BÖLÜM OTUZ SEKİZ ~ Kaçırılma

313 34 30
                                    

Herobrine'ın gözünden

Bir süre gözlerim, Steve ile boynundaki kılıcım arasında gidip geldi. O ise hâlâ kollarını iki yana açmış, öylece bekliyordu. Her ne kadar korksunu gizleyip, cesur gibi görünmeye çalışsada, titreyen göz bebekleri ve birkaç defa yutkunması onu çoktan ele vermişti bile.

Korkak...

En sonunda kılıcımı indirdim. Ama kısmış olduğum, sinirle bakan gözlerimi, Steve'den ayırmıyordum.

Stevede kollarını aşağı indirdi.

"Duygu sömürüsü zayıflara göredir Steve..."

Bir süre duraksadıktan sonra devam ettim.

"Kendini çok belli ediyorsun. "

Diyerek tamamladım lafımı. Ve ona bakmayı bırakıp, baş parmağımın, kılıcımın keskin yüzeyde kayışını izlerken, çıkardığı ince sesi dinledim.

"Gerçekleri söylemek duygu sömürüsü yapmak değildir Herobrine. "

Parmağımı kılıcımdan çektim. Ve alay edercesine kıkırdarken, gözlerimi kapatıp, başımı iki yana salladım. Ardından tekrar Steve'e bakarak, kılıcımı geri sırtıma aldım. Ve Kollarımı bağladım

"Gerçekler hı?"

Sözüme devam ederken tekrar kaşlarımı çattım ve ellerimi ayırarak, yumruğumu sıktım.

"Gerçekler... İnsanların beni öldürmeye çalışması? Sevdiğim kız öldüyorken, kimsenin yardım etmemesi? Ve evet..."

Bu kısmı söylerken özellikle vurgu yaptım. Kelimeler, sıktığım dişlerimin arasından öfkeyle çıktı.

"Kardeşim dediğim insanın bana inanmaması !?"

Konuyu açan oydu. Ve belli ki bu söylediklerimi, kaldıramamış, ben her gerçeği söylediğimde dahada eziliyor gibiydi. Gerçekler ona ağır gelmişti...

Steve, başını eğdi sesizce desede ben ne dediğini dudak hareketlerinden anlamıştım. Ve işte o anda sinirim son seviyesine geldi.

"Ayrı olduğun tek kişi sevdiğin kız olmayacak. İntikamcı olan tek sen değilsin... Abi(!)"

Eline aldığı elmas kılıcı görüncede, hızla Steve'in boynunu sıkıca kavrayıp, sert bir şekilde ağaca vurduğumda, düşen kılıcının sesi geldi kulağıma. Gözlerimdeki parıltıya beyaz, ince bir duman eşlik ederken, parmaklarım avucumla birleşmek üzereydi. Steve'in boynu arada kalmıştı. Boğulurken, her ne kadar çırpınırken birkaç defa kılıcını almaya çalışsada, onu yükseğe kaldırdığımdan, parmak uçları ile dokunabikmişti sadece.

"Ba-"

Kızımın, kısılan sesinden sonra duyduğum tıkırtılara, düşme seside eklenince kendime geldim. Steve'i gelişi güzel bir yere fırlattıren acı içinde inlemesine aldırmadan, saniyesinde ağaç eve ışınlandım.

Her ihtimale karşı elime kılıcımı aldım. Nefesimi düzene sokmaya çalışırken, kalbim yerinden çıkacakmış gibi hızla çarpıyordu... Korkuyordum... Kızıma birşey olmasından çok korkuyordum... Ama buna yenik düşmeyecek, Herabrienna'yı koruyacaktım!

Eve gelince hızla etrafa göz gezdirdim. Heryer darmadağın olmuştu. Aklıma gelebilecek en kötü ihtimalden uzak durmaya çalışıyordum.

Kırılan camlar, devrilen masa, ve...
Herabrienna'nın küçük, mavi kurdelası...

Eğilerek aldım kurdelayı. Büyük avucumun içinde, küçük lacivert-mavi kanatlı bir kelebek gibi duruyordu.

Sinirlenmem fazla uzun sürmemişti. Hızla yerimden kalktım ve kırık camdan dışarı baktım.

Turuncu saçlı, yeşil kıyafetli bir kız, ağaca bağlanmış olan, kahverengi bir atın yanına gidiyordu.

Alex...

Kollarında baygın bir şekilde duran kızımı gördüğümde, hızla ayaklarımı, camın üstünden atlatarak, sertçe yere indim.
Tam vücudumu dikleştirmiş, Alex'e bunun hesabını sorucaktım ki, arkamdan akımla vuruldum...

Ayaklarım titremeye, gözlerim kararmaya başladı. Başımın dönmeside eklenince, yere dizlerimin ve ellerimin üstüne düştüm. Başımı eğdiğimde, saçlarım önüme gelerek, yüzümü kapattırken, nefesimi düzene sokmaya çalışıyordum. Yaklaşık üç dakika verilen akım, bana fazla ağır gelmişti...

Tek zayıf noktamdan vurulmuştum...

Yavaşça kaldırdım başımı. Alex, çoktan uzaklaşırken, benim o an yapabildiğim tek şey, izlemek olmuştu.

İşte o an kendimden ilk defa nefret ettim. Yapamamıştım... Herabrienna'yı koruyamamıştım.

Bütün üzüntümü ve sinirimi çıkarırcasına elimi yumruk yaptığım gibi toprağa vurduğumda, canımın acıdığınu hissedince, tekrar normal biri olduğumu anladım.

Ama tekrar normal biri olmam ve zayıf düşmem, beni durdurmayacaktı! Asla pes etmeyecek, yaptığım hatayı düzelterek kızımı kurtaracaktım!

Herobrine'ın Kızı Herabrienna-Minecraft'ın Küçük Efsanesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin