#cevaplar#

369 42 32
                                    

Herobrine'ın gözünden

Hâlâ kollarımın arasında titremekte olan, küçük kızıma baktım tekrar. Ve ayağa kalkıp elimi uzattım.

" gel hadi. Daha güvenli bir yere gidelim."

Başını aşağı yukarı sallamakla yetindi ve elimden tuttu. Mor koltuğa oturdup, Herayıda kucağıma aldım. Saçlarını okşayarak sakinleştirmeye çalıştım.

"şimdi daha iyi misin?"

Diye sordum ona.

"i-iyiyim baba..."

O, öyle desede sesindeki titreme tam tersini gösteriyordu.

Herabrienna' nın gözünden

Gözlerimle yerdeki,  beyaz tahtaları saymayı bırakıp,yavaşça başımı kaldırarak babama döndüm. Uzun zamandır cevabını almak istediğim bir sorum vardı ne de olsa.

"baba, bana bir sözün olduğunu unutmadın değil mi?"

Babam tek kaşını kaldırarak, sorarcasına bana baktığında devam ettim.

"nasıl bu şekilde olduğunu, hayata kaldığını, ve evet en önemlisi. Canavarların neden sana 'efendim demesi?"

Babamın yüzünde, küçük bir tebessüm gülümsemesi oluştu. Ve soruma karşılık verdi

"aslında, nasıl olduğunu bende tam olarak bilmiyorum. Ama duyduğum kadarıyla ben ö-"

Burada durdu, gözlerini kapatarak bir nefes verdi ve tekrar açtı. Sanki diyeceği şeye kendini hazırlamış gibiydi. Ardından konuşmasına devam etti.

"öldüğümde..."

Bu kelimeyi duyduğumda, içimde bir ürperti hissetmiştim...

"Mezarımın üstüne garip bir şimşek çarpasıyla gözlerim beyazladı ve birtakım doğaüstü güçler kazandım kızım"

Savaş sırasında babamın, annemin yanına koşuşu, dizlerinin üstüne düşerek ağlayışı. O anda evin içinde saklanmış ve yüksek pencereden parmaklarımın üstüne çıkıp bakarken olayları görnüştüm.

Ve en önemlisi... Notch'un hiçbirşey yapmadan öylece izlemesi... O zamandan beridir sırf bu yüzden nefret ediyordum işte ondan!

Yine sinirlenmiş, farkında olmadan elimi sıkmıştım. Hissettiğim sıcaklıkla anladım bunu. Ve sakinleşmeye çalıştım.

Hiçbirşey olamış gibi tekrar babama soru sordum.

" peki ya canavarların, mobların sana 'efendim' demesi?"

"o konuya gelecek olursak..."

Diye söze başladı babam. Ve devam etti.

"aslında, onlarda bana ilk başta saldırıyordu. Ama zamanla benim gücümün, herkes gibi onlarda farkına vardı. Ve bana karşı savaşmaktansa, benimle olmayı tercih ettiler. Bende bu sayede efendileri oldum."

Kendime hakim olamayıp, elimi ağazıma götürdüm ve kıkırkadım.

"yani akılılık yapmışlar "

Babamın sinsi ama şakacı sırıtması büyürken, bana doğru ellerini yaklaştırmaya başladı.

"çünkü kimse babanla boy ölçüşemez... Gel buraya.."

Der demez beni kollarının arasına alıp, gıdıklamaya başladı.

O kadar çok gülüyordum ki, gözümden yaş gelmeye başlamıştı. Bir yandanda babama artık durmasını, çok gıdıklandığımı kahkahalar arasından söylemeye çalışıyordum. Ama dediğim gibi. Ağazımdaki kelimeler gülmekten zar zor çıkıyordu...

Aşağıdan gelen bir sesle durdu babam.  Ve sesin geldiği yöne,  küçük,  sarı, kare pencereye baktı. 

Ayağa kalkıp oraya doğru yöneldiğinde , bende yanına gidip bakmayı geçirdim aklımdan.  Sonra babamın ciddi bakışından yerimde kalmam gerektiğini anladım.  Ama yinede onu izlemeye devam ediyordum.  Yüzümdeki gülümseme, çoktan kaybolmuştu. Fakat korkmuyordum...

Herobrine'ın Kızı Herabrienna-Minecraft'ın Küçük Efsanesi Where stories live. Discover now