35. Bölüm

10K 472 43
                                    

Satır arası yorumlarınızı bekliyorumm ♥️

İyi okumalar...

***************

"Emin misin peki?" Melis'in yeniden sorduğu soruya cevap vermeden önce, lafını bitirmesini bekledim.

"Alışmıştık sana. Yani ne bileyim... İyiydik böyle hep beraber." Omuzları düşmüştü. Üzülsem de elimden bir şey gelmiyordu. Derin bir sessizlik oldu.

Sabah gözlerimi yatakta açmıştım. Gece Uygar beni odama bırakmış olmalıydı. Sabah ne kadar üzgün olduğunu görüp, zaten onlarla ayrılmaya da pek istekli olmadığım için, neredeyse vazgeçiyordum. Ta ki Tolga kendini hatırlatana kadar...

Bir anlık boşluğa gelip vazgeçmemek adına, önemli bir şey konuşmam gerektiğini söyleyip, kahvaltıdan sonra herkesi koltuklara oturtmuştum.

"Nerede kalacaksın, belli mi?" Emir'e dönerken sorusunu da başımla onayladım.

"Babam ev tutmuş." Burnundan nefes vererek gülen Uygar'a baktım. Sinirli bir gülüşten çok daha fazlasıydı. Oturduğu yerden kalkıp giderken, kalbime ağrı saplandığını hissettim. Bana böylesine kırılmış olması canımı yakıyordu. Zar zor sabredebildiğim 15 dakikanın ardından, daha fazla dayanamayıp peşinden gittim. Kapısı aralıktı. Başımı içeri uzattığımda, onu gördüm. Dirseklerini dizlerine yaslamış, başını ovalıyordu. Beni fark ettiğinde, tamamen içeri girmiştim. Ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Her zamanki gibi beni bu durumdan kurtararak, konuşmayı o başlattı.

"Baban mı cidden? Tek başına eve çıkacaksın, güvencen de baban mı?" Haklıydı. Hem tek olacaktım. Hem de babamın ev ararken pek de titiz davrandığını düşünmüyordum. Tek kriteri okula yakın olmasıydı. Nereden tutsam elimde kalıyordu. Aileme ne zaman güvensem elimde kalıyordu. Gözlerim istemsizce dolduğunda, yüzü kasıldı. Ayağa kalkıp yanıma geldiğinde, pişman olduğunu da anlamıştım. Eli, birkaç kere tereddüt etse de yanağıma ulaşmıştı.

"Özür dilerim, çok üstüne geldim." Başımı iki yana salladım.

"Haklıydın."

"Seni böyle üzecekse, haklı olmak istemiyorum. Bu şekilde değil..." Gözlerimi sildiğimde bir adım geri çekildi.

"Bugün gitmem gerekiyormuş eve bakmak için." Başını anlayışla salladı. Daha sakin görünüyordu.

"Baban da gelecek mi?" Başımı iki yana salladım.

"İşi varmış." Derin bir nefes aldı. Ne kadar sakin kalacağını merak ediyordum.

"Beraber gitmek ister misin?"

"Olur." dedim sessizce. Çok sevinmiştim. Yalnız olmak istemiyordum. Ben ne anlardım ki ev bakmaktan?

Kısa sürede hazırlanmış ve arabaya binmiştik. Babam yarın yeniden şehir dışına çıkacağı için, benim bugün yerleşmemi istemişti. Çok umrundaymış gibi...

"Adresi gösterir misin?" Babamın attığı adresleri Uygar'a göstermek için telefonumu çantamdan çıkardığımda, bir sürü cevapsız çağrı ve birkaç mesaj gelmişti.

"Babam aramış defalarca." Yeniden ekrana çağrısı düştüğünde yanıtladım.

"Sonunda açabildiniz Bade Hanım. Rahatsız etmedim umarım." İğneleyici ses tonunu duyduğumda, sinirlendiğini de anlamıştım.

"Telefonum sessizde kalmış."

"Neyse, toplantı başlayacak birazdan. Evlere baktın mı?"

"Yoldayım şimdi."

Serseri //yarı texting//Where stories live. Discover now