İLK AŞK - TELEFON SAPIĞIM (20...

By sebepsizokur

3.1M 125K 30.2K

14. YAŞIMA HİTABEN, aşka aşık küçük kız adına... 💜 Yazardan, Roman niteliği taşımamaktadır, genç kurgu tar... More

💜TELMAF.1.💜
💜TELMAF.2.💜
💜 TELMAF.3.💜
💜 TELMAF.4. 💜
💜 TELMAF.5.💜
💜 TELMAF.6. 💜
💜 TELMAF.7. 💜
💜 TELMAF.8. 💜
💜TELMAF.9.💜
💜TELMAF.10.💜
💜TELMAF.11.💜
💜TELMAF.12.💜
💜TELMAF.13.💜
💜TELMAF.14.💜
💜TELMAF.15.💜
💜TELMAF.16.💜
💜TELMAF.17.💜
💜TELMAF.18.💜
💜TELMAF.20.💜
⚠️DUYURU⚠️
💜TELMAF.21.💜
💜TELMAF.22.💜
💜TELMAF.23.💜
💜TELMAF.24.💜
💜TELMAF.25.💜
⚠️DUYURU⚠️
💜TELMAF.26.💜
💜TELMAF.27. 💜
💜TELMAF.28.💜
💜TELMAF.29.S.F💜
💜 Büyük Duyuru💜
💜AŞKMAF/1.💜
💜AŞKMAF/2💜
DEĞERLENDİRME
💜AŞKMAF/3💜
💜AŞKMAF/4💜
💜AŞKMAF/4 (2/2)💜
💜AŞKMAF/5💜
💜AŞKMAF/6💜
💜AŞKMAF/7💜
💜AŞKMAF/8💜
💜AŞKMAF/9💜
BİLGİLENDİRME
💜 AŞKMAF/10💜
💜AŞKMAF/11💜
💜AŞKMAF/12💜
💜AŞKMAF/13💜
💜AŞKMAF/14💜
💜AŞKMAF/15💜
💜AŞKMAF/16💜
!!!!
💜AŞKMAF/17💜
💜AŞKMAF/18💜
💜AŞKMAF/19💜
💜KISA BİR ALINTI.💜
💜AŞKMAF/20💜
💜AŞKMAF/21💜
💜AŞKMAF/22💜
💜AŞKMAF/23 Finalden Önce💜
💜TEL/AŞKMAF/FİNAL💜
♡♡
💜ÖZEL BÖLÜM (1)
💜Özel Bölüm (2)
💜💜DUYURU💜💜
💜ÖZEL BÖLÜM (3)
💜💜 DUYURU 💜💜
§Emine-Kağan§
AL SANA ÖZEL BÖLÜM!
AL SANA ÖZEL BÖLÜM 2 (3M İÇİN EYV.)

💜TELMAF.19.💜

49.8K 2.4K 463
By sebepsizokur

Karakterime, karakterin fiziki ya da psikolojik herhangi bir özelliğine laf eden herkes, erişime engellenecektir. Karakteri hakaret derecesinde eleştirmek demek, yazara yapılmış büyük bir aşağılama demektir! Anlayışınız için şimdiden teşekkür ederim.

Beğenmeyi unutmayın. ⭐

...

Bana 'Ne yaparsan haklısın' diyerek kendini büyük tehlikeye atmıştı. Öptüğü yetmez gibi, bir de sonradan teşekkür etmesi iyice sinirlerimle oynamıştı. Göğsünden hızla geri iterken, kaşlarımı çattım. Bunu nefen yapıyordu? Muhafazakar bir insan asla değildim ama ilişkim olmayan birinin öpücüğünü de kabul edecek değildim. Henüz hiçbir şeydik, samimiyetimiz öpüşecek kadar değildi.

Sinirlerim boşaldığından olsa gerek kahkaha atmaya başladığımda şaşırmıştı. Ne olduğunu çözmeye başlarken, biraz uzaktan bizi izleyen Eser'e doğru kafamı çevirdim ve elimi yumruk yaptım. Eser, hazırladığım elimi fark eder etmez dudakları aralanırken, onun hamlesi ile benim hamlem birbirine girmiş ve yumruğum hedefini bulmuştu.

''Ooov, acıttı!''

Eser kendinde hissetmişcesine elini yanağına koyup tepkisini verirken, Rüzgar kendini benden uzaklaştırdı. Oldukça hazırlıksız yakalanmıştı zira ve ikinci bir hamleye karşı kendini geri çekiyor olmalıydı.

Kaşlarımı yukarı kaldırıp, serseri bir tavırla başımı iki yana salladım. Elini yanağına koyup, gözlerini kapatıp açtı ve sabit bir ifadeyle yüzüme baktı.

''En azından tokat atsaydın bebeğim. Hani benimde canım yanabiliyor ya...''

Eser kendini tutamayarak gülmeye başladığında, yan gözle ona baktım ama Rüzgar onu duyar duymaz gözüne kestirdiği bir taşı eline almış ve ona fırlatmıştı.

''Gülme lan, ibne! ''

Rüzgar'ın attığı taş tam isabetle alnına çarpmak üzereyken son anda çekilen Eser gülmemeyi başaramamıştı fakat benimle gözgöze geldiğinde, yutkunarak gözlerini kırpıştırmış ve ifadesini toplamıştı. Ona karşı gülümsedim ama bu iyi niyetli değildi. Yumruğumun tadını iyi biliyordu.

Rüzgar bir bana, bir de uslu uslu bizi bekleyen Esere baktı ve inanamıyor gibi homurdandı. Hafif kızarmaya başlayan yanağına baktım, morarmayacaktı en azından. Daha fazla ona ve onun da benim tehlikeli tarafıma maruz kalmaması için arabama döndüm.

Arabaya bindiğim an, peşimden geleceğini bildiğimden hemen kapıları kilitledim. Eş zamanlı olarak Rüzgar kapıyı açmak için zorlamıştı. Gaza basıp, geldiğim yolu geri dönmek adına sürdüm. Bir türlü anlam veremiyordum, kalbim her seferinde sıkışıyordu. Ona bu kadar çabuk bağlanmış olmaktan nefret ediyordum. Doğru kişi, yanlış zamanda geldiğinde her zaman mahvolurduk. Doğru zamanı beklemeye de onun vakti yoktu belki de çünkü içimden bir ses, onun da hayatıma yanlış zamanda girdiğini bildiğini söylüyordu.

Sinirle daha sıkı kavradım direksiyonu ve biraz daha gaza bastım. Derin bir nefes alıp anlık olarak gözlerimi kapatıp açtım ve bu hakimiyetimi kaybetmeme yeterken ani bir frenle durdurdum arabayı. Kimden, neyden kaçıyordum?

Yüzleşmem gerekiyordu, artık bunu yapmalıydım. Kendimi rahatlatmak zorundaydım, en azından aklımı kurcalayan bir şeyden kurtulmalıydım. Yanımda onu tamamen hissedersem, üstesinden gelemeyeceğim bir şey olmazdı.

Kollarımı kırıp, direksiyona yasladım ve başımı da kollarıma koydum. Gözlerimi sıkıca kapatıp, bekledim. Geldiklerine emindim, arabanın sesini duyabiliyordum. Ne söylemem gerektiğini o gelene kadar zihnimde toparlamaya çalıştım ama doğaçlama yapmam gerekiyordu. Tam olarak cümle kuramıyordum an itibariyle.

Rüzgar'ın arabası iyice yaklaştı, benden daha hızlı bir şekilde ani bir fren yapıp arabanın neredeyse durmasını beklemeden inerken hızla koşarak arabamın yanına geldi. Arabanın kapıları hala kilitliydi. Kafamı cama çevirdim. Gözlerinden endişesi çok iyi anlaşılıyordu.

