💜TELMAF.29.S.F💜

39.2K 1.5K 364
                                    

İlk sezonun son bölümü. Buraya kadar kitap düzenlendi. İkinci sezon yani AşkMaf kısmını muhtemelen düzenlemem. Onun bölümlerini de hızla atacağım birkaç gün içerisinde.

İyi okumalar dilerim.

Hayatınızda bir şeyler bozulmaya başladığında, devamı ip söküğü gibi gelirdi. Her şey bir anda mahvolmazdı, alıştıra alıştıra mahvederlerdi seni. Fark ederdin ama hiçbir şey yapamazdın da. Beklerdin, her şeyin biteceği o anı. Bitmeyeceğini bilsen de, senin sonun olacak o an elbet bir gün gelecekti.

Ailem, arkadaşlarım, sevdiğim her şey aslında birer yalansa bu zamana kadar nasıl doğru ve mükemmel hissetirmişlerdi. Öldü bildikleriniz aslında canınızı yakmak istercesine yaşıyorsa... Öldürdüğü anda kaldığı gibi olmadan hemde. Babanı gömdüğün toprak, aslında babana ait değilse!

Her şey gözümün önünden geçti kısa bir an. Yaşadıklarımı hatırladım, anılarımı bir yapbozun parçası gibi birleştirdim.

Adımlarım, her bir anıma eşlik etti ve bu anıların gerçekleri önümr hayali birer engel koydu. Hissizleşmeye başladım, gerçekle çarpıştıkça yok olmaya başladım. Ben bir yalandan ibarettim çünkü.

Her şeyin farkındaydım ama ne anlayacak mecalim vardı ne de ne olduğunu düşünecek takatim. Elimi yürüdüğüm uzun koridordaki duvara koydum ve gözümden yaşlar bardaktan boşalırcasına akarken engelleyemedim. Bedenim titriyordu, zihnim şoktan düşünmeyi reddediyor, bedenim kabullenemiyordu bir türlü.

Dik durmaya çalışarak elimi duvardan çektim ve yavaş yavaş yürümeye devam ettim. Ben, hissediyorum dibine kadar bu acıyı, nefreti, kini, üzüntüyü. Baş edemedikçe de yıkılıyordum. Çok fazlaydı, çok!

Evin çıkışına geldiğimde derin bir nefes alıp verdim ve elimi kapının pervazına koydum. Dudaklarımı birbirine bastırıp, hıçkırıklarımı bastırmaya çalıştım.

Etrafta bir kargaşa vardı ama anlamıyordum. Elimi kapı pervazından çektim ve nereye gideceğimi bilemez halde yürümeye başladım. Neye ne tepki vereceğimi bile kestiremiyordum. Beynim işlevini kaybetmişti. Kime sarılabileceğimi, kime darılacağımı kestiremiyordum.

Hiçbir zaman bitmeyecek olan bir sevgiye sarılmıştım ben. Her şeye rağmen affettiğim babamın sevgisine, annemin sevgisine sarılmıştım ben. O sevgiler bana gülmeyi öğretmişti. O sevgi olmasaydı ben gülemezdim ki. Her şey bir yalandı ve bitti. Şimdi nasıl gülecektim.

Biri kolumu tutunca kafamı o tarafa çevirdim yavaşça. Kaşlarımı çattım sakince. Rüzgar'a baktım. Kolumu ondan hızla çektim ve elimi havaya kaldırdım uyarıyla.

''Ba-bana, yaklaşmayın! ''

Bana duyduklarımın gerçek olduğunu belirtecek tek bir şey istemiyordum etrafımda. Herkes, şimdi gözlerinde sakladıkları gerçeklerle yanımdaydı. Artık onları anlıyordum, bakışlarındaki korkuyu görüyordum.

Kalbime giren sancıyı elimi göğsüme koyup, sıkarak bastırmaya çalıştım. Gözlerim etrafımdaki insanlarda gezindi. Kime sığınacağımı bilemedim. Kardeşlerime mi? Arkadaşlarıma mı? Dostlarıma mı? Sevdiğime mi? Hepsi, dakikalar önce birer yalana dönüşmüşken hangisine bir daha olmayacağının temennisi ile yaklaşacaktım!

Nefesim boğazımda düğümlendiğinde, birkaç adım attım belirsizce. Bedenim titredi önce, ardından gözlerim önü karardı ve ben ikinci kez boşluğa savruldum. Gerçek acıydı... Gerçek, baş edebileceğim kadar güçsüz değildi.

...

Başımdaki ağrıyla gözlerimi açarken ellerimin acısını fark etmem uzun sürmedi. Baygınken çok fazla sıkmış olmalıyımdım ki hâlâ kasılıyordu elim.

İLK AŞK - TELEFON SAPIĞIM (2016)Where stories live. Discover now