BÖLÜM ELLİ ALTI ~ Tanıdık Bir Ses

188 22 33
                                    

Herabrienna'nın gözünden

Ellerim titriyordu. Boğazımda bir yumru, kalbimde bir boşluk, içimde ise muazzam bir öfke ile korku duygusu vardı.

İnanmayacaktım. Bu sefer bana krduğu bu tuzağa düşmeyecektim. Ama bunun bir oyun olduğunu bile bile içimdeki duygular kaybolmuyordu.

Elim yanmaya başladı. Güçlerim ve beyaz, parlak gözlerim geri gelmişti. Ama Notch korkmuşa benzemiyordu. Hatta tam aksine, şu an alaycı bir gülümseme ile karşımda dikiliyor, kolkarını birbirine bağlamışken başını iki yana sallıyordu.

"Babana olan güvencini taktir ettim küçük kız ama...  Dost acı söyler"

"Seninle dost olduğumuzu sanmıyorum."

Notch gülmeye devam ederken hıhladı ve başını yan tarafa çevirip bir süre öylece kaldı. O an içimden onun boğazına yapışmak geldi ama. Bu sadece işleri dahada kötüleştireceğini bildiğimden, birşey yapmadan öylece kalmakla ve elimdeki alevi söndürmekle yetindim. En azından şimdilik...

Ve şu an sahip olduğum tek gücümün alev topu olduğundan dolayı, ışınlanamıyorumdum da. Işınlansam bile bunun için büyük bir güc harcamam gerekti. Ben de o gücü ormanda koşarken fazlasıyla harcamıştım zaten.

"Ağlamayı bırak ve bin artık şu ata hadi!"

Dedi tekrar bana bakıp, başıyla arkamdaki ata bakarken. Bende arkamı döndüm ve o ata baktım.

"Olmaz"

"Ne demek olmaz?! "

"Atlardan korkarım ben"

Hayır korkmuyordum. Şu an tek yaptığım şey, Babama ve ya Jennifer'a zaman kazandırmaya çalışmaktı. Sürekli hareket halinde olmaktansa sabit bir yerde kalırsam, bulunmam daha kolay olur. Kolay ve hızlı.

"Ah hadi ama... "

Dedi Notch bıkkın bir sesle. Ardından alaycı bir şekilde dizlerinden destek alarak eğildi ve yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi.

"Ne yapmamı istersin küçük prenses? Senin için özel bir midilli mi tutayım? İstersen kanatlı ve tek boynuzlu da bulayım hım?"

"Komik olduğunu mu sanıyorsun?"

Bir an kelaynak diye alay edecek olsam da sustum.

"Sence amacım komik olmak mı?"

"O olsa dahi, bunu bile başaramıyorsun."

"Sana bin şu ata dedim! "

Tekrar dik bir pozisyona alırken, atı işaret ederek bağırdı. O kadar çok yüksek bağırmıştı ki, Notch' un küçük dilini görmem bir yana, ağaçlardaki kuşlarda simsiyah bir bulut oluşturarak ve sağır edecek kadar sesler çıkarak, mavi gökyüzünü kaplamıştı.

İstemeye istemeye önümde duran, burun hizasındaki beyazlık dışında, simsiyah ata yöneldim.

Ona doğru gittiğimi görünce sanki rahatsız olmuşcasına yeri dövdü ön toynaklarıyla. Ve kişnedi. 

"Hey hey sakin ol...  Sana zarar vermeyeceğim... "

Dedim, avuç içlerim ona bakacak şekilde ellerimi aşağı yukarı hareket ettirerek. Sakin ve sessiz bir şekilde. Belki anlamıyordu beni. Ama en azından sesimdeki tonla onun güvenini kazanacağımı düşündüm.

At, sesli bir nefes verirken başını iki yana salladığında, düz siyah yelesini savurdu. Önden bir tutamı gözünün önüne düşünce de, sesli bir şekilde nefes verip, onu da arkaya attı.

Ve açıkcası...  Bu biraz komiğime gitmişti. Bu yüzden, ufak kıkırdama engel olamadım.

Yavaş adımlarla atın sırtına yönelmektense, başının hizasına gittim. Başımı kaldırıp, yüzüne bakınca masmavi büyüleyici gözlerini gördüm. Şaşkınlığımla birlikte elimi kaldırdım. Nazik dokunuşlarla okşadım onu. Aslında burun hizasındaki beyazlığı okşamak istemiştim. Fakat boyu benden uzun olduğundan, sadece boynunu okşadım.

Atın teredütünün yavaş yavaş gittiğini, sesini çıkarmayınca anladım. Ona birşey yapmayacağımı anlamış gibiydi. Benim gibi bir doğa sever, nasıl yapabilirdi ki zaten?

Tam gülümseyecektim ki, Notch bunuda bozmazsa olmazdı.

"Herabrienna...  Bin. Artık. Şu. Ata..."

Sırtım hala ona dönükken göz devirdim.

Tam binecektim ki bu sefer Notcun bağırmasını işittim.

"Ahh!"

Arkamı döndüm. Notch'un tam ayağına bir ok saplandığını gördüm. Ardından tanıdık bir ses.

"Cidden onu bırakacağımı mı sandın?  Ha... Bana saf diyene bak sen!"

Bu... Bu Jennifer dı. İki eliyle birden tutuğu yayını, tekrar indirirken demişti bunu.

İndirdikten sonra, gülümseyerek bana baktı.

"Seni bırakacağımı sanmadın cidden. Değil mi?"

Herobrine'ın Kızı Herabrienna-Minecraft'ın Küçük Efsanesi Where stories live. Discover now