Kapının kolunu açmaya çalıştı ama açamadı ve sinirle küfredip cama tıklattığında kilitleri açtım. Kapıyı hızla açıp, bakışlarını üzerimde gezdirdi.

''Bir şeyin yok değil mi? İyi misin güzelim... "

Ellerini yüzüme uzattığında kendimi hafifçe geri çektim ve direksiyonla olan bağlantımı kesip arkama yaslandım. Yine de pes etmeden tekrar uzandı ve iyi olduğuma emin olduğunda alnıma bir öpücük bırakıp yanaklarımı okşadı.

''Ezgi, güzelim cevap ver.''

Ellerine tutunup, sakince mırıldandım.

''Arabaya binsene.''

İlk önce kaşlarını çatsa da kafasını salladı. Benim kapımı kapattı ve arabanın önünden dolaşıp diğer tarafa geçti.

''İyi misin? ''

Tekrar sorduğunda, gözlerimi kapatıp açtım ve başımı salladım.

''Ne oldu, ben yine düşüncesizlik ettim ondan mı yoksa başka bir şey...''

Başımı iki yana sallayıp, ona döndüm ve başımı koltuğa yaslarken elimi ona uzatıp, susmasını sağladım. Yüzümü dikkatle incelip, kendince bir sebep bulmaya çalışıyor olması biraz germişti. Derin bir nefes alıp verdim ve heyecandan titreyen ellerimi kucağımda birleştirdim.

''Sadece konuşacağız, konuşmamız lazım. ''

Sessiz kalarak başını salladı.

''Ne hissettiğimi bilmiyorum... '' dediğimde tam ağzını açmış bir şey diyecekti ki engelledim.

''En son sen!''

Kafasını tekrar sallarken o da arkasına yaslandı. Ciddi olması işime geliyordu biraz.

''Sana karşı hislerim var yok değil. Bunu anlayabiliyorum ama ne derecede olduğunu bilmiyorum. Sadece, sen Eser ya da hayatımdaki başka bir erkek gibi değilsin. Seni onlarla kıyaslayamam bile, bende bıraktığın etki bambaşka Rüzgar. Ben bunun, bu hissin nereye gittiğinin farkındayım.  ''

Biraz bekleyip, yüz ifadesini inceledim. Hafif bir tebessümle dinlemeye devam ediyordu.

''Beni öpmüş olmana hiçbir zaman tam anlamıyla kızamadım. Paniklediğim doğru, bunu itiraf edebilirim ama karşı çıkacağım kadar büyütemem. Bu durumu yadırgamıyorsam, kabullenmek istememdendir fakat korkuyorum. Bu hisler bana yabancı, sürekli kaçtığım hislerin bir anda tekrar karşıma çıkması ve benim bunları kabullenmem de oldukça zor. ''

Anlayışla dinlemesine karşı rahatlamıştım. Bunca zaman ona bunları itiraf etmekten neden korktuğumu bilmiyordum şimdi.

''Önceden bende korkuyordum, seni hayatıma sokmak ya da senin hayatına girmek oldukça zordu çünkü ve ben bir şekilde bunu başardım. ''

Konuşmaya başladığında dikkat kesildim ve devamı olduğunu bildiğimden merakla sordum. Onun ağzından duymak istiyordum.

''Sonra ne oldu? ''

Gülümsedi ve elini yanağıma koydu. Baş parmağıyla yanağımı okşarken gözlerimi kapatma isteğimden zar zor vazgeçtim.

''Duygularımdan yavaş yavaş emin olmaya başladım. Bana ne olduğunu ve ne hissettiğimi, neden böyle olduğumu... ''

Gözlerindeki yoğun duyguyu hissedebiliyordum ve gözlerine bakarken çekiniyordum. Böyle seven bir adamı hak ettiğimi hiç sanmıyordum. İkimizi de ziyan edecektim muhtemelen. Rüzgar konuşmasına devam ederken ona dikkat kesildim.

''Sonra da sana aşık olduğumdan emin oldum. Sana bağlandığımı anladım , seni sevdiğimi anladım ve en önemlisi de seni asla bırakamayacağımı.''

Gözlerimi kaçırdım ve sakince yutkundum. Onun için emin olduğu şeylerden bahsetmek kolaydı. Ben, hâlâ onun kadar emin değildim belki de. Yüzümü saklama isteği ile başımı çevirdim.

''Her seferinde canını yakıyorum, gerçekten sana layık değilim. ''

Gözlerim kısa bir süre gözlerinde takılı kaldı ama bakışlarımı tekrardan çektim ondan. Rüzgar kendisine bakmamı sağladı.

''Sakın bir daha böyle düşünme, bana kimin layık olduğunu ben bilirim, sen değil. Hem bir şeyler artık tek taraflı değil gibi görünüyor. ''

Elini yanağımdan çekip rahat bir şekilde koltukta arkasına yaslandı.

Son dediği şeyin etkisinde kaldım ve hızlanan kalbimi sakinleştirmeye çalıştım. Ona aşık olduğumu iddia ediyordu! Ne kadar doğru bir iddiaydı! Bir türlü engelleyememiştim ona karşı olan hislerimi.

Başımı yana çevirip, kendime güldüm fakat ifademi hızla toparlayıp kaşlarımı çatarak Rüzgar'a baktım.

''Yalnız bırakmamı ister misin? Oldukça tehlikeli davranıyorsun.''

Elini kapının kulpuna götürdü, o arada vücudumu ben değil başkaları yönettiği için benden beklenmeyecek bir şey yaptım. Rüzgar'ın kolundan tuttum ve hızla konuştum.

''Allah'ın hakkı üçtü, bir de bir şey denemek istiyorum sadece...''

O daha benim ne dediğimi anlamaya çalışırken, bir cesaretle onu biraz daha kendime çektim ve dudaklarına uzanıp hızla kapattım gözlerimi. Korkuyordum, ölümüne korkuyordum! Ters bir tepki alacağım korkusundan put gibi kesilmiştim.

Titreyen elimi zorlukla kaldırıp kalbinin üzerine koydum. Haddinden fazla hızlı atıyor oluşuna karşı, heyecandan benimki de almış başını gidiyordu.

Rüzgar hala bir tepki vermeyince geri çekildim. Yani geri çekilmeye çalıştım taa ki Rüzgar ellerini yanağıma koyup beni kendine çekip öpmeye başlayana kadar. Bu sefer gerçekten öpüyordu. Öyle dudaklarımız değiyor falan değildi, şuan o beni öpüyordu.

Gözlerim hızla açılırken, destek almak adına omuzlarına tutundum ve tutkuyla öpüşüne karşı ne yapacağımı bilemedim. Temas etmesi kolaydı, iş ciddiyete binince gülesim gelmişti. Utanç mı? Yanından geçmiyordum şuanda.

Ağzımı araladığımda Rüzgar gözleri kapalıyken dudaklarını dudaklarımdan hiç ayırmadan gülümsedi. Bense gülmemek için zor tuttum kendimi. Başkaları için utanç veren bazıları için normal olan bir andaydım şuan ve acayip gülesim vardı. Ama Rüzgar'ın tekrardan beni bu sefer daha da bir istekle öpmesi her şeyi bozmuştu. İç sesim ve tüm organlarım

''öp öp öp öp'' diye haykırırken, adamı bu sefer öpenin ben olup ama karşılık vermiyor oluşuma takılmıştım. Ayrıca galiba büyük yakalanmıştım. Çünkü Rüzgar'ı ne itmiştim nede öpüşüne karşı çıkıyordum. Güzel bir duyguydu, bu anın tadını çıkarmak vardı önümde bir de onun dudaklarının tadına bakmak.

Hiç öpüşmemiştim ama ilkimde ilkim olan adama gitmeliydi. Öpüşüne karşılık vermeye başladığımda daha da bir şehvetlendi öpüşü. Sanki benden bunu yapmamı bekliyormuş gibi beni hızla dudaklarımızı birbirinden ayırmadan sürücü koltuğundan kaldırdı ve kendi kucağına çekti. Hafif bir utanç dalgası ile sarsılırken, bastırmaya çalıştım.

Nefes almak ve anın şokunu anlamak adına uzaklaşmam gerekiyordu ama Rüzgar'ın dudaklarımı hiç bırakası yok gibiydi. Geri çekilmeye çalıştığımda beni daha çok kendine çekti. Kollarını sıkıca doladı belime.

Bırakmak istemediği barizdi ama benimde nefes almam gerekiyordu. Ellerimi göğsüne koydum ve dudaklarımı çekmeye çalıştım ama izin vermedi. Sinirle onun dudağını dişlediğimde ağzından inlemeye benzer bir ses çıkardı ve dudaklarımı ısırdı. Öpüşü dururken biraz öylece durdu ve belimdeki ellerini hissettirmek istercesine sıktı.

Sonunda dudaklarımı özgürlüğüne kavuştururken ellerimi yavaşça göğsüne vurdum ve derin bir nefes alıp verdim. Rüzgar'sa alnını alnıma dayamış gözlerimin içine bakıyordu. Gözlerinin mavisi koyulaşmıştı.

Derin derin nefes alıp verirken Rüzgar hala gülerek bana bakıyordu. Bende kendimi tutmayıp gülmeye başladım. Hem az önce düşündüklerime hemde bu duruma. Birbirimizin gözlerinin içine bakarken alt dudağımı ısırdım gülmemi durdurmak için.

Rüzgar'ın bakışları dudaklarıma inerken gözlerimi büyüttüm. Rüzgar tekrar öpeceği sırada engellemeye çalıştım.

''Fazlasına kalbim dayanmaz.''

Bu dediğime iç sesim gülerken ben gayet ciddiydim. Eğer bir daha öperse gerçekten kalbim dayanmazdı. Rüzgar çarpık bir gülüşle

''Şuan istediğimi yapabilirim bence ne de olsa benim kucağımda oturuyorsun. ''

Yerinde hafifçe kayıp, belimdeki ellerini biraz daha sıktığında yutkundum. O, çok...açık sözlüydü, evet evet, açık sözlüydü.

''Ayrıca kalbinin dayanamayacağı yeri biliyorum bebeğim. ''

Bakışlarını dudaklarıma indirdi. Tekrar öpeceği kesindi. Öpmeden önce derin bir nefes alıp verdim. Ayrıca adam haklıydı onun kucağında oturuyordum ama onun yüzündendi! Onun dudakları tekrar benim dudaklarımı bulurken sanki az önce kaldığımız yerden devam eder gibi yine hızla öpmeye başladı. O an emin olduğum iki şey vardı, birincisi Rüzgar'ın sevgisinin gerçek olduğu ikincisi ise benim duygularımın aşk olduğu.

...

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!

💜

Merhaba ben -G.

Bu bölümü de paylaşıp kaçıyorum. Üniversite sınavına bir haftadan az kaldı, son son çalışmaya bakıyorum bende o yüzden elimden geldiğince atıyorum bölümleri.

Görüşmek üzere!

Continue Reading

You'll Also Like

287K 21.7K 40
0536****: "Merdüm-i dîdeme bilmem ne füsûn etti felek Giryemi kildi hûn eksimi füzûn etti felek Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân Beni bir gözl...
113K 5.5K 18
0535**: Bir daha önüme atlama. Siz: Ay sanki bilerek önüne atladım ne bu tavır? ⛸️🏍️ -03.03.2024🩵 📣Küfür ve Argo içerir.
256K 23.8K 16
Sertçe yutkundum ve kısık çıkan sesimle "Çok acıyor mu?" diye sordum. "Evet ama senin ölmüş olman daha çok acıtıyordu." dedi. Gözlerimin dolmasına en...
25.1M 897K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...