63. Bölüm

4.3K 302 110
                                    

"Ne diye tuttu seni bu kadar uzun?" Endişeli sorusuna ne cevap vereceğimi düşünerek gözlerine baktım. Keşke bana kırgınken bile bu kadar güzel bakmasaydı. Belki o zaman her şey daha kolay olabilirdi.

"Başvurmadık ya o yüzden."

"Yarım saattir?" dedi sorarcasına. Gözlerimi kapatıp açtım.

"Yalancı." diye mırıldanırken saçımı kulağımın arkasına sıkıştırarak yüzümü açığa çıkarmıştı. Keşke daha normal biri olabilseydim dedim o an. Yine Uygar'ın sevgilisi rolünde olsaydım ama daha düzgün biri olarak. Gözlerimin dolacağını hissettiğim an gözümü yumdum.

Dakikalar sonra omuzuma bırakılan ceketin hemen ardından zil sesi duyulmuştu. Kendisine sarılamıyordum bari ceketine sarılayım mantığıyla ceketi iyice sarmaladım ve uykuya daldım.

*************

"Öyle yani. Ben Uygar'a zarar verirmişim falan."

"Boş konuşmuş yani." Emir arkasına yaslanınca oflayarak öne doğru eğildim ve adeta masaya yayıldım.

Uygar sigara içmek için bahçeye çıkmış, Melis sınıftan biriyle eşleştiği proje ödevini yapmak için sınıfta kalmıştı ve Can ise İrem'in peşindeydi. Ben ne mi yapıyordum? Emir ile durum değerlendirmesi... İtiraf etmem gerekirse çok iyi bir dert ortağıydı.

Zaten hocanın bana pek iyi şeyler söylemediğini herkes anlamıştı. O yüzden artık inkar etmeye gerek yoktu.

"Herkes neden aynı şeyi yapıyor?" Sürekli içimde tuttuğum şeyler, hocanın da bu konuda konuşmasıyla iyice beni doldurmuş ve neredeyse patlama konumuna getirmişti.

"Sanki çok berbat bir ilişkinin içindeymişiz gibi. Birbirimize zarar veriyormuşuz gibi. İkimiz de mutluyuz işte birlikte. Gerçi beni çok sallamıyorlar ama... Uygar mutlu işte. Değil mi?" dedim Emir'e dönerek. Yüzündeki anlayış dolu ifadeyle başını salladı.

"Yaşınız küçük olduğu için insanlar sizin ya da ilişkiniz hakkında fikir sahibi olduklarını düşünüyorlar. Yani aslında bir ilişki yürütebilecek düzeyde değilsiniz ve birilerinin yol göstermesine ihtiyacınız varmış gibi. Ya da onlara göre geleceği olmayan bir ilişki olduğu için sizin de pek ciddiye aldığınızı düşünmüyor olabilirler." Birkaç dakikalık sessizliğin ardından, olumsuz cevap almaktan korkarak sordum.

"Sence peki? Geleceği olmayan bir ilişki mi?" Cevap vermeden önce kaşları çatıldı.

"Sen şimdi bu kafayla bu çocuktan ayrılmazsın, değil mi?" Masada ona doğru eğilirken gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı.

"Daha neler Emir." Burnuma bir fiske atarken taklidimi yapmıştı.

"Daha neler Emirmiş. Bir de soruyor geleceği olmayan ilişki mi diye. Kızım sen ayrılmaktan bu kadar korkarken, o da bu kadar korkarken nasıl geleceği olmasın bu ilişkinin? Ayrıca insanları bu kadar takma. Hele ki birkaç aya hayatında yeri bile olmayacak insanları hiç takma." Söyledikleri biraz içimi rahatlatsa da tedirgindim.

"Ben değil ama o ayrılırsa hiç şaşırmayacağım. Çok kızdı bana."

"Çok kızdı." dedi beni onaylayarak. "Kızmaktan ziyade korktu aslında. Biraz dinsin o kalbindeki ağrı. Yine Bade Bade diye dolanır etrafta." Benden kaçmasa ben dindirirdim ki o ağrıyı.

"Gerçekten şarjın bitmedi, değil mi?" diye sorduğunda başımı salladım.

"Babam önceki gece için sinirlendi ve telefonumu aldı."

"Ve sadece bununla yetinmedi." dediğinde merakla baktım.

"Ne demek bu?" Derin bir nefes aldığında yerimde dikleştim. Ne olmuştu?

Serseri //yarı texting//On viuen les histories. Descobreix ara