Knocked Up ★ [ÇEVİRİ]

By minnikiniz

253K 13.6K 5.9K

TANITIM Do Kyungsoo birçok şey planlamıştı, hamile kalmaksa kesinlikle bunlardan biri değildi. Ana Çift: KaiS... More

KNOCKED UP
1- Cehennemden Gelen Gülen Surat
2- Muzlu Sütün Gücü
4- Nutella
5- Do U-Know ?
6- Kıskanç Jongin
7- Öpüşken Soo
8- İtiraf
9- Panda Zamanı
10- Unicorn'un Doğum Günü Pt. 1
11- Unicorn'un Doğum Günü Pt. 2
12- Yaban Mersini Soo
13- İki Jong Bir Doğru Etmez
14- Yok Kurdum Ben
15- Auu
16- Şamara Baba Diyeceksin, Biliyorsun Değil mi?
17- Üç İbneşörler
18- Alttakiler Bayramınız Mübarek Olsun
19- Hindistan Cevizindeki Misket Limonu
20- Kayınpederle Tanışma
21- Kyungsoo Birleşik Devletleri Saldırdığında
22- Ben Bilmem Babaannem Bilir
23- Ağlama Bebeğim
24- Evi Olmayan Aptal
25- Do Kyungsoo'yu İstiyoru[M]
26- En İyisini Babişko Bilir
27- Al Kırdın Kırdın
28- Aşk Hassas Bir [M]evzu Olabilir Bu Da Bize Koyabilir
29- 2 Jong 1 Soo ve Piremses Lulu
30- Tam Bir Götsün U-Know
31- Eski Sevgili Vakası
32- İki Porsiyon Çiğ Köfte
33- Pipiligiller
34- Kale-aydın
35- Jonggöt
36- Canım Annem
37- Yavru Kim
38- Çiğ Köfte Ruhun Gıdasıdır
39- A Be Kaynanam Pt. 1
40- A Be Kaynanam Pt. 2
41- A Be Kaynanam Pt. 3
42- Noel'den Önceki Geceydi
43- Geçen Noel
44- Ökse Otunun Altında
45- 'Çıtır' Tavuk
46- Evet, Ediyorum... Galiba
47- Asansör Muhabbeti
48- Bay Lu'ya Geçiş
49- Mutlu Mu Yıllar?
50- Hastayım Dedim Dedim İnanmadınız Bak Ne Oldu Şimdi?
51- Sakla Lazımlığı Gelir Zamanı
52- Sadece Sen
53- Bir Veya... İki Hafta
54- Bütün Aşkımı
55- Jongkirve
56- Bahar Tatili Pt. 1
57- Bahar Tatili Pt. 2
58- Acısıyla Tatlısıyla
59- Yanımda Kal
60- Bir Sen, Bir Ben, Bir De Bebek

3- Unicorn ve Baozi

7.3K 412 120
By minnikiniz

Knocked Up


Yazar: jjokkomi

Çeviri: Minnie Hyung


BÖLÜM 3


Kyungsoo, büyük kuzeninin yüzünün şu an öfkeli olduğunu idrak ederken yutkundu. Minseok, baba tarafından en büyük kuzeniydi ve aynı zamanda Joonmyun'un da ağabeyiydi. Joonmyun ve Minseok'un ne kadar da farklı oldukları, onu şaşırtmakta asla başarısız olmamıştı.

Joonmyun'un odası çarşamba pazarı gibiyken, Minseok ise düzen manyağıydı. Joonmyun sporda berbatken Minseok sizi herhangi bir şeyde ve her şeyde yenebilirdi. Paylaştıkları ortak tek şey soy adlarıydı ve her ikisi de zeki olmalarına karşın, bu tartışılabilirdi. 

Minseok ona her zaman bebek erkek kardeşi gibi davranmıştı ve bazen Minseok'un, arkadaşlıklarını gerçek kardeşliklerine tercih ettiğini düşünürdü. Minseok, şu ana kadar ona el bebek gül bebek davranmıştı ve onun öfkeli suratını görmek, midesine taklalar attırıyordu. Minseok ona asla kızmazdı, ama şu anda kıçına tekmeyi geçirebilecekmiş gibi görünüyordu.


"Merhaba hyung... Burada ne yapıyorsun ?" Kyungsoo gülümseme girişiminde bulundu fakat işe yaramış görünmüyordu, çünkü Minseok'un ifadesi sanki mümkünmüş gibi daha da kötüleşmişti, ve salak gibi hissediyordu. Arka tarafta Jongdae'nin kıkırdaması duyulabiliyordu. Minseok'un bakışları yüzünü terk etmemişti ve Luhan hala öküzün trene bakması gibi bakıyordu.


"Ben mi burada ne yapıyorum ? Asıl sen burada ne bok yapıyorsun ?! Okulda olmalıydın !" 


Onun tiz bağrışıyla herkes korkmuştu. Luhan sonunda şoku atlatmış gibi görünüyordu ve şimdi sinirlenmenin ötesine geçmiş erkek arkadaşından çekiniyordu. Öfkeli bir Minseok, korkunç bir Minseok idi.


"Şey, iki insan seks--"


"Çeneni kapa Jongdae." Minseok pat diye söyledi ve Jongdae, Yixing ve Luhan'ın gözlerini devirmelerine sebep olarak Joonmyunnie'ye söylüyordum, diye mırıldanarak sustu.


Kyungsoo cevap vermek için ağzını açtı fakat evren ona orta parmağı çekmişti ve hemşire çıkagelip Minseok'un kanını alma sürecini başlattı.

Kendi yatağına geri döndü ve esmer saçlının ona halen göndermekte olduğu bakışlardan kaçındı. 

Dürüst olmak gerekirse Minseok'un bir şeylere sinirlendiğini ömründe sadece iki sefer görmüştü. İlk seferinde altı yaşındaydı ve Junmyeon biraz bokluk yapıp Minseok'un dondurmasını çalmıştı. Joonmyun bir daha asla yemek ve hyungu arasına girmemeyi öğrenmişti.

İkinci seferinde Luhan geçen seneki bir partide biraz fazla sarhoş olmuştu ve kazara Kris'i mıncıklamıştı. Olay pek de iyi gitmemişti ve Luhan, yırtık dondan fırlar gibi tekrar gelmeden önce Kyungsoo'nun kuzeninin bir cinayet işleyip işlemediğinden endişelenmesine neden olarak iki gün ortadan kaybolmuştu.

Ve şimdi Minseok'un kendisi yüzünden öfkeyle bakması tamamen üzücüydü ve yeniden ağlayacakmış gibi hissediyordu.

İç çekti ve tırnaklarını kemirdi, gergin olduğu zamanlarda yaptığı bir alışkanlıktı. Yixing yatağa zıpladı ve Kyungsoo'ya yeniden sarılarak yatıştırıcı bir şekilde sırtını okşadı. Jongdae de yatakta onlara katıldı ve kendi başını Kyungsoo'nun omzuna yasladı. 

Minseok hemşire giderken iç çekti ve minnoş kuzeninin perişan yüzünü algıladı. Zibilyon yıl düşünse, tüm yerlerin içinde burada onunla karşılaşacağı aklına gelmezdi. Kendi vaziyeti yüzünden zaten balataları sıyırmıştı, kardeşi asla ona bunu unutturmazdı ve mezuniyetine halen iki yılı olduğunu göz önünde tutarlarsa ailesi de muhtemelen üzülecekti. Bu durum onu delirtmesine, Luhan ile mezun olduktan sonraya kadar bir çocuk sahibi olmayı planlamadıklarını göz önünde bulundurmasına rağmen, bununla başa çıkabileceğini biliyordu. Kendisi de Luhan da çalışırlardı ve onlara yardım edecek ebeveynleri vardı. Bilakis Luhan'ın annesi böyle genç bir yaşta babaanne olacağı için muhtemelen kıçı başı dağıtırdı. 

O iyi olabilirdi, ama Kyungsoo kendisi değildi. Kyungsoo yalnızca on altı yaşındaydı ve liseye gidiyordu Allah kitap aşkına. Onun sadece babası vardı ve buna rağmen adam sürekli çalışıyordu.

Luhan onu hafifçe dürtükledi ve kuzeninin yanına gitmesinden bahsetti.

Tekrar iç çekerek ayağa kalktı ve yatağa doğru yürüdü. Dili dışarı sarkmış Jongdae'yi itti fakat yine de yoldan çekildi. Yixing de yataktan kalkıp Jongdae'yi kucağına alarak esas koltuğuna döndü. Kyungsoo hemen kendini kuzenine itti ve büyük olanın siyah tişörtüne hıçkırdı. 

Minseok manzarayı hazmetti, kendini ağlamamak için tutmak zorundaydı. Lanet olası hormonlar. Bir süreliğine o şekilde durdular, Minseok ağlamayı bırakmasını beklerken kuzenine sarıldı. (Ç.N: NE KADAR DA SARILMAYI SEVEN PONÇİK BİR MİNNİE :'3 )

Yixing'in kucağında oturan Jongdae, önündeki görüntüye baktı ve kaşlarını çattı. Üzücü durumlardan nefret ediyordu çünkü onu daima garip ve rahatsız bir hisle bırakıyorlardı. Şakacı yaratılışından ötürü, ciddi durumlar daima kendisini veya bir başkasını aptal durumuna düşürmesiyle sonuçlanıyordu. 

Üçüncü sınıftayken, bir adet ağlayan Chanyeol'ün ona evcil dağ gelinciğinin öldüğünü söylemesi üzerine, saf bir uygunsuzlukla kazara kahkahalarla güldüğü anıyla tüyleri ürperdi. 

Dikkatini dağıtacak bir şey arayarak Yixing'in telefonunu ellerine aldı ve iyi bir espri malzemesi aramaya başladı. Kilidi kolayca açmıştı, Kris'in adından oluşuyordu ve kafası karışmış bir ifadesi olan bir yüzle karşılaştı. 

Duvar kağıdında Yixing ve Kris'in ponçik bir resminin olmasını veya sadece Kris'in ne kadar kibirli olabileceğini gösteren lanet olası bir resmini bekliyordu, ama bunun yerine elle çizilmiş bir keçi resmi onu selamlamıştı. Belki de bir köpekti ? Hayır, bu doğru olamazdı.


"Yixing, bu ne lan ?"


Luhan ilgilenmiş görünüyordu ve ikilinin oturduğu yere doğru hareketlendi. Kyungsoo nihayet ağlamayı kesmişti ve sessizce kuzeniyle konuşuyordu, fakat Jongdae konuştuğunda şaşırmıştı.


"Bir inek mi o ?" Luhan'ın yüzü kafa karışıklığıyla buruşmuştu. 


"Hayır, bir keçi zannımca." Jongdae telefonu Kyungsoo ve Minseok'a doğru fırlattı.


"Bir geyik gibi görünüyor ?" Minseok başını o tarafa çevirirken söyledi.


Yixing'in suratı utanç içinde parlak bir kırmızıya dönmüştü. 


"Hayır, bir zebra olduğuna kesinlikle eminim." Kyungsoo cırladı, beyaz düğmeli gömleğiyle gözyaşlarını kuruluyordu.


"Bunun bir unicorn olması gerekiyor ! Kris onu benim için çizdi !" (Ç.N: ÇİZEMEDİ)


Tüm oda yarıla yarıla gülüyordu, Jongdae beyin özürlü bir fok gibi ellerini çırpıyor ve Luhan kahkaha kriziyle yerlere yatıyordu.

Yixing somurttu, Kris'in, her halükarda Kris'e göre iyi bir iş çıkardığını sanmıştı. Aslında büyük olanın çizim yaparken konsantrasyonla kırışan yüzünü görmek çok sevimliydi ve Yixing'in ona bok gibi göründüğünü söyleyecek cesareti yoktu.


"Sevgilin dört yaşında birisi gibi çiziyor !"


Yixing iç çekip telefonunu Jongdae'den aldı ve çatık kaşları yüzündeki yerini aldı. 

"Evet biliyorum."


Tam da kahkahaları dinerken uzun saçlı ve beyaz önlüklü bir doktor odaya girdi. Bir tebessüm dudaklarını süslüyordu ve kalın çerçeveli gözlüğü, burun köprüsünde duruyordu. Yixing alelacele koltuktan zıpladı ve yatağın yanındaki Luhan ile Jongdae'nin yanına gitti. Doktor tüm gruba gülümsedi.


"Kyungsoo hanginiz ?"


Kyungsoo tereddütle elini kaldırdı, bir şeyler söylemeye çok korkuyordu aslında.


"Ben doktor Kwon, tanıştığımıza memnun oldum." Az önce Yixing'in işgal ettiği koltuğa yönelirken Kyungsoo ile tokalaştı. 

"Hepsi sizin arkadaşınız mı ?" Dudaklarında bir tebessümle sordu.


"Uh, Minseok hyung hariç evet." Yanındaki oğlanı gösterdi.

"O benim büyük kuzenim... Ben uh... Bir şekilde burada rast geldik."


Başını anlayışla salladı ama Kyungsoo ve Minseok'un yüzlerini utançla kızartan bir bakış atmıştı. Çizelgesine baktı, gözleri muhtemelen onun asla anlayamayacağı bir şeyleri tarıyordu ve yüzündeki belli belirsiz tebessümü yakalamakta başarısız olmamıştı. Göğsünün sıkıştığını ve nefesinin kesildiğini hissediyordu. O bakışlardan hayır gelmeyeceğini biliyordu.


"Tebrik ederim Kyungsoo ssi !" 

Ve hayatının resmi olarak boka sardığını bilmesi için tüm duyması gereken buydu.


---------


Chanyeol zihni tamamen sıkılarak ikinci derste oturuyordu. Bu sınıfta, konuşmaya değer hiç arkadaşı yoktu ve kimse mesajlarına cevap vermiyordu. Kyungsoo'nun mesajını bir saatten uzun süre önce cevaplamıştı ve tuhaf bir biçimde geri yanıt almamıştı, çünkü en iyi arkadaşı mesajlarını daima zamanında yanıtlardı. Matematik hocasına dönerken bir somurtma dudaklarını süsledi.

Dürüst olmak gerekirse şu an arkadaşları hakkında ne kaçırdığı konusunda çıldırıyordu. Okulu ektikleri gerçeğini biliyordu, zilden birkaç dakika önce genellikle buluştukları yere gitmişti ve orada kimseyi bulamamıştı, Kyungsoo İngilizce dersinde de görünmemişti ve Kyungsoo, küçük mükemmel Kyungsoo okulu ekiyorsa gerçekten bazı bokların döndüğünü biliyordu. Genç olan geç bile kalmazdı ve Kyungsoo'nun tanımında geç kalmak, okula normal saatte gelmekti, dolayısıyla onun için okulu ekmek tamamen kafa karıştırıcıydı.

Jongdae ve Yixing tarafından da okunmamış mesajlarına baktı ve ne bokların döndüğünden endişelendi. Daha önnce onlarla buluşmamış olmasının tek sebebi Baekhyun ile takılıyor olmasıydı ve Kyungsoo'nun diğerinden ne kadar nefret ettiğini gördükçe, sevgilisi ve Kyungsoo arasında bir seçim yapmak zorunda kalmıştı ve bir kez daha Baekhyun kazanmıştı. 

Bir kere manita yapınca arkadaşlarını unutan fikiboklardan değildi fakat kendini kendi arkadaş grubuyla takılırken bulduğu zamanlar, sevgilisi ve onun arkadaş grubuyla takılırken bulduğundan daha çok da değildi.

İç çekti ve bir başka mesaj gönderdi, çatık kaşlarla Baekhyun'a mesaj yazmadan önce en azından bir kişinin olsun onu yanıtlamasını umuyordu. Baekhyun, hızlı mesaj yazan biri olarak saniyeler içinde onu yanıtladı ve Chanyeol onun telefonunun zaten elinde olup olmadığını veya sadece o kadar hızlı olup olmadığını merak etti.


Sorun ne ?

Yeniden mesaj yazmadan önce hocanın hala gezip gezmediğini kontrol etti.


Arkadaşlarım beni sallamıyor :( 

Kyungsoo'ya mesajlarını okumasını söyle !

Chanyeol, Kyungsoo ve Jongdae'nin aslında erkek arkadaşıyla aynı integral dersini aldıklarını hatırlayınca zihinsel olarak ellerini yüzüne kapadı. Şu inekler. Telefonu kucağında bir kere daha titredi ve sakarca ekranın kilidini açtı. 


Burada değil ki... ?


Telefonu Jongdae'nin üstte beliren adıyla tekrar titredi. Çabucak ekrana dokundu ve mesajı açtı, Baekhyun'a mesaj atmayı tümüyle unutmuştu. 


Afrika'dayız, maymunlarla birlikte bubble tea içiyoruz ve Luhan ile Minseok'la beraber fillere masaj yaptırıyoruz.


Chanyeol kahkahasını tutmaya çalışırken hocasından bir bakış alarak pofurdadı ve mesaj yazmaya başladı.

HAHA... Cidden, neredesiniz oğlum ?


Gerçek bir yanıt yerine Luhan'ın sanki Kutsal Kase'yi tutar gibi iki eliyle bubble tea kabını tuttuğu, Minseok'un da arkada utandığının görülebildiği bir resim aldı. Başlığı okudu.

"Ve önüne bakarsan doğal alanında eşi Minseok ile birlikte olan bir adet Luhan görebilirsin."


Chanyeol hunharca kahkahalarını artık zaptedemiyordu ve onu başka bir azardan onu kurtardığı için zile teşekkür etti.

-----------


Kyungsoo iç çekti ve çilekli muzlu içeceğinden bir yudum aldı. Kendisi ve Minseok'un sonuçlarını aldıktan sonra, Luhan en sevdiği kafeye doğru bir yolculuk yapmayı emretmişti.

Bahanesi Kyungsoo'yu neşelendirmekti fakat sadece sırf çok sevgili "baozi"sini hamile bırakmış olmakla kendiyle gurur duyduğu için olduğuna emindi. 

En azından durumları hakkında onlar mutlulardı, Kyungsoo bundan fersah fersah uzaktı ve Jongdae ile Luhan'ın da beş yaşında çocuklar gibi davranmaları da yardımcı olmuyordu, sanki bu bir çeşit fotoğraf çekimiymiş gibi resim üstüne resim çekiyorlardı.

Kyungsoo doğruca okula geri dönmek istemişti, böylece kendine acıma çamurunda yuvarlanabilirdi fakat Minseok ile Yixing okula geri dönmeye duygusal olarak hazır olmadığına dair onu ikna etmişlerdi. 


"Orada kimin olacağını biliyorsun, ve şu an onu görmeyi gerçekten istiyor musun ?" Yixing'in gerekçesi buydu ve büyük olanın mavi Honda'sına yönlendirilirken karşı koymamıştı, ve onlar da şu n oturdukları kafeye gelmişlerdi.


"Eee, çocuğunuza ne isim vereceksiniz Luhan hyung ?" Jongdae, nihayet telefonunu bırakarak konuşmaya başladı. Luhan içeceğinden bir yudum aldı ve dudaklarını düşünceli bir biçimde bastırdı.


"Şey, eğer erkekse, Luhan." Minseok gözlerini devirmişti.


"Ya kızsa ?" Jongdae ileri giderek sordu.


"Hmm... O zaman da Luhan." Minseok sarışının kolunu şamarladı.


"Yah ! Çocuğumuza senin adını vermiyoruz !"


"Ama Minnie !" (Ç.N: EFNDM CNM)

Luhan itiraz etti, dudakları, Kyungsoo'yu neden kuzeninin bir çocukla çıktığı soruları içinde bırakarak tamamen büzüşmeyle süslenmişti. 


"Senden n'aber Kyungie ?" Jongdae şu an didişen çifti görmezden geldi ve Kyungsoo, herkesin bebekler ve isimler konusunda boklu çenelerini kapatmasını diledi.


"Bilmiyorum."


"Ya ikizlerin olursa ?!"


"O zaman hata 1 ve hata 2 veririm, şimdi siktiğim çeneni kapatabilir misin ?"


Büyük olandan tarafa bir bakış attı ve ardından içeceğine bakmaya geri döndü. Jongdae'nin gülüşü solmuş ve garip bir sessizlik etrafı kaplamıştı. Yixing boğazını temizledi fakat bir şey söylemek için bir hamle yapmadı. Luhan bile sessiz kalmıştı.

Kyungsoo'nun zihni, Doktor Kwon'un ona klinikte söylediği her şeyi düşünerek süzülüyordu. Yaklaşık altı haftalık hamileydi, son tarihi Mayıs'ta bir zaman oluyordu, tam tarihi bile bilmiyordu çünkü zihni, kadının ağzından gebeliğini onaylayan sözcüklerin çıkışıyla birlikte otomatik pilota bağlamıştı. 


"Bunun planlı bir gebelik olmadığını farz ediyorum ?"  Tek yapabildiği başını sallamaktı.

"Pekala, iki seçeneğiniz var. Çocuğu doğurabilirsiniz, ki bu da böylesine harika bir destek ekibini görünce size önereceğim şeydir," Kadın odadaki tüm erkeklere bir tebessüm etmişti.

"Yahut gebeliği sonlandırma seçeneğiniz de her zaman var."


Kyungsoo, bu seçeneği hemen reddetmişti. Kürtaj olabilmesinin hiçbir mümkün yolu yoktu.

Altıncı sınıfta seks eğitimi için herkesi ayırdıkları zaman Kyungsoo evinde gergindi ve Youtube'dan kürtaj videolarını izleme hatasını yapmıştı. Yediği neredeyse her şeyi kusmuş ve asla böyle bir şeyi yapmamaya ant içmişti.

Bu yüzden tek seçeneği vardı ve o da çocuğu doğurmaktı.

Elbette kürtaj aklında belirmişti fakat şişmanlamak zorunda kalacaksa ve karnında aşağı yukarı dokuz ay boyunca küçük bir yuvarlaklık taşıyacaksa, öyleyse bir hiç için bunu yapamazdı ve dürüst olmak gerekirse bebeğini bir başkasına verme düşüncesine katlanamıyordu, kendi bebeğini, yabancı birine.

Bildiği kadarıyla seri katil veya pedofil olabilirlerdi. Bu yüzden bebeği doğuracak, şişmanlayacaktı ve bunu babasıyla Jongin'e söylemek zorundaydı.

Jongin. Ona nasıl söylemesi gerekiyordu ? Öyle yapmakla mükellef miydi ? Kusura bakma dangalak, ama bu onun çocuğu.

Sarhoş benliğine küfretti ve başını serin masaya yasladı. Aslında gerçekten Jongin ile konuşmalıydı ve onun tepkisi, babasının vereceği tepkiden daha çok korkutuyordu.

Babasının öfkelenebileceğini biliyordu, belki onu kapı dışarı edecek kadar ileri gidebilirdi bile veya anlayışla karşılar ama hayal kırıklığı yaşardı.  Her halükarda babasından ne bekleyeceğini az çok bilirken Jongin'den ne beklemesi konusunda en ufacık bir fikri yoktu. Oğlanı zar zor tanıyordu.


"Sence Jongin bu konuda soğukkanlı olacak mıdır ?" Bakışlarını kaldırıp Jongin'i yeterince iyi tanıyan Yixing'e dönerken söyledi.


"Bilmiyorum doğrusu."


"Peki sence ona söylemeli miyim ?" Kyungsoo sordu.


"Bu onun da çocuğu Kyungsoo, insanlardan böyle bir bilgiyi öylece saklayamazsın." Yixing ona bakarak yanıtladı, Jongdae katılarak başını sallamıştı. Kyungsoo ne cevap vereceğini bilmiyordu.


"Şimdi muhtemelen gitmeliyiz Minnie, otuz dakika içinde dersim var." Luhan içeceğinin dibini görüp yakındaki bir çöp tenekesine fırlatırken konuştu. Büyük olan başını salladı.


"Evet, siz çocuklar da geri dönmelisiniz."


Hoşçakal demekle geçen beş dakikanın ardından ve okuldan çıkınca en kısa sürede Minseok'u aramaya söz verdikten sonra, kendini Yixing'in arabasına geri dönerken buldu, görüş alanına okul girmeden ve Yixing ve Jongdae ile arabadan inmeden önce bunu biliyordu.


Hadi hayırlısı, diye yönünü ön kapılara çevirirken acı acı düşündü.


BÖLÜM SONU

Ç.N: FINDIK BİTTİ AMMA VELAKİN OKULUM BAŞLADI ÜHÜ ÜHÜ ÜHÜ. BÖLÜMLER UZUN ARALIKLARLA GELEBİLİR ARKADAŞLAR, ŞİMDİDEN UYARAYIM... BEKLETTİĞİM VE BEKLETECEĞİM İÇİN ÖZÜR DİLERİM... TT.TT


Continue Reading

You'll Also Like

970K 53.7K 24
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim...
20.6M 1.1M 53
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle...
1.8M 125K 29
Onların kaderi yıllar önce yaşanmış tek bir gece sayesinde birleşti. Bir anda karşısına çıkan ve peşini bırakmayan Atmanlı aşireti genç kızın bütün s...
74K 5.8K 27
Mine Yazar: HavocLight Çeviri: minnikiniz Orijinal link: http://www.asianfanfics.com/story/view/639224/mine-fluff-romance-exo-kai-jongin-kyungsoo-k...