50. Bölüm

7.5K 363 139
                                    

Bir önceki bölümde bahsettiğim Deniz'in olduğu kurgudaki başrol erkeği söylemem için beni tehdit etmeniz hoş değil??

Of serseriye birkaç bölüm ara verip onu yayınlayasım geldi ama hiç sırası değil ortalık çok karışır.

Yeni bölüme hoş geldiniz 🖤

************

"İyi oldu iyi. Yengenin doğum gününü de aradan çıkardık." Üstünde olduğum beden hareketlenip saniyeler içinde Can'dan acı dolu bir ses yükseldiğinde, Uygar'ın ona bir şey fırlattığını anlamıştım.

"Aradan çıkarttık ne demek lan?"

"Toptan kutladık işte."

"Yok öyle bir şey. Bu moral olsun diyeydi. Doğum günü gelsin onu da kutlayacaksınız." İçim kıpır kıpır olduğunda Uygar'a iyice sırnaştım. Başımın üzerine bir öpücük kondurduğunda uyandığımı anladığını sanmıştım ama Emirle kısık sesle konuşmaya başladığında yanlış anladığımı fark ettim. Şuan Uygar ve Emir'in kurduğu hamakta uzanıyorduk. Hava çok güzeldi. Yerim de çok güzeldi.

"Noldu kaşına?" Emir sıkıntılı bir nefes aldı.

"Vurdu pezevenk ya."

"Eli kolu bağlı değil mi amına koyayım nasıl vuruyor sana?" Sinirlenmişti. Aslında Uygar genel olarak çabuk sinirlenen biriydi ama ben bu yönüyle pek sık karşılaşmıyordum. En azından bana sinirlenmiyordu. Benim olduğum yerde hiç küfür ettiğini de hatırlamıyordum. Demek ki ben duymuyorken ediyordu.

"Tekme attı bebek gibi suratıma."

"Ayağı niye bağlı değil?"

"Ne bileyim abi? Eli kolu bağlı, ayağını da kullanmayı akıl edemez diye düşünmüştüm."

Kimden bahsediyorlardı? Tolga olabilir miydi?

Başka kim olacak? Mafya mı bu çocuk sanki bir sürü düşmanı olsun?

Tolga olsaydı Uygar bana söylerdi. Dışarıda olduğu için ne kadar huzursuz olduğumu biliyordu. Onun elinde olsa söylerdi. Kimden bahsediyorlardı o zaman?

Bunu düşünmeyi bir kenara bıraktım. Ne olursa olsun, bilmem gereken bir şeyse zaten Uygar bana söylerdi.

*************

Saatler sonra, ben içime düşen sıkıntıyla hamakta uyuyor numarası yapmayı bıraktığım zaman, biraz daha oturup evlere dönmüştük. Uygar'ın dediği gibi Melis babasıyla kalıyordu. İlk tanıştığımız zamanlar bana yalnız kalamadığından bahsetmişti. Uygar da sürekli hastanede kalmasına izin vermediği için babasıyla ve Melisle konuşup bir süre babasıyla kalmasını söylemiş. Emir'i ise bilmiyordum. Uygar işi var deyip geçiştiriyordu.

"Baban muhtemelen beni eve almayacak." dedi Uygar, arabadan inmeme yardımcı olurken. "Ama kapıda olacağım ben tamam mı?" Başımı salladım.

"Gel bakalım." Eve doğru ilerlerken uzun zaman sonra bu kadar mutlu olduğumu fark ettim. Giriş kapısı açıldığında babamın yüzünde rahatlamış bir ifade gördüm. Uygar'a bir şey demeden benim içeri girmeme yardım ettiğinde biraz üzülmüştüm. Aslında içten içe babamın Uygar'a karşı tavırlarının bugünden sonra değişeceğini düşünmüştüm.

Serseri //yarı texting//Where stories live. Discover now