60. Bölüm

6.3K 299 81
                                    

Önceki bölüme o kadar az yorum gelmiş ki...
Gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum 35 yorum nedir ya? Yine de bu ara sınır geçilsin diye kitabı epey ihmal etmiştim, o yüzden bölümü bırakıyorum.

*************

"Gitmek istiyorum buradan." dediğinde kalp atışım bir anda hızlandı.

"Nasıl yani?" dediğimde sesimin neredeyse çıkmadığını fark ederek kendimi toparladım.

"Tatil gibi bir şey mi bu?" Kalbime bir ağrı saplanmışken gözlerine bakamadığım için başımı eğmiştim.

"Pek sayılmaz." dediğinde merakla gözlerine baktım. "Üniversite için güzelim." Ben ne olacaktım? Bir anda kendimi Uygar'sız düşündüm. Korkunçtu. Zaten çok uzağa bakmaya da gerek yoktu ondan önce, yani birkaç ay önceki hayatım leş gibiydi. Yaşadığıma şükürdü. Cidden bensiz gitmeyi düşünmüyordu, değil mi?

"Yalnız mı?" Ne diyeceğimi bilemeyince yan tarafıma baktım. İnsanlar havaların artık soğuyacağının bilincinde olarak sahilin tadını çıkarıyorlardı anlaşılan. Epey kalabalıktı. Ara ara bankların önünden geçenler bize bakıyordu. Uygar'ın dizlerinde olduğum için yanlış bir görüntü sergiliyorduk sanırım. Ona baktım yeniden. Dikkatle bana bakıyordu.

"Aslında..." Yerinde rahatsızca kıpırdandı. "Ben birlikte gideriz diye düşünmüştüm." Kendimi tutamayıp yeniden karnını iki parmağım arasında kıstırdım.

"Niye başta söylemiyorsun ya? Beni bırakıp gideceksin sandım." Son cümleyi mırıldanarak söylesem de duymuştu.

"Sensin napayım yavrum ben?" Birkaç saniyelik sessizliğin ardından konuştu.

"Burası bize iyi gelmiyor. Eğer sen de istersen üniversite için farklı bir şehir düşünebiliriz."

"Babam-"

"Baban falan değil Bade. Senin ne istediğin önemli. Senin üstünde söz sahibi olduğunu düşünüyor musun babanın?" Biraz düşündüm. Evet, babamdı ama beni çokça ihmal etmiş, en ihtiyaç duyduğum anda beni yalnız bırakmıştı. Üstelik kendi başımın çaresine bakmaya çalıştığım zamanlarda bile bana köstek olmuştu. Bu yüzden başımı iki yana sallayarak cevap verdim Uygar'a.

"O zaman sen istediğin kadar düşünüp kararını veriyorsun. Biz de kararına göre geleceğimizi şekillendiriyoruz."

"Pekâlâ, düşüneceğim." Yeniden başımı göğsüne yaslayıp yerimde küçüldüğümde, kollarını etrafıma sardı. Etraftaki insan seslerini, deniz seslerini dinleyerek gözlerimi kapattım. Uygar'ın söylediklerini düşündüm. Benim için buradan uzaklaşmak iyi olacaktı. Ama sürekli Uygar'ın benim için bir şeyler yapması kendimi ona ve çevresine karşı mahçup hissetmemi sağlıyordu. Onun dışında bir de okul derdi çıkmıştı başıma. Okulu son yıllarda hiç sevmiyordum. Dersleri asla takip edemiyor, sınavlardan da yüksek not alamıyordum. Bu da kendimi yetersiz hissetmeme yol açıyordu. Ders çalışma isteğimi bırak, dersleri okulda dinlemek bile içimden gelmiyordu. Şimdiye kadar bir amacım olmadığından, bu benim için sorun değildi ama Uygar benim için bu kadar çabalıyorken benim de kendim için bir şeyler yapmam lazımdı.

"Uygar gidelim mi? Uykum geldi benim." Aslında saatlerdir uykum vardı. Niyetim Uygar'ı evine gönderdikten sonra koşa koşa eve çıkıp uyumaktı ama onunla vakit geçirmek daha cazip gelmişti. Şimdi ise kendimi tutabildiğim kadar tutmuştum ama artık gözlerim yanıyordu.

Serseri //yarı texting//Where stories live. Discover now