💜TELMAF.1.💜

Start from the beginning
                                    

Üzerimdeki şoku atmak için kafamı sağa sola salladım ve yatağımdan kalkıp odamdaki lavaboya ilerledim. Yüzümü soğuk suyla güzelce yıkadıktan sonra kuruladım ve odama geçtim. Aklıma sürekli evde kamera olma ihtimali geliyordu. Evet, evimizde kamera vardı ama güvenlik amaçlıydı. Benim odam veya annemin odasında kamera yoktu.

Dolabıma ilerleyip içinden bir kot şort ve beyaz göbeği açık bir tişört aldım. Üzerine de kahverengi , püskül detay bir yelek alarak giyindim. Kızlarla buluşup, üniversitedeki son işlemlerimizi de halledecektik. Tıp fakültesini oldukça başarılı bir şekilde bitirmiştim. Bir yıla yakın süredir İntern doktor olarak çalışmıştım ve bu ay başında ise bitirmiştim. Kendimle bu konuda oldukça gurur duyuyordum. Büyük bir savaş vermiştim ve hakkıyla doktor olmaya layık olmuştum. Tabii işkence gibi geçtiği gerçeği de vardı.

Aynamın karşısına geçtim ve saçlarımı salıp, fön makinesi ile hafif dalgalandırdım. Makyaj yapmayı pek sevmezdim. Genelde en ufak bir ruj sürmede bile sanki yüzümde tonlarca makyaj varmış gibi geliyordu. Doğal güzelliğimin farkındaydım ve cildimin güzelliğini kapatmaya ihtiyaç duymuyordum.

Odamdan çıkıp merdivenlerden aşağı indim. Mutfağa girdiğimde içeride sadece hizmetlimiz Binnur Hanım vardı. Hafif bir tebessüm ettim.

'' Kahvaltı bahçede mi? '' diye sordum. Başını salladı yüzündeki samimi gülümsemesiyle.

'' Evet anneniz dışarıda yapmak istedi. ''

Önce salona oradan da bahçeye çıktım. Arka bahçeye kurulmuş misler gibi sofrayı görmemle aç olduğumu bir kere daha hatırladım. Hızlı adımlarla sofraya geçtim ve oturdum. Annem, gözlerini üzerime dikti ve hafifçe süzüp tebessüm etti. Bakışlarındaki gurur, benim motive kaynağımdı.

'' Günaydın kızım."

'' Günaydın kraliçe. ''

Anneme genellikle kraliçe derdim çünkü küçükken hep oyun oynadığımızda kraliçe olurdu ve bende prenses olurdum. Babamda kral olurdu ama kralımız çok uzak ülkelere gitmişti. Bir daha gelemeyecek kadar uzağa.

'' Çok açım ben Kraliçe, midemdeki başı boş soluncanların kıpırtısını hissediyorum!"

Söylediklerime küçük bir kahkaha atarken kıkırdayarak eşlik ettim ona. Genelde fazla yemek yiyemezdim, zamanında stres yüzünden iştah kapanıklığı yaşamıştım ve bu süreçte midem oldukça küçülmüştü fakat yine de acıktığım zaman kurt gibi hissetmeme engel değildi. Kısa bir kahvaltı faslının ardından, mryve suyumu kavrayıp küçük bir yudum aldım.

''Oh be! Dünya varmış. ''

Annem dediğime gülerken o da çayını bitirdi ve

'' Doydun mu? Ne kadar çabuk! '' dedi hafif çatılı kaşlarıyla.

'' Anne biliyorsun huyumu '' dedim. Anlayışla kafasını salladı. Geç kalmamak için sofradan kalktım ve annemin yanağından öpüp

'' Ben gidiyorum '' dedim.

'' Tamam kızım, dikkat et. Ah bir de eve biraz geç gel istersen. Misafirlerim gelecek seni sıkmasınlar şimdi, şuh kahkahaların arasında boğulmak istemediğine eminim."

Minnetle baktım ona.

''Merak etme hiç geç kalmam ben! Size iyi dedikodular '' dedim alayla. Gülümsedi.

El sallayıp bahçeden çıktım. Telefonum aklıma gelince ilk önce odama çıktım. Engelleyemediğim tedirginlikle içeri girdim. Korkmuyordum, sadece ne olur ne olmaz diyeydi. Yatağımın yanındaki komidinin üstünden telefonumu aldım. Ekranını açıp kilidini girdim ve mesaj var mı diye baktım. Whattsap grubundan vardı.

İLK AŞK - TELEFON SAPIĞIM (2016)Where stories live. Discover now