zamanda... Bu konu tam tersi içimde geçerli..."

Son kelimeleri söylerken sesi titremeye ve birkaç adım  gerilemeye başlamıştı. Neredeyse açık pencereden düşecekti ki, son anda bunu farketmiş olmalıydı. Durmayı akıl edebildi. Her ne kadar yanında kıkırdasa da, o da diğerleri gibi babamdan korkuyordu. Babamda bunun farkında olduğunu, ellerini arkasında birleştirmiş, ciddi şekilde onu izleyerek gösteriyordu. Ama içten içe babamın Blazzy'ye birşey yapmayacağını biliyordum. En azından çok ciddi bir konu olmadıkça.

"Baba, sana bir cadı hakkında söylediklerimi hatırlıyorsun değil mi? Sence, de artık onu araştırmanın zamanı gelmedi mi? "

Dediğimde, konunun değişmesine mutlu olmuştu Blazzy. Derin nefesler alıp verirken, başını eğdiğini göz ucuyla görebildim.

"Kütüphanede bilgi bulabilirim."

Dedi babam. Bense, kendi etrafımda döndüğümde düşmemek için kollarımı biraz kaldırıp etrafa bakınırken, babamın cümlesindeki tekil kişiyi çoğula çevirerek  benim de gelmek istediğimi belirttim.

"Nereden gidiyoruz?"

'Gidiyoruz' lafına güldü babam. Birkaç saniye sonra, ifadesini tekrar ciddileştirdi. Yeni yeni soluklanmayı bitiren Blazzy'ye baktığında, Blazzy başını kaldırarak yeniden dik bir pozisyona aldı. Bu sahne bana, asker ile yüzbaşının görüntülerini anımsattı. Bir an ikisini de asker kıyafetleriyle hayal ettiğimde, oyuncağımı sağ koluma sıkıştırdıktan sonra gülmemek için iki elimle birden ağazımı kapattım. Çıkan ufak gülme seslerini ikisini de duymamasına sevinmiştim doğrusu.

Babam, gelmem için istekli olduğumu görmüş ve başını yavaşça aşağı yukarı sallayarak benim de gelmeme izin vermişti. Baba-kız dışarı adım atarken, blazzy ise hâlâ açık olan camdan dıçarı çıktı ve diğerlerinin arasına karıştı. O varken ısınan ortam, onub gidişiyle son buldu.

Ateş...

Diye geçirdim içimden Blazzy'nin gidişini izlerken.

"Baba, şu cadı konusunda atladığımız birşey daha var."

Dedim onun yanında yürürken. Beyaz gözlerine bakarak konuştuğumdan, düşmemek için elini sıkıca tutuyordum.

"Herşey aklımda kızım."

Herobrine'ın Kızı Herabrienna-Minecraft'ın Küçük Efsanesi Where stories live. Discover now