23. Bölüm

12K 613 108
                                    

Elimden geldiğince hızlı olmaya çalışarak, ayakkabımı giydim ve son kez üstümü düzelterek kapıyı açtım. Odadan çıkmak üzereyken, oda kartını hâlâ bulamadığım aklıma geldi ve geri döndüm. 3 gün önce otele geldiğimde oda kartımı bulamamıştım. Yeni oda kartını bana vereceklerini söylemiş ve yedek kartla kapıyı açmışlardı. Odaya girdiğimde üzerimi bile değiştirmeden gergince beklemiştim ama kimse gelmemişti. Çok halsiz olduğum için aşağı inip tekrar istememiştim. Hafta sonu boyunca odadan çıkmadığım için, muhtemelen hâlâ kartsız olduğumu unutmuşlardı. Kapıyı kilitleyemediğim için doğru düzgün uyuyamıyordum. İşin kötüsü günlerdir  felaket hastaydım ve iyileşmeye dair yaptığım hiçbir şey yoktu. Yetmezmiş gibi bu sabah da derse geç kalmıştım. Artık beni otelden alan bir Uygar yoktu. En son onların evinden, bana yaklaşmamasını söyleyip ayrıldığım günden beri konuşmuyorduk. Yani 1 aydır...

Yıllardır arkadaşsız yaşayan benim, birilerine bu kadar kısa sürede alışmam ne kadar mümkündü bilmiyorum ama olmuştu işte. Kendimi eksik hissediyordum. Sanki yıllardır onlar varmış da bir anda yok olmuşlar gibiydi.

O geceden sonra, utancımdan olmalı ki, onlarla konuşmaya çekinmeye başlamıştım. Aptalca bir fikirle, birkaç gün onlarla pek konuşmamaya, mümkünse yüzlerine bakmamaya çalışıyordum. Sonrasında anlamadığım bir şekilde uzak kalmıştık. Gün içinde beni gördüklerinde merhabalaşıyorduk ama sanırım bu bana yeterli gelmiyordu. Onlarla vakit geçirdikten, sıcaklıklarını hissettiğim günden beri, normale döndüğümü düşünüyordum. Sonuç olarak eski yalnızlığıma geri dönmüştüm. Şimdilik bana eşlik eden berbat bir hastalık vardı sadece. Bir de bana yazan anonim kişisi olduğunu düşündüğüm sıra arkadaşım...

Annem : Ne ilacı?

Telefonuma gelen mesajla, oda kapısının dibine oturdum. Ayakta durmaya halim yoktu. Ama artık odadan çıkmam, biraz temiz hava ve yeni oda kartına ihtiyacım vardı.

Bade : Kaç tane ilacım var anne?
Bade : Bugün okuldan sonra gelip alırım, evdeysen.

Bünyem çok zayıftı ve hastalığa kolay yakalanabiliyordum. En azından son 2 yıldır bu böyleydi. Kullandığım bir ilaç vardı, en azından halsizliğimi biraz olsun gideriyordu.

Annem : Ben evdeyim ve sen de evde olacaksın Bade.
Annem : Yeter bu kadar.

Bade : Eve gelmeyeceğimi biliyorsun.

Annem : O zaman sen de ilacı vermeyeceğimi biliyorsun.

Bade : Dalga mı geçiyorsun ya?
Bade : Hastayım diyorum. İlacımı alıp döneceğim.

Annem : Bade beni çocuk çocuk işlerinle uğraştırma. Daha kendine bakamıyorsun bile kalkmış eve çıkıyorsun. Sesimi çıkarmadım ama yeter artık

Annem : Bu akşam evdesin

Telefonu kapattım ve yere koydum. Sanki ne kadar sık hastalandığımı bilmiyormuş gibiydi. Ya da bu onun bahanesiydi bilmiyorum. Eve dönsem ne olacaktı ki? Birbirimizin yüzüne bakmıyorduk. Okuldan sonra odamdan çıkmazdım. Hatta bazen günler sürerdi bu.

Daha fazla oyalanmadan kalktım ve bu sefer kesin olarak odadan çıktım. Giriş katına indiğimde, Serkan karşıma çıktı.

"Günaydın Bade "

"Günaydın."

"Kötü görünüyorsun?" Sorarcasına konuşunca beni bırakmayacağını da anladım. Onunla ne zaman karşılaşsak bunu yapıyordu.

Serseri //yarı texting//Where stories live. Discover now