Serseri //yarı texting//

57. Bölüm

Wattpad yayınladığım bölümü taslağıyla beraber sildiği için bölümü yeniden yazmak zorunda kaldım. Bu bölümü de yazalı baya olmuştu hiçbir şey hatırlamıyordum. Son birkaç bölümü okumak zorunda kaldım rezillik

Sınır-  vote : 70  yorum : 250

Lütfen yorum sınırı geçilsin diye nokta, emoji vs atmayın.

Bölüme hoş geldiniz. Sizi seviyorum 🖤

***************

"İstemiyorum bunu yapmanı." diye mırıldandım.

"Ömründen 1 seneyi boşu boşuna yitirmeni istemiyorum."

Sabahtan beri koruduğu sessizliğini, "Boşu boşuna değil." diyerek bozdu. Yanaklarından tutup bana bakmasını sağladım.

"Bunun yerine okulunu burada okumayı düşünebilirsin."

"Önümüzdeki 1 sene senin için çok yoğun geçecek. Seni bununla baş başa bırakmak istemiyorum."

"Bebek değilim. Dünyaya yeni gelmedim." dedim huysuzca. Omuz silkti.

"Bebeksin." Tek başını göğsüme koyacağı sırada onu durdurdum.

"Bu çok ciddi bir mesele Uygar. Elbette kendimi toparlayacağım sınava hazırlanmaya başlayana kadar. Üstelik beni yalnız bırakmış olmayacaksın."

"Bak." dedi baskın sesiyle. "Babamın söylediklerine bu kadar takılma, tamam mı? 1 senemi çöpe boşu boşuna atmıyorum. Üstelik sanki sınava girsem harika bir başarım olacak da ben girmiyormuşum gibi davranma."

"En azından girip şansını dene. Lütfen." Bakışlarındaki ifadesizliği gördüğümde üsteledim. "Benim için." Derince bir of çekip yatakta aşağı kaydı ve yüzünü karnıma yasladı.

"Benim sınava girmeme gerek yok ki. Sensin benim sınavım." Kendimi tutamayıp kıkırdadığımda, başını karnımdan kaydırmadan yüzünü bana çevirdi.

"Şımarık." diye mırıldandığında, dudaklarının kıvrıldığını da gördüm.

*************

Uygar'dan...

Saatlerdir yataktaydık. Yine. Bundan rahatsız değildim elbette ama bazen Bade'yi çok darladığımı da düşünmüyor değildim. Neyse ki şu an bunları düşünmek için uygun zaman değildi de kendimi ondan uzaklaştırmak gibi bir salaklık yapmıyordum. Ne olursa olsun bana ihtiyacı olduğunun bilincindeydim.

Gece ansızın uyandığımda Bade'nin hâlâ uyuyamadığını görmüş ve yer değiştirmemizi sağlamıştım. Artık göğsümde yatan o, saçlarını okşayan ise bendim. Başımı eğip yüzüne baktım. Yüzüne dökülen saçlarını kulağının arkasına aldım. Kaşları çatılmış ve yine çok huzursuz görünüyordu.

Yüzüne değen parmaklarımla kaşları biraz daha çatıldı ve gözleri aralandı. Sıkıntılı bir nefes verdim. Aman sakın 3 saatten fazla uyumasındı. Yerinde irkilip bana döndüğünde, ona biraz zaman tanıdım. Sonunda rahatlamış olacak ki, "günaydın" diye mırıldandı ve başını yeniden yerine koydu.

"Günaydın bebeğim." Yüzünde huzurlu bir gülümse oluşurken, gözleri kapalıydı.

"Ne yapalım bugün?" dediğimde, bir şeyler mırıldanmıştı uykulu sesiyle.