💜TELMAF.25.💜

En başından başla
                                    

''Doğruyu söyle!''

Kaşlarımı çattım. Sakin kalmaya çalışıyordum ama anlaşılan sakinliğimi yanlış anlıyordu! Neydi bu sinir, benden çıkarmak üzere koşullamıştı kendini. Kime sinirlendiyse ondan çıkarsın, ben onun sinir topu değildim. Kolumu sıkınca acıdan inlememek için kendimi sıktım. Vücudum kasılırken dişlerimi birbirine bastırdım. Dişlerimin arasından fısıldadım.

''Doğruyu söylüyorum zaten Rüzgar! ''

Sesimden canımın yandığı belli olmasın diye çabalamıştım. Gerçekten ne yaptığını bilmiyordu şuan, sinirden gözü dönmüştü.

''Emine öyle demiyor... ''

Söylediğine karşı şaşkınlıkla baktım yüzüne, ciddi miydi şuanda? Hırsla sıktım yumruklarımı.

''Onun dediklerine inanıyorsan gelip bana soru sormayacaksın Rüzgar! Emine ne halt düşündüğümü nereden bilebilir? ''

Kolumu kurtarmaya çalıştım, sinirden gözlerim dolmuştu ve ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Ben ona her koşulda güvenirken o nasıl olur da Emine ile beni kıyaslamaya cürret ederdi?

Emine'ye çok güveniyorsa onun yanına gidebilirdi! Benim dediğime değil onun dediğine güveniyordu resmen. Canımı yaktığını söylemek istedim ama karşımdaki Rüzgar değildi, o bana güvenirdi beni severdi ve canımı yakmazdı!

''Evet ona inanıyorum çünkü Emine seni çok iyi tanıyor ve hareketlerini en iyi anlayan da o! ''

Kendimi kilitlemeyi tercih ettim. Öne eğdiğim başımı kaldırmadım, sinirle nefesler almaya devam ettim bu süreçte ve konuşmasını bitirmesini bekledim. Sabredebilirdim, susabilirdim! Ne dediğinin farkına varmasını istiyordum. Canımı yakıyordu sözleriyle. Kolumda ki acı umurumda değildi bile, sözleri acıtıyordu canımı.

Gözümden bir damla yaş aktığında hızla sildim ve sinirle birden gülmeye başladığımda ben bile şaşırmıştım kendime. Ciddi anlamda gülmeye devam ettiğimde ve gitgide kahkahaya döndüğünde başımı kaldırıp Rüzgar'a baktım. Gözyaşlarımın arkası kesilmedi, saklamakla da uğraşmadım.

Rüzgar kaşlarını çatmış anlamsızca bana bakarken gülmeyi kestim ve nereden çıktığını bilmediğim bir güçle kolumu Rüzgar'dan kurtardım. Yumruk yaptığım elimi Rüzgar'a geçirirken bir gram pişman olmadım. Ya o kendine gelecekti ya ben gidecektim! Ben gitmeyeceğim için ve o da kendine gelemeyeceği için onu ben kendine getirirdim!

''Amacın ne senin? Kendine gel Rüzgar. Canımı yakıyorsun artık, Emine'ye inanabilirsin, inan istediğin kadar ama unutma asla sevdiğin birine başkasına ondan çok inandığını söyleme. Bu çok alçakça, ben sana güvendiğimi söylediğim her an inatla mahvediyorsun! ''

Sinirle bağırıp, ardından gözlerimi kapatarak sakinleşmeye çalıştım.

''Zamanı geldiğinde, sana değil Eser'e inanacağım ve Rüzgar o gün aklına söylediklerim gelsin. Pişman olacağın şeyler yapma, beni kendinden soğutma ben seni seviyorum aptal! Seni seviyorum! ''

Sadece bir an olsun beni anlasın istiyordum. Aynı şeyi ben ona yapsam benim kadar güçlü davranamazdı, Eser'i ortadan kaldırması saniyesini alırdı. Bense aptal gibi uğraşıyordum, kendimi dinletmeye çalışıyor ve inanmasını bekliyordum. Bu sağlıklı bir ilişki değildi!

'' Ama merak etme benim için önemli olan tek şey senin dediklerin. Senin her kelimene inanıyorum ben, senin aksine!''

Bakışlarımı ondan aldım ve yumruklarımı sıkmayı bıraktım. Hastane aklıma gelince geç kalmak istemediğim için yaşadığım şu olayı bir kenara attım ve Rüzgar'ı takmadan banyoya ilerledim.

İLK AŞK - TELEFON SAPIĞIM (2016)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin