Knocked Up ★ [ÇEVİRİ]

By minnikiniz

253K 13.6K 5.9K

TANITIM Do Kyungsoo birçok şey planlamıştı, hamile kalmaksa kesinlikle bunlardan biri değildi. Ana Çift: KaiS... More

KNOCKED UP
1- Cehennemden Gelen Gülen Surat
3- Unicorn ve Baozi
4- Nutella
5- Do U-Know ?
6- Kıskanç Jongin
7- Öpüşken Soo
8- İtiraf
9- Panda Zamanı
10- Unicorn'un Doğum Günü Pt. 1
11- Unicorn'un Doğum Günü Pt. 2
12- Yaban Mersini Soo
13- İki Jong Bir Doğru Etmez
14- Yok Kurdum Ben
15- Auu
16- Şamara Baba Diyeceksin, Biliyorsun Değil mi?
17- Üç İbneşörler
18- Alttakiler Bayramınız Mübarek Olsun
19- Hindistan Cevizindeki Misket Limonu
20- Kayınpederle Tanışma
21- Kyungsoo Birleşik Devletleri Saldırdığında
22- Ben Bilmem Babaannem Bilir
23- Ağlama Bebeğim
24- Evi Olmayan Aptal
25- Do Kyungsoo'yu İstiyoru[M]
26- En İyisini Babişko Bilir
27- Al Kırdın Kırdın
28- Aşk Hassas Bir [M]evzu Olabilir Bu Da Bize Koyabilir
29- 2 Jong 1 Soo ve Piremses Lulu
30- Tam Bir Götsün U-Know
31- Eski Sevgili Vakası
32- İki Porsiyon Çiğ Köfte
33- Pipiligiller
34- Kale-aydın
35- Jonggöt
36- Canım Annem
37- Yavru Kim
38- Çiğ Köfte Ruhun Gıdasıdır
39- A Be Kaynanam Pt. 1
40- A Be Kaynanam Pt. 2
41- A Be Kaynanam Pt. 3
42- Noel'den Önceki Geceydi
43- Geçen Noel
44- Ökse Otunun Altında
45- 'Çıtır' Tavuk
46- Evet, Ediyorum... Galiba
47- Asansör Muhabbeti
48- Bay Lu'ya Geçiş
49- Mutlu Mu Yıllar?
50- Hastayım Dedim Dedim İnanmadınız Bak Ne Oldu Şimdi?
51- Sakla Lazımlığı Gelir Zamanı
52- Sadece Sen
53- Bir Veya... İki Hafta
54- Bütün Aşkımı
55- Jongkirve
56- Bahar Tatili Pt. 1
57- Bahar Tatili Pt. 2
58- Acısıyla Tatlısıyla
59- Yanımda Kal
60- Bir Sen, Bir Ben, Bir De Bebek

2- Muzlu Sütün Gücü

10.2K 498 255
By minnikiniz

Knocked Up


Yazar: jjokkomi

Çeviri: Minnie Hyung


BÖLÜM 2

"Siktir, hasiktir, hassiktir hasssiktir."


Kyungsoo o sabahki on dördüncü gebelik testine bakmasına rağmen bir başka şeytani gülen surat zortluyordu, ilk test çubuğu dün geceden çöp kutusunda kuzu kuzu yatıyordu.


İlk testin hatalı çıkmasını umut etmiş, hatta öyle olması için kahretsin ki dua bile etmişti ve sabahın altısına alarm kurmuştu, böylece eczaneye gidebilir ve daha fazla test alabilirdi çünkü onun hamile olabilmesinin hiçbir yolu yoktu. 


Bu yüzden, kasiyerden yargılayan bakışlar kazanarak on dört tane daha aldı fakat şans eseri soran bakışlardan kaçmış ve bir başkası onu tanımadan önce oradan çıkmayı başarmıştı.


Sonuç olarak okul için hazırlanmak yerine orada öylece durmuş, bir başka pozitif çıkan teste bakıyordu.

"Sikeyim."


Ellerini darmadağınık olmuş saçlarına sürükledi ve kalkıp bir duş aldı. Bugünkü programı çoktan bombok olmuştu, dolayısıyla duş almak mantıklı bir şeymiş gibi görünüyordu.


Suyun sıcaklığını ayarlarken telefonunu eline aldı ve arkadaşlarına mesaj atıp atmamayı düşündü. Onlar ne yapılacağını bilirlerdi değil mi ? 


Duşakabine zıplamadan önce iç çekerek Yixing, Chanyeol ve Jongdae'ye onunla her zamanki yerlerinde buluşmalarını söyleyen toplu mesaj attı.


İşi bitinceye kadar babası işe gitmek için evden çıkmıştı bile. Dolaptan bir plastik poşet alarak sırt çantasına yerleştirmeden önce tuvalete geri koşup testlerden birini poşetin içine fırlattı ve ağzını bağladı. 


Eğer çıkmazını gözden geçirmek için zaman istiyorsa, gerçek bir kahvaltı için vakti olmadığına karar vererek tahıl gevreğini aldı ve geçtiğimiz bir buçuk hafta içinde olduğu gibi midesinin yiyeceği reddetmemesini umdu. Öğlen ve akşam yemeğiyle idare edebiliyordu fakat kahvaltı tamamen başka bir hikayeydi, sabah bulantıları sağolsun.


Mutfağın yanındaki çengelden evinin anahtarlarını alarak kapıdan çıktı ve okuluna yöneldi. Normalde binanın yanında bir durak olduğundan otobüse binerdi ve çok yürümek zorunda kalmazdı, fakat sabahın çoğunu testi testi muzlu sütü götürmekle harcadığından (hiç sevmediği halde), on dördüncü gebelik testine işemeye yetecek kadar çiş üretmişti. Bu yüzden okul yolundaki üç bloğu yürümeye razı olmalıydı.


Mükemmeliyetçinin biri olarak, normalde okulun başlamasından tam bir buçuk saat önce saat sekiz civarında okulda olurdu. Sırf tüm ödevlerini yaptığına emin olmak ve takip eden haftaki derslerden önde olmak için. Bugün muhtemelen en erken bir saatten biraz az bir sürede gidecekti ve o aptal partiye gitmesini sağladığı için ilk olarak Chanyeol'ü zihnen lanetledi.


*****


"Eee, Kyungsoo'nun mesajını aldın mı ?"


Jongdae devasa bir kiraz ağacına yaslanıyordu, integral kitabı kucağındaydı ve tamamlanmamış ödevi de kırmızı defterinin içinde yatıyordu. 


Ne bok yemeye ikinci senesinde integral dersi almayı seçmişti ki ? Kendi kendine sordu.


"Evet, acil olduğunu söyledi."


Yixing karşısında oturuyordu, mor kulaklıkları boynunda duruyor ve telefonundan Angry Birds oynuyordu. Dudaklarını büzdü ve kırmızı kuş ekranda uçarken kıkır kıkır güldü, çünkü Kris gerçekten de o öfkeli kuşa benziyordu.


İki oğlan, Kyungsoo'nun ilginç bir ilişkisi olmasını bekliyorlardı. Her ikisi de Kyungsoo'nun büyük kuzeni Joonmyun'dan feci derecede hoşlanıyorlardı, ne de olsa her ikisi de onunla çıkmışlardı ve Jongdae onun şu anki sevgilisi oluyordu.


Açık konuşmak gerekirse Joonmyun, o yılın başlarında mezun olduktan sonra üniversiteyi sebep göstererek Yixing'den ayrılmıştı. İki ay sonrasında ise Jongdae ile çıkıyordu. (Ç.N: VAY GAVAT)


Kyungsoo'nun sıçtığını söylemek durumu hafife almak olurdu; Yixing'in Kyungsoo'ya neler olduğunu söylediği gece, Kyungsoo'nun gerçekten iyi bir seri katil olabileceğini fark ettiği gece olmuştu.


Bu, Minseok'un -kuzenlerinden bir diğeri- Chanyeol'ün ve Kris'in de Joonmyun'dan ödü bokuna karışıp çileden çıkmış Kyungsoo'yu daha çok çekmesini içeriyordu. Jongdae bütün her şeyi kaydetmişti ve dizüstü bilgisayarının bir klasöründe bir yerde duruyordu. 


Ondan sonra arkadaş gruplarında işler tuhaflaşmasına rağmen, Yixing asla uzun süre öfkeli kalan kişi olmamıştı ve teknik olarak Jongdae'nin bir suçu yoktu, bu yüzden arkadaş kalmışlardı.


Hatta konu Joonmyun'a geldiğinde Yixing, diğer şantaj malzemelerini ona sunmuştu ve Jongdae dinlemekten çok mutluydu. Yixing sadece bir ay önce Kris ile çıkmaya başlamıştı ve Joonmyun şimdi onun için yalnızca başka bir eski sevgiliydi.


"Sence bize yemek mi getiriyor ?!"


Kyungsoo'nun ev yapımı yemeklerinin düşüncesiyle Jongdae'nin gözleri parlamıştı. Brownilerin ve kimçili spagettinin hayali, Yixing'in gözlerini devirmesini sağlayarak dudaklarını hülyalı bir gülümsemeyle şekillendirmişti.


"Acil olduğunu söyledi."


"Ama yemek de acil hyung." Jongdae gerilmişti.


Yixing, Jongdae'nin ciddi yüzünü süzerken iç çekti, bazen Jongdae'nin dalga mı geçtiğini ya da gerçekten ciddi mi olduğunu bilemiyordu.

"Yemek için aciliyet içeren bir toplu mesaj atacağına şüpheliyim."


Jongdae somurttu, Yixing haklıydı fakat lanet olsun ki cidden biraz kimçili spagetti istiyordu.


Fikrini dile getirecekken, Kyungsoo genelde gülümseyen suratındaki çatık kaşlarıyla yanlarına damladı. Jongdae integral kitabını kapattı ve sırt çantasına iteledi.


"Chanyeol hyung nerede ?" Genç olan sordu.


Kyungsoo ona da mesaj attığına emin olmak için telefonunu çıkardı. Mesajın gönderildiğini fark ettiğinde somurttu, Chanyeol mesaj gönderildikten dakikalar sonra kontrol etmişti. Göt deliği.


"Muhtemelen siktiğimin Baekho'suyla dışarıda." Jongdae yuvarladığı gözleriyle açıkladı.


Yixing'in kaşları çatılmıştı. 

"Adının Baekhyun olduğunu sanıyordum ?" Kaşları kalktı ve panik tüm yüzünü ele geçirdi.

"Tüm bu zaman boyunca onu yanlış isimle mi çağırıyordum yani ?!"


Kyungsoo somurttu ve gözlerini devirdi.

"Hayır, gerçek ismi Baekhyun. Sadece onu kızdırmak için öyle diyoruz."


O ismi duyduğunda surat asan Baekhyun'un düşüncesiyle gülümsedi, ama tabii ki iyi tarafında olmadığını göz önünde bulundurarak asla bir şey söylemeyecekti. Chanyeol'ün en yakın arkadaşının onayını alması anlamına gelecekse, ona kız demesi için de muhtemelen izin verirdi. 


"Bu şey çikolatalı pudingle falan mı ilgili ?"

Yixing, bir cevap bekleyerek Jongdae ile Kyungsoo'ya baktı. Elde ettiği şey iki sırıtıştı ve bunu bir evet olarak kabul etti.


"Evet."


"Yoksa onu af mı edeceksin ? Demek istediğim, yeterince sürünmedi ?" Kyungsoo, Yixing'e sanki başka bir kafası çıkmış da kendisininkini sallıyormuş gibi baktı.


Ortaokuldayken Chanyeol ve Baekhyun ölümüne düşmanlardı. İkili daima birbirlerine eşek şakaları yapmaya çalışırlardı ve Kyungsoo da Chanyeol'ün en yakın arkadaşı olarak, sıklıkla onların kaosuna sürüklenirdi.


Kyungsoo gerçekten de onların bu aptal rekabetini umursamazdı ve neden Baekhyun olmak zorunda olduğunu anlamazdı, çünkü dürüst olmak gerekirse büyük olan hoştu ve güzel elleri vardı, fakat Baekhyun ile ilgili tüm iyi düşünceleri, çikolatalı puding olayı yaşandığında değişmişti.


Hayatının en büyük hatasını yaptığında, Baekhyun'un liseye geçmeden önce ortaokuldaki son yılıydı. Şaka, korkunç bir şekilde kaka olmuştu.


Baekhyun, Chanyeol'ün dolabını çikolatalı pudingle doldurup sonra üzerine dökülürken izlemenin iyi bir fikir olacağını düşünmüştü. Mükemmel bir fikirdi ve hiçbir aksaklık olmadan işlemeliydi; dolap numaralarını karıştırmamış olsaydı eğer.


Chanyeol ve Kyungsoo'nun dolapları birbirine bitişikti ve onları karıştırıyordu. Çikolatalı puding boşalıp genç olanın bembeyaz gömleğindeki yerini alırken, çikolatalı puding ile mahvettiğinin Kyungsoo'nun dolabı olduğunu fark etmiş ve yalnızca sessiz bir korku içinde seyredebilmişti.


Tüm koridor kesin bir sessizlik içinde bakarken yalnızca izleyebilmişti. Kyungsoo'nun gözleri kendisininkiyle buluştu ve muhtemelen Chanyeol için olmayarak ölmüş olacaktı.


Yixing bu hikayeyi zaten bin kere duymuştu ve o zamanlar Kore'de olmadığı için Tanrıya şükrediyordu, çünkü Kyungsoo'da kendi kuzenini öldürebilecek potansiyel vardı, kimse onu durdurmasa Baekhyun'a neler yapmış olabileceğini düşünmekten nefret ediyordu.


Ama şimdi esas nokta şuydu ki Kyungsoo kindar biriydi ve Baekhyun'un gerçek adını kabul etmeyi bile reddediyordu. Ve Baekhyun'un Chanyeol ile çıkıyor olması da şimdi çok daha büyük bir sorundu. Baekhyun sık sık Kyungsoo'yla uzlaşıp kendisini affetmesini ve Chanyeol ile ilişkisini onaylamasını sağlamaya çalışıyordu ancak Kyungsoo Nuh diyor peygamber demiyordu.


"Hayır, o piç mükemmel biçimde iyi bir gömleği ziyan etti." Kyungsoo olayı düşünürken iç çekti ve sonrasında somurttu. Chanyeol şu an muhtemelen siktiğim düşmanıyla dışarıdaydı.


"Her neyse... Bu kadar acil olan ne ? Yemek getirdin mi ?" Jongdae'nin yeniden gözleri parlamıştı, kimçili spagetti ummaktan kimseye zarar gelmezdi değil mi ? 


"Hayır... Yemek için olsa neden acil bir şey diyeyim ki ?" Kyungsoo büyük olana karamsar bir bakış fırlattı.


"Ben de onu diyordum, ama cidden neler oluyor ?" Yixing telefonuyla meşguldü fakat beklentiyle bakışlarını kaldırdı.


Kyungsoo sırt çantasını kavrayıp içini didik didik aramadan önce iç çekti. Plastik torbayı gördü ve onlara bunu göstermesi gerekip gerekmediğini düşündü.


Bir yandan, ne yapılması gerektiğini bilen biri varsa o da en iyi arkadaşıydı. Diğer yandan, belki de önce babasına söylemek en iyisi olabilirdi. Ama mucize eseri hamile değilse o zaman babasına söyleyecek hiçbir şeyi olmazdı. Bu yüzden torbayı aldı ve üçünün arasına yere fırlattı.


"Bu kesinlikle kimçili spagetti değil."


Kyungsoo gözlerini devirdi.

"Pekala, bir bok yok. Evde bunun gibi on dört tane daha var, hepsinin üstünde de aynı kahrolası gülen surat var."


Yixing'in gözleri tüm bilgiyi alırken beklendiği gibi pörtlemişti ve Jongdae her an kahkahadan veya hıçkırmaktan patlayacak gibi görünüyordu, Kyungsoo hangisi olduğuna emin değildi. 


"Saat sekizden önce bu kadar gebelik testine işemeye yetecek kadar çişi çıkarmayı nasıl başardın ?!"


"Onyüzbinmilyon litre muzlu süt içtim."


Jongdae şok olmuş bir bakış attı.

"Sen muzlu sütü sevmezsin bile !"


Kyungsoo homurdandı.

"Biliyorum ! Ama buradaki noktayı kaçırıyorsunuz."


Yixing her şeyi sindirmiş gibi görünüyordu ve nihayet konuşmuştu.

"Sen-- Sen hamile misin ?"


Son, safi sarsıntı halinde gelmişti ve Kyungsoo bunun kulağa sevimli geldiğini düşündü fakat bunun üstünde fazla duramazdı.

"E-Evet... En azından hepsi böyle söylüyor."


Grup, çimlerin üstünde sarılı duran gebelik testine bakarken nefeslerini tutmak için sessizdi.


"Hassiktir Kyungie."


"Evet biliyorum."


"Hapı yuttun."


"Biliyorum."


"Baban çılgına dönecek."


"Biliyorum."


"Belki de testler hatalıdır ? Yani eczanedeki testler çok ucuz ve kıçıkırık. Yasal oldukları ne malum ?" Jongdae umut dolu bir sesle söyledi ama Yixing ikna olmuş görünmüyordu ve dürüst olmak gerekirse Kyungsoo bunu çoktan düşünmüştü, ama belirtiler ortadaydı işte.  Geçen haftadan beri hasta hissediyordu, herkes onu sinirlendiriyordu, muzlu süte karşı güçlü bir açlığı vardı ve Kyungsoo o şeyden nefret ederdi.


"Bence kliniğe gitmeliyiz." Yixing telefonuna döndü, ne zaman açıldıklarına bakmak için internete girdi.

"Testleri falan beleşe yapıyorlar."


Kyungsoo ve Jongdae birbirlerine bilgiç bakışlar verdiler ve şu an telefonuna bakmakta olan sarışına döndüler.

"Sen nereden biliyorsun bakayım ?"


Jongdae alenen sırıtıyordu ve Kyungsoo, Yixing'in yanakları parlak kırmızıya dönerken incinmiş görünüyordu.


"Ben... uh. Bu konunun dışında ! Bakın, on dakika içinde açılıyorlar." Telefonunu onlara gösterdi, ekran yerel kliniğin anasayfasındaydı.

"Şimdi gidersek oraya ulaşabiliriz ve ikinci arada geri döneriz."


Kyungsoo'nun gözleri yuvalarından fırlamıştı.

"Okulu ekmek mi istiyorsun ?!"


Jongdae gözlerini devirdi ve Yixing somurttu, sırt çantasını kavradı ve yerden kalktı.

"Zaten hamilesin, daha başka ne olabilir ki ?"


*****


Kliniğe on dakikayı biraz geçerken gelmişlerdi ve onlar geldiği sırada okul çoktan başlamıştı.


Hemşire onlara baktı ve neden okulda olmadıklarını sordu fakat Jongdae'den gelen bir özrü kabul etti ve onlara boktan bir perdeyle ayrılmış iki sıra halinde hastane yataklarının olduğu bir odaya kadar eşlik etti.


Kyungsoo bir hemşirenin gelip kanını almasını bekleyerek yatağa oturdu. Bu arada Jongdae bulabildiği her şeyi dağıtıyor ve Yixing de doktoru beklerken dönen bir sandalyede oturuyordu.


"Hyung ! Beş dakikalığına kıçının üstüne oturabilir misin ?!" Kyungsoo feryat etti.


