💜TELMAF.27. 💜

Magsimula sa umpisa
                                    

Yarasında hiçbir sorun olmadığını anladığıma elime kremi aldım ve yarasının üzerine sıktım. Elimle kremi yarasının üzerinde yayarken inat yaparak yavaş yavaş yapıyordum. Rüzgar derin bir nefes alıp verdiğinde numaradan endişelenmiş gibi kafamı kaldırdım.

''Canını mı yaktım? ''

Rüzgar kafasını hızla sağa sola salladı.

''Hayır.''

Onun bu haline ne kadar gülmek istesem de kendimi tuttum. Kafamı tekrar aşağı eğdim ve yarasına kremi sürmeye devam ettim. Rüzgar kendini zor tutuyor gibiydi. Bense hafiften sırıtmıştım kendimi tutamayıp.

''Yetmez mi? '' dediğinde bir gülme geldi ama boğazımda kaldı. Gülmemek için gerçekten zor tutuyordum kendimi. Sesi öyle garip çıkmıştı ki sanki nefes nefese kalmış gibi ama aynı zamanda da sabretmek istiyormuş gibiydi.

Bende daha fazla işkence etmeyi bıraktım ve kafamı salladım. Bandajı elime aldım ve yarasının üzerinden sarmaya başladım.

"Fazla hareket ediyorsun sanırım, biraz daha güvende olması için sarıyorum."

"Mecbur."

Ellerimi bandajı geçirmek için arkasına götürdüğümde elim sırtına sürtünmüştü. Bunu bilerek yapmamıştım fakat ürpermesine bakılırsa oldukça sıkıntılı bir durumdaydı. Birinci turun ardından ellerimi durdurdu.

''Yapma bebeğim, sıkıntı çıkacak."

Yanaklarımın içini ısırıp, başımı salladım ve geri kalanı da sarıp bıraktım. Rüzgar tişörtünü giyerken bende peçete ile kremli elimi sildim. Peçeteyi çöpe attım ve Rüzgar'a geri döndüm. Ayağa kalkmış tişörtünü düzeltiyordu. Bugün böyle daha mı yakışıklıydı bana mı öyle geliyordu? Onu incelemeye devam ederken, elini karnına götürüp bastırdığında ciddiyetle sordum.

'' İyi misin? ''

Boğazını temizleyip, sıkıntıyla nefes verdikten sonra cevapladı.

''Kasıldı bir an.''

''Fazla zorlama kendini yaran iyileşene kadar. Kasılmalar olur arada sırada, çok ağır bir kasılma olursa hemen hastaneye gel, kaslarla ilgili bir şey olabilir. ''

Rüzgar kafasını salladı ve gülümsedi. Dudaklarını alnıma bastırdı ve bir süre öyle durdu. Geri çekildiğinde alnını alnıma yasladı. Gülümseyerek baktım gözlerine. Kesinlikle büyük bir aşk duyuyordum ona karşı. Bir elini belime yerleştirip, dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktı.

''Seni seviyorum.''

Yüzümde inanılmaz bir gülümseme oluşurken içimde kelebekler uçuşmaya başlamıştı bile. Bunu bana ilk defa söylemiyordu fakat bu sefer öyle bir söylemişti ki gözlerimi doldurabilecek bir etkiye sahipti.

Sesinin tınısı, tonu, ritmi öyle güzel çıkmıştı ki sanki daha önceden ayarlanmış gibi mükemmeldi. Gözlerim dolmuştu ama mutluluktandı bu sefer. Ellerimi kollarına çıkarıp, fısıldadım.

''Seni seviyorum. ''

Rüzgar harika gülümsemesini bana bahşederken dudakları dudaklarımı kapattı. Öpüşüne bu sefer beklemeden karşılık verdim, yavaş öpüyordu ama bir o kadar da arzuluydu.

Rüzgar geri çekilip derin bir nefes aldı. Bende nefesimi düzene sokmak için derin nefesler alıp veriyordum. Belimdeki eliyle beni biraz daha kendine çektiğinde artık bir bütün gibiydik. Tabii hissetmeye başladığım detay biraz olsun utandırmıştı ama çaktırmamaya özen gösterdim. Alnını alnıma dayadı tekrardan.

İLK AŞK - TELEFON SAPIĞIM (2016)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon