40. Bölüm

7.9K 462 170
                                    

Uygar yine sorgu odasında ve yine aynı polisle karşı karşıyaydı. Bıkmıştı artık. Bade'nin babası olacak şerefsiz, Uygar'ın Bade'ye bir şey yaptığını iddia etmişti. Böyle bir şey mümkün müydü?

"Neden senin suçlu olduğunu düşünüyor bu adam? Madem kızını bu kadar seviyorsun, bunu babası bilmiyor mu? Hiç mi görmedi sizi?" Polis Uygar'a doğru eğildi. "Demek ki bir şeylerden şüphelenmiş."

"Yine ben yapmadım zırvalıklarına başlamadan önce ifadene dönelim. Hatta ne tesadüftür ki, sanki ağız birliği yapılmış gibi, bütün arkadaşların aynı ifadeyi vermiş. Açıkçası 4 ifadeyi de okurken aynı yazıyı tekrar tekrar okuyormuş gibi hissettim."

Yüzüne baktı. Muhtemelen bir tepki bekliyordu. Uygar'ın ifadesizliğini görünce önce elindeki dosyaya ardından yeniden ona baktı.

"Kızın üvey kardeşinin aynı gün öğle saatlerinde karşısına çıkıp rahatsız ettiğini söylemişsin. Aynı üvey kardeşe dair aile üyelerinden herhangi bir şikayet gelmemiş. Bade de şikayette bulunmamış. Yani tek rahatsız olan senmişsin gibi duruyor. Bu bir kıskançlık davası olabilir mi? Bade bir kıskançlık uğruna belki de hayatından olmuştur."

"Ölmedi." Dakikalardır sesi çıkmayan Uygar, sonunda konuşunca polisin yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oldu. Genç adamı konuşturmanın tek yolunun bu olduğunu anlamıştı.

"Öyle mi? Şöyle düşünelim. Kızı üvey kardeşinden kıskandın. Evinden ayrılmasına sebep oldun. Kaldı ki annesinin ifadesine göre, evi terk ettiği gün sen yanındaymışsın. Eve birlikte gelmişsiniz, eşyalarını toplayıp gitmişsiniz. Devam edelim. Önce otele yerleştirdin. Sonra başka bir eve geçmesini sağladın. Ev de babası adına tutulmuş. Eh baba da biraz ilgisiz olunca, kendi tuttuğu ev olduğu için kızı pek merak etmez diye düşündün."

"Peki o güne gelirsek, önce Bade'nin odasındaydın. Sonra duşa girdin. Tam bu noktada ezberlediğiniz o ifadeden bir şeyi kaçırmışsın. Kapı sıkışıyordu demiş arkadaşların, senin ifadende ise öyle bir şey yok. Sürekli sıkışıp duran bir kapıyı neden kilitleme gereği duydun? Ya da bu sadece kendini aklamak için uydurduğun bir şey mi?" Uygar sinirden çenesini sıkmış bir şekilde polise doğru eğildi.

"Senarist misin polis mi karar ver."

"Soruma cevap ver." Derin bir nefes alarak geri çekildi.

"Kapının sıkıştığını bilmiyordum. Ayrıca içeride olduğum banyonun kapısını, dıştan nasıl kilitleyebilirim?"

"Arkadaşın da işin içinde olabilir?" Gözlerini yumdu sıkıca. Arkadaşını da riske atmıştı şimdi.

"Ayrıca kendi evinin kapısından bihabersin yani doğru mu anlıyorum?"

"Birkaç gün evde yoktum."

"Neredeydin?"

"Babamın evindeydim."

"Telefon kayıtlarına göre babanın evinde olduğun süre boyunca kimseyle iletişime geçmemişsin. Neden?" Birkaç saniye sessiz kalınca polis sorusunu tekrarladı. İşler iyice çıkmaza girmesin diye cevap verdi Uygar.

"Babamla tartışmıştık. Pek iyi bir durumda değildim."

"Bu günlerce kimseyi arayıp sormaman için iyi bir sebep mi? Üstelik senin ve arkadaşlarının ifadesine göre sevgilin sürekli diken üstündeymiş. Korkuyla yaşıyormuş. Bu kadar çok seviyorken, üvey kardeşi tarafından tehdit de ediliyorken neden yalnız bıraktın?"

"Gitmeye mecburdum." Çaresiz sesi polisi kısa bir an afallattı. Uygar ise karşısında ona hesap soran polis değil, Bade'ymiş gibi hissediyordu. Bu yüzden çaresizdi sesi.

Serseri //yarı texting//Where stories live. Discover now