💜TELMAF.10.💜

Start from the beginning
                                    

''Bir şey yok, hadi yemeğini ye ve üsteleme. Bir şey diyorsam yap. Sınama beni!''

Son dediklerine takmadım. Yanında zorla duruyorken bana bir şey demeye hakkı yoktu. İstediğim gibi davranırdım. Çatalı elimden bıraktım.

''Sana afiyet olsun Rüzgar. Böyle davranırsan kendimi suçlamaktan öteye gidemem ki ben. ''

Bir şey demedine fırsat vermeden mutfaktan çıktım.

Bir şey yaptığımı sanmıyorum ama bana böyle davranması garibime gitmişti. Tamam daha 2-3 gündür beraber yaşıyoruz fakat onu az çok tanıdığıma emindim. Eğlenceli bir tipi yoktu ama ben varken yeri geldiğinde eğlenceli olabiliyordu. Her ortama kolay kolay ayak uydurabilecek biriydi. Ne olduğunu bilmek istiyordum sadece.

Merdivenlerden indim ve salona geçtim. Benimde moralim bozulmuştu. Salondaki geniş koltuğa oturdum ve her zaman ki gibi şömineye baktım. Burada yapacak hiçbir şey yoku. Evde tek olmakta can sıkıcıydı.

Birkaç dakika sonra salona Rüzgar geldi. Ona bakmadan şömineye bakarak içimden şarkı söylemeye devam ettim. Bir süre sonra Rüzgar'ın bir şeyler mırıldandığını duydum. Daha sonra ayaklandı ve gelip benim yanıma oturdu. Kafamı ona çevirip kaşlarımı çatarak baktım.

''Önemli bir şey yok. Öyle davrandığım içinde üzgün değilim.''

İstemesizce dediğine güldüm.

''Problem değil.''

Yanıma biraz daha yerleşirken kollarını karnıma sarıp kafasını boynuma gömdüğünde

'' Ne yapıyorsun? '' dedim. Kendini rahat pozisyona getirirken kafasını da boynumda hafif hareket ettirdi.

'' Uykum var. ''

Bunu tahmin edebiliyordum.

''Yatağına yat o zaman.''

Bana niye sarılıyor uykusu varsa sahi.

''İzin ver, lütfen! '' dedi kısık ve yalvarır sesiyle. Böyle ses tonu kullanmasına şaşırsam da ne diyeceğimi düşündüm. Bir çocuk kadar masum duruyordu şuan. Uykusu varsa gitsin yatağında yatsın yinede.

''Böyle rahat edemezsin.''

Birden ayağa kalkıp beni de elimden tuttu ve kaldırdı. Merdivenlere doğru yürürken beni de peşinden sürüklüyordu.

'' Nereye? '' dediğimde cevap vermek yerine merdivenlerden çıktık ve ilk odaya girdik. Burası da yatak odasıydı. Kapıyı kapattıktan sonra bana baktı sakince.

''Biraz uyuyacağım...'' dedi yine az önce kullandığı ses tonuyla.

'' Uyu '' dedim bende. Ne yapmamı istiyor anlamadım ki. Bana daha da yaklaştı ve yüzümü ellerinin arasına aldı. Parmakları hafifçe yanağımı okşarken yüzünde küçük bir tebessüm oluştu.

''Kızdığını biliyorum ama seninle beraber yatmak istiyorum. Sadece yanımda dursan da yeter. Kokunu alsam, yetiyor zaten. ''

Sesini ve bakışlarını kullanmayı çok ama çok iyi biliyordu. Kabul etmesem günahmış gibi sanki. Kafamı salladım sadece. Cevap vermedim. Rüzgar hafif tebessüm etti ve yüzümü bırakıp elimi tuttu. Yatağın yanına geldiğimizde kendini yatağa yattı ve kenara kaydı. Bende yavaş hareketlerle yattım. Rüzgar bana doğru döndüğünde bende ona doğru döndüm. Gözlerime bakarken bende onun gözlerine baktım. Kalbim yine mi hızlanmıştı benim?! Rüzgar hala gözlerime bakarken mırıldandım.

''Uyusana sen artık."

Rüzgar gülmeye başladığında ofladım. Tamam biraz heyecan yaptığım için sesime de yansımış olabilir ama bunda gülünecek bir şey yoktu. Rüzgar kafasını sallayıp gözlerini kapattı. Bende bunu fırsat bilip onun yüzünü incelemeye başladım.

İLK AŞK - TELEFON SAPIĞIM (2016)Where stories live. Discover now