Jongdae duvardaki x-ray cihazını kontrol eden bir düğme bulmuştu ve şu anda onu açıp kapatıyordu. Yixing iç çekti ve Kris ile mesajlaşmaya geri döndü. 


"Hadi ama Kyungie, rahatla biraz ! Anladın mı ? Çünkü ben ışıkları açıyorum." Jongdae, Kyungsoo'nun zihnen utanmasına sebep olarak kendi şakasına gururla baktı ve Yixing yavaşça alkışladı. (Ç.N: Yazar burada Light up kalıbı ile kelime oyunu yapmış, aydınlanmak ve rahatlamak anlamları olan bir kelime.)

"Herkes Cem Yılmaz olmaya soyunmuş."


"Oh git kendini becer Yixing."


"Niye kendimi becereyim ya ? Kris bunun için var." 


Kyungsoo arkadaşları seks hayatlarıyla birbirlerine sataşırken homurdandı. Seks, neredeyse üç şişe Smirnoff ile birlikte onu buraya getiren ilk şeydi. (Ç.N: Smirnoff, bir votka markası.)


O partiye gerçekten gitmemeliydi. Gitmişti çünkü Chanyeol ona yalvarmıştı, harfi harfine ellerimde çiçekler kapında sırılsıklam yalvarmıştı. Telefonunun cebinde titrediğini hissetti ve bulup çıkardı.


Chanyeol'ü an çomağı hazırla, diye düşündü.


Ekranın kilidini açtı ve henüz aldığı mesajı okudu.


Kimden: Chanyeol

Üzgünüm mesajını şimdi aldım. Siz çocuklar neredesiniz ?? :(

İngilizce dersinde tamamen yalnızım !

Kyungiiiiieee ?

bekle.... dersi mi ektiniz siz ?!?! O.O


Bu bariz yalana kıkırdadı ve telefonu cebine geri itti.


Chanyeol Baekhyun ile çıkmaya başladığından beri büyük olan, Baekhyun'un Tao, Sehun ve Jongin'den oluşan arkadaş grubuyla takılmak için onları ekiyordu.


Dürüstçe, Baekhyun'un neden kendisinden küçüklerden oluşan bir arkadaş grubuyla takıldığını hala anlamıyordu, fakat Chanyeol'ün ona Baekhyun'un Tao'ya küçük bir kardeş gibi davrandığıyla ilgili bir şeyler anlattığını hatırladı. Tao ve Sehun çıkıyorlardı ve bildiği kadarıyla Sehun ve Jongin de kim bilir ne zamandan beri en yakın arkadaşlardı. Hepsi mantıklıydı ama Kyungsoo'ya halen tuhaf geliyordu.


"Chanyeol sana mesaj attı mı ?" Jongdae sakinleşmiş görünüyordu ve Yixing'in kucağında rahatsız bir bakışla oturuyordu.


"Evet, dalga geçiyor."


Jongdae omuzlarını silkti ve telefonuna geri döndü. 

"Ona burada olduğumuzu söylemeli miyiz ?"


"HAYIR !"


Ani çıkışı, Yixing ve Jongdae pörtlek gözlerle ona bakarken birkaç çalışanın durup onların ne yaptıklarına bakmasına sebep olmuştu. Kyungsoo dikkatleri üstüne çekmek istemiyordu ve burası kesinlikle bunu istemeye karar verdiği yermiş gibi görünmüyordu.


"Neden olmasın ?" Yixing soran bir bakış verdi.


Kyungsoo düşünmeden ağzını açtı.

"Çünkü Baekhyun'a söyleyecek ve o da Jong--"


Siktir.


Jongdae tükürüğünde boğuldu ve Yixing kesinlikle rezil görünüyordu.


"Sen Kim Jongin ile mi yattın ?!" Jongdae fısıldadı ve Kyungsoo'ya yüzünde bir gururla baktı. Yixing halen genç olana korkunç bir ifadeyle bakıyordu. Onