65. Bölüm

5.7K 306 56
                                    

Az önce istatistiklere bakarken temmuz ayı boyunca 14 bölüm attığımı gördüm ve gaza gelip bölüm yayınlayayım dedim nasılım?

Yeni bölüme hoş geldiniz. ❤︎

*************

"Ahh durun bir saniye." Can'dan acı dolu bir ses yükseldiğinde ona döndüm ve hemen yanımda olduğu için koluna uzandım.

"İyi misin?" Telaşla konuştuğumda acı çeker sesi biraz olsun azaldı ve hepimizde tek tek gözlerini gezdirdi.

"İçeride böbreğimi bıraktım ya ağrı yaptı biraz." Cidden insanı delirtiyordu bu çocuk. Önüme döndüğümde birkaç adım atıp Uygar'ın elini tuttum ve yürümeye devam ettik.

Evde biraz daha oyalandıktan sonra kitapçıya gelmiştik. Zaten Melis birkaç hafta önce yoğun bir kitap araştırması yaptığından direkt o kitapları alıp çıkmıştık. Açıkçası Can haklıydı, çünkü kitaplar epey pahalılaşmıştı.

Uygar birleşen ellerimizi önümde sallayarak bana seslendiğinde ona döndüm.

"Küs müyüz?" İçeride bir ara beni köşeye çekip 'seni bu yola ben soktum ben ödeyeceğim.' diye tutturmuştu.

"Biraz daha uzatsaydın öyle olacaktık."

"Ama güzelim." dediğinde bu para mevzusunun aramızda bir sorun olmamasını umuyordum. "Seninle ilgili bir şeyin içinde o adamın olmasını kaldıramıyorum. Ben eve dahi gitmenden rahatsızken bir de parasını kullanıyorsun daha da geriliyorum."

"Uygar." dedim büyük bir ciddiyetle. "Ben de babama çok meraklı değilim tahmin edersin ki. Yani manevi olarak zaten babam olarak kabul edebileceğim bir şey yok ortada ama onun maddi imkanını kullanmak varken neden kendimi zora sokayım ki? Bari bunda bir işe yarasın."

"Mantıklı olabilir. Yine de hoşuma gitmedi." diye omuz silktiğinde huysuzluğuna güldüm.

"İçeride bu kadar diretmemiştin." dedim sorarcasına.

"Çok uzatsaydık herkesin ilgisini çekerdi."

"Sen o yüzden mi sürekli beni köşeye çekmeye çalışıyordun?"

"Kimsenin bizim özelimizi bilmesine gerek var mı?" Soru sormuştu ama cevap beklemeden omuz silkti. Bu konuda düşüncesi de tavrı da net olmasına rağmen, beni zor durumda bırakmamak adına uzatmamıştı. Bu tavrı kocaman gülümsememe sebep olduğunda uzanıp yanağını hafifçe sıktım. Kafasını biraz eğip elimi öptüğünde, çoktan arabanın yanına gelmiştik.

Arabada çeşit çeşit konuya atlayarak evimin önüne gelmiştik.

"Şimdi arkadaşlar." Melis'in ellerini birbirine vurmasıyla hepimiz ona döndük. "Yarın sabah okula gidiyoruz. Her boşlukta uyumadan, sürekli sigara içmeye çıkıp ortalardan kaybolmadan ve bazı güzel kızların peşinde koşmadan..." deyip en son Can'a baktığında Can kafasını hızla başka yere çevirmişti. Melis başını iki yana sallayarak yeniden önüne döndü. "güzelce dersleri takip ediyoruz. Son iki ders zaten boş geçecek, ona hiç girmeden çıkıp yemek yeriz. Oradan da doğru kütüphaneye." Kimseden tepki gelmeyince "Nasıl plan?" diye uyardı.

"Kütüphane ne alaka ya?" İlk tepki Emir'den geldiğinde, bu konuda diretmesi için dua ettim. Kütüphaneye gitmek istediğimden emin değilim. "Evde neden çalışmıyoruz? Herkes ders çalışacaksa al sana kütüphane ortamı işte."

Serseri //yarı texting//Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora