İLK AŞK - TELEFON SAPIĞIM (20...

By Anna_okur

3.1M 125K 30.2K

14. YAŞIMA HİTABEN, aşka aşık küçük kız adına... 💜 Yazardan, Roman niteliği taşımamaktadır, genç kurgu tar... More

💜TELMAF.1.💜
💜TELMAF.2.💜
💜 TELMAF.3.💜
💜 TELMAF.4. 💜
💜 TELMAF.5.💜
💜 TELMAF.6. 💜
💜 TELMAF.7. 💜
💜 TELMAF.8. 💜
💜TELMAF.9.💜
💜TELMAF.10.💜
💜TELMAF.11.💜
💜TELMAF.12.💜
💜TELMAF.13.💜
💜TELMAF.14.💜
💜TELMAF.15.💜
💜TELMAF.16.💜
💜TELMAF.17.💜
💜TELMAF.18.💜
💜TELMAF.19.💜
💜TELMAF.20.💜
⚠️DUYURU⚠️
💜TELMAF.21.💜
💜TELMAF.22.💜
💜TELMAF.23.💜
💜TELMAF.24.💜
💜TELMAF.25.💜
⚠️DUYURU⚠️
💜TELMAF.26.💜
💜TELMAF.27. 💜
💜TELMAF.28.💜
💜TELMAF.29.S.F💜
💜 Büyük Duyuru💜
💜AŞKMAF/1.💜
💜AŞKMAF/2💜
DEĞERLENDİRME
💜AŞKMAF/3💜
💜AŞKMAF/4💜
💜AŞKMAF/4 (2/2)💜
💜AŞKMAF/5💜
💜AŞKMAF/6💜
💜AŞKMAF/7💜
💜AŞKMAF/8💜
💜AŞKMAF/9💜
BİLGİLENDİRME
💜 AŞKMAF/10💜
💜AŞKMAF/11💜
💜AŞKMAF/12💜
💜AŞKMAF/13💜
💜AŞKMAF/14💜
💜AŞKMAF/15💜
💜AŞKMAF/16💜
!!!!
💜AŞKMAF/17💜
💜AŞKMAF/18💜
💜AŞKMAF/19💜
💜KISA BİR ALINTI.💜
💜AŞKMAF/20💜
💜AŞKMAF/21💜
💜AŞKMAF/22💜
💜AŞKMAF/23 Finalden Önce💜
💜TEL/AŞKMAF/FİNAL💜
♡♡
💜Özel Bölüm (2)
💜💜DUYURU💜💜
💜ÖZEL BÖLÜM (3)
💜💜 DUYURU 💜💜
§Emine-Kağan§
AL SANA ÖZEL BÖLÜM!
AL SANA ÖZEL BÖLÜM 2 (3M İÇİN EYV.)

💜ÖZEL BÖLÜM (1)

8.9K 323 43
By Anna_okur

  Şimdi, özel bölümlerin başında size büyük bir uyarıda bulunuyorum.

Özel bölümlerin gidişatı kötü, yani en azından okuyacağınız ilk iki özel bölüm sizin kesinlikle istemeyeceğiniz bazı sahneleri barındırıyor. Eğer ben mutlu son istiyorum, kötü sonları görmek istemiyorum derseniz kitabı okumayı bırakmanızı tavsiye ederim.

Paylaşmak ve paylaşmamak arasında çok kararsızdım fakat bence böylesi daha iyi, en azından ben sizin için uyarı bırakıyorum.

Önünüzdeki birkaç bölüm akışı kötü gidiyor, üzülünecek çok sahne olacak, bu bölümün başını kısaca okursanız ne demek istediğimi az çok anlarsınız diye umuyorum.

Ben bölümleri tekrar yayınlıyorum, kitabın sonunda görüşmek üzere!

....

🥂 🥂

  "Bana kızımı bul yoksa seni gözümü kırpmadan öldürürüm duydun mu beni!" hiddetle bağırmam karşısında kirpikleri titredi. Yutkunduğunu adem elmasının hareketinden anlamıştım. Diyecek bir şeyi olmayışı sinirimi bozuyordu. Benim güzel kızım onun yüzünden günlerdir ortalıkta yoktu ve onun tek yaptığı her gün lanet kapıdan içeri girdiğinde dolu gözlerle bana bakmak oluyordu. Bir gün!
Sadece bir gün elinden tutup onu getirmesi için ayaklarına kapanabilirdim. Fakat o bu hakkını bile kaybetmişti. Onu ellerimle öldürecektim!

"Duydun mu beni Rüzgar!" sinirle büyüyen gözlerim karnıma giren ağrı ile kısıldığında elimi karnıma götürüp sakinleşmeye çalıştım. Karnımda oğlum olmasa çoktan onu öldürmüştüm. Karşımda nefes alması bile sinirime dokunuyordu.

"Yenge bebeğe bir şey olacak" diyen Eser'e hiddetle baktım. Hepsi onun ve Rüzgar'ın yüzündendi.

"Kapat çeneni Eser!" bu tepkim karşısında geri çekilip kafasını önüne eğdi. Lanet olsun! Karşıma gelip biri bağırsın ve ben onla kavga edeyim istiyordum. Her şey bu kadar üst üste gelemezdi! Tam kurtulduk yeni bir hayat derken bu kadarı fazlaydı. O falcı kadının dedikleri hergün aklımda cirit atıyordu! Bir ihtimal diyordum.

Küçük bir beden...

Benim güzel Ceylin'im olabilir miydi? Buna izin vermeyecektim. Buna izin veremezdim.

"Ezgi ben -ben elimden geleni -"

"Eğer sen elinden geleni yapıp kızıma zarar gelmesine göz yumduysan, elinden geleni yapıp onu bulacaksın! Sen elinden geleni yapmıyorsun sen kendini tüketiyorsun sadece! Benim gözümde!"

Rüzgar bir an gözlerime öyle güzel baktı ki sarılıp ağlamak gelmişti içimden ama yapamazdım! Ben onu defalarca uyarmıştım. Bu işlere geri dönme, çocuklarımız için bunu yapma diye yüzlerce kez. O aptal beyni bir şey olmayacağını iddia edip durdu! İki kıytırık korumaya güvendi ama kızımı ellerimin arasından aldılar. Şerefsizler. Kızımı ellerimin arasından aldılar. Ellerim arasında ki o küçük parmaklarını hissettiğimde yumruk yaptım ellerimi. Koruyamamıştım kızımı.

"Kardeşim!" dış kapı açılıp içeri koşar adım giren Kağan'ı gördüğümde göz yaşlarımı daha fazla tutamadım. Yanıma gelen Kağan'a sıkıca sarıldım ve hıçkırıklarımı serbest bıraktım. Sırtımı sıvazlayan eli ve bedenimi ayakta tutan koluna öyle sıkı tutunmuştu ki ellerim belkide canını yakıyordum ama onu bırakmak istemiyordum.

"Şişş! Geçicek bebeğim. Geçicek benim güzel kardeşim."

Kağan'ın tesellileri bana her zaman iyi gelmişti. Onun her zaman yanımda olmasının bedelini ödeyemezdim. Bana o kadar sadık kalıyordu ki bazen, sırf beni sevdiği için bile canımı verebilirdim ona.

"Şimdi yiğenimi düşünelim biraz" dediğinde kafamı salladım. Sıkı sıkıya sarıldığım kollarımı çözüp biraz geri çekildim.

"Odaya geç ilaçlarını alıp geliyorum" dedi. Bir şey demeden yanından ayrılıp tırabzanlara tutunarak merdivenleri çıktım. Canım yanıyordu.

Rüzgar'dan.

Kağan Ezgi'yi odasına gönderdiğinde yapabildiğim tek şey ayakta zorla duran bedenimi Eser'e yaslamak oldu. Kolumu destek verircesine sıvazladığında derin bir nefes alıp verdim. Dayanamıyordum. Kızımın başına benim yüzümden bir şey gelirse kendimi affedemezdim. Ne bu evde yerim olurdu ne bu lanet dünyada.

Özür dilerim güzelim.. Sahip çıkamadım kızımıza..

"Hiç mi haber yok?" diyen Kağan'a olumsuzca kafamı salladım. Adımlarım içeri yönelirken ikisininde peşimden geldiğini biliyordum. Kağan her ne kadar Ezgi'nin yanında olmaya çalışsada işi gereği bazen yalnız kalıyordu sevgilim. Ne Eser'e ne de bana katlanabiliyordu. İkimizde gözünde aşağılık herifin tekiydik! Bunu hak ediyorduk. Hissetmiş gibi her defasında bizi uyarmasından anlamalıydım. Anneydi o sonuçta hissederdi!  Ara sıra geçirdiği sinir krizlerinin aksine karnındaki bebeğimiz için, sakin kalmayı başarabiliyordu. O çok güçlü bir kadındı. Karnında bebeği olmasa beni öldürecek kadar da kin dolu. Bana sarılmasını, göğsümde ağlamasını çok isterdim.. Defalarca kez özür dilesem bile bunu yapmayacağını biliyordum gerçi.

"Kağan" dedim oturduğum yerden yorgunluk ile ona bakarken. Ciddiyetle bana bakıp devam etmem için kafa salladı.

"Ona iyi bak. Ben kızımı bulana kadar bu eve gelmesem onun için daha iyi.."
 

"İyi olur!" Kağan'ın bu açık sözlülüğü sinirime dokunuyordu. Haklıydı ama sadece Eser'in yanımda olması yetmiyordu bana. Tüm aile düşman bellemişti beni. Yüzüme bakan tek tük insan vardı. Biri Eser biri de hiç beklemesem bile Emine. Kağan, kardeşinin yanındaydı çoğu zaman. Elini sürmezdi bizim işimize. Kendi dünyasını yaratalı çok olmuştu. Ecem yurt dışında kocasıyla fink atarken aklına bir kez Ezgi gelmiş miydi bilmiyorum. İrem Eser'i benim elimden kurtarmakla meşguldü ama Eser'e her ne kadar gitmesini söylesem bile yanımdan ayrılmıyordu. Yeni yeni uzayan sakallarımı okşadım. Kağan yanımızdan ayrıldığında Eser

'' Abi ben sana bir şey söylemek istiyorum '' dedi. Gözlerimi ona diktiğimde gergin olduğunu fark ettim. Elleri ensesine gittiğinde sabırla onu bekledim. Kısaca etrafa bir bakış attıktan sonra gözlerime baktı.

'' Abi- ben seni yalnız bırakmak istemiyorum ama '' cümlesinin devamını az çok biliyordum. İrem'e daha fazla dayanamamıştı belkide. Onun yanına gitmek en büyük hakkıydı. Zaten onu burada zorla tutmuyordum.

''İrem'in yanına  git Eser '' dedim ve oturduğum yerden kalkıp evin arka bahçesine ilerledim. İşte şimdi tek kalmıştın Rüzgar bey! Ellerin bomboş, kalbin korkuyla çırpınırken, sığınacak bir yerin yokken sürünmeye devam et. 

Sırtımı kırık taşlı duvara yaslayıp yere çöktüm. Bir dizimi kendime çekip dirseğimi ona yasladım. Ellerimle yüzümü kapatıp yaşlarımı saklamaya çalıştım. Düşündükçe deliren beynim, çaresiz kalmak canımı yakıyordu. Düşünmek istemiyordum. Zamanın geri akmasını ilk defa bu kadar çok istiyordum. Bir mucizeye ihtiyacım vardı. Gözyaşlarımı elimin tersi ile silip hıçkırıklarımı bastırmak adına yumruk yaptığım elimi ısırdım. Gözlerimi kapatıp bir çıkar yol aradım. Kimsenin olmayışı uzun zaman sonra yüzüme vurmuştu. Bu kadar olacağını tahmin etmemiştim. Bu kadarını kimse beklememişti. Ezgi'nin her seferinde kuruntu yaptığını düşünmüştüm oysa ki! Aptal kafam.

Rüya! 

Ezginin gördüğü rüya! 

Eğer bir seçim yapmak zorunda kalırsan bebeğimizi seç!

Bana anlatmadığı başka şeyler olduğunu da biliyordum ama eğer sırf bu rüyası için bunca şeyi bana söylediyse bir bildiği vardı. Tanrım! Belki de çıkar yol Ezgi de saklıydı. Bu çok mu saçma olmuştu. Kesinlikle fazla saçma. Başka bir yol bulmalıydım. Başka bir yol. 

Omzuma dokunan el ile hızla gözlerimi açıp omzumda ki eli tuttum. Refleksim karşısında şaşıran suratı görünce rahat bir nefes alıp elini bıraktım. Emine benim gibi yanıma oturdu. Gözümden akan yaşları silip kafamı önüme eğdim. Kendimi soyutlamak istiyordum. Tüm bunların benim yüzümden olmasının yükünü kaldıramayacak kadar zayıftım. Dayanamayacak kadar iradesiz kalmıştım. 

'' Ağladığını görmek yüzümü güldürüyor '' diyen Emine'ye döndü bakışlarım. Yanımda olmasının tek sebebi kendi çıkarlarıydı. Kendini güçlü hissetmeye çalışıyordu. Beni kullanmak hoşuna gidiyordu. 

'' Mutlu olmana sevindim, dostum '' dedim gülerek. Kafamı tekrar önüme eğdim. Dostum! Uzun zaman sonra demek garip hissettirmişti. Yanımda olması hoşuma gidiyordu. O her zaman yanımdaydı. Her şeyde ve her yerde. Ona minnettardım. Her ne kadar beni kullanmasından nefret etsemde.

''Hissedemeyecek kadar yalnız olduğunun farkındasın değil mi? Ben soyut bir kavramım. Dün vardım bugün yokum'' dediğinde daha çok güldüm. Geçmişe gitmek güzeldi. Bu anı bir kez daha yaşadığımı hatırlayacak kadar güçlü bir hafızası vardı. Ondan bu yüzden nefret ediyordum. Açığımı biliyordu. Kurduğu cümleler tamamıyla eskiye aitti. Tamamıyla eskiye! 

'' Bunu neden yapıyorsun!'' dedim kendi tutmayı bırakıp gözümden akan yaşlara yakışan titrek bir sesle. Halimi inceledi bir süre. Ardından seslice güldü. Bu hali sinirimi bozuyordu. 

''Nereden geldiğini, yanında kimin olduğunu, bu zamana kadar ne yaptığını anla diye sahte Rüzgar! Gerçek Rüzgar'ı geri getir bana. Benim yarattığımı '' dediğinde gözlerimi kırpıştırdım. Beni o yaratmamıştı! O sadece bana destek olmuştu. O sadece benimle dalga geçip benden daha iyi konuşarak beni etkilemişti. Ezgi'ye bahsetmiştim ondan aslında. Sadece kim olduğunu bilmiyordu. Bir kız beni kurtardı demiştim. Nedenini ve neyden kurtardığını asla bilmeyecekti. Bilmesine gerek yoktu. Emine sayesinde hayatıma girdiğini bilmesi canını yakardı. 

Öyle güzel oynamıştı ki Emine. Belkide böyle bir oyunun içine yüzyılda bir düşülürdü. Önce anne babasının katili, sonra amcası, sonra ben ve bu üçünü elinde oynatan Emine. Ailesinin katilini ortadan kaldırması amcası sayesinde. Babaannesi unsuru ile amcasını tehdit etmiş olay lehine geçince beni dahil etmişti. Amcasının kafasını karıştıracak bir etken. Yeni mafya Rüzgar! Amcasının karşısına çıktığımda yeterince oynamıştı benimle. Kurdun önüne kuzuyu sürmüştü. Amcası benimle oyalanırken amcasının elindeki kozları eline almıştı. Babaannesi sağlama çıkınca kendini de aynı şekilde sağlama alması kolay olmuştu. Sıra Ezgi'ye geldiğinde bana bir yem sunmuştu. Yalnızlığımı paylaşabileceğimi iddia ettiği bir yem. Kardeşini! Güzel plandı! Belkide planının en güzel yanıydı. Onu fotoğrafta ilk gördüğüm an kalbimin titrediğini dakikalar önce gibi hissediyordum. Bunu ona yaptığım için pişman değildim. Çünkü o benim olduğu günden itibaren oyun benim için son bulmuştu. Emine, kendi yarattığı adamdan güçsüz kalmıştı. Oyunu bu sefer ben başlattığımda yine de yeterli olamamıştım. Emine bu sefer yanıma destek olarak gelmişti. Karşılıksız olması imkansızdı. Hala daha ne istediğini bilmiyordum ama zamanı geldiğinde isteyecekti.

"Senin yarattığını ben uzun zaman önce yok ettim. Ezgi hayatıma girdiği ilk günden itibaren" dedim sakin bir tebessümle. Gökyüzünü ele geçiren şimşekler ardında bıraktığı birkaç damla ile yeryüzünü de ele geçirmeye başlamıştı. Emine elini koluma koydu oturduğu yerden kalktı ve bana yukarıdan, her zaman attığı bakışlarını sundu. Gözleri öyle bakıyordu ki insanın içini okuyup bitiriyordu. Bakar bakmaz yakıyordu. 

''Ne yapman gerektiğini biliyorsun! Sadece döngüyü kır Rüzgar. Döngüyü kırman yeterli '' dedi. Arkasını dönüp yanımdan uzaklaşırken arkasından baktım. Döngüyü kıran hep o olmuştu bugüne kadar. Bana nasıl yapacağımı değil döngünün içinde nasıl oynayabileceğimi öğretmişti. Düşünmem gerekiyordu. Tek yapmam gereken buydu değil mi? 

Emine ne yapardı?

O sadece fazla düşünürdü. O detaylarla oynamayı çok seven bir insandı. Ben öyle değildim. Eğer ortada bir döngü varsa eğer bunu kendi bildiğimi okuyarak da kırabilirdim. Kendimi feda edecek de olsam bunu yapabilirdim. Emine'nin arkamdan 'APTAL!' diye bağıracağından emindim ama döngüyü kırmam için bunu yapmam gerekiyordu. Yok sayılan birinin gerçek yokluğu ne kadar umursanabilirdi. Nefreti üzerinde taşıyan birine ne kadar  güvenilebilirdi! Çözüm kolaydı ama ardımda kalacak olanlar, pişmanlık ile kavrulacaktı. Bunu en güzel Emine kurgulardı ama ben yaşatacaktım..

....




 Tel/AşkMAF yazmayı özlemişim resmen. Özel bölüm diye direttiniz ama sizi görmezden gelmek zorunda olan sevimsiz bir yazarınız vardı. Kusuruma bakın istediğiniz kadar. Haklısınız. Kendi yararlarım için başkalarına karşı olan sorumluluğumu aksattım. Yine de son günlerde aktif olmayı planlıyorum. Sizleri sevdiğimi asla unutmayın. Kalbimi fetheden insanlar, sizler özelsiniz.

Saygılar ve sevgilerle...

Continue Reading

You'll Also Like

114K 8.4K 87
Öğretmen ama AŞKA ÖĞRENCİ (Texting) • Anaokulu öğretmeni olan Beyza yoğun bir sene geçirdiği için yeni dönemde dinlenmek için görev değişikliği yapmı...
1.5M 48.9K 23
"Zorla evlendik farkındasın değil mi?" dedim dehşetle. Umursamadı ve gözlerimin en derine bakıp, belimde olan eli belimi okşamaya başladı. "Evet kar...
5.9M 193K 98
Karan Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey...
323K 28K 17
Sertçe yutkundum ve kısık çıkan sesimle "Çok acıyor mu?" diye sordum. "Evet ama senin ölmüş olman daha çok acıtıyordu." dedi. Gözlerimin dolmasına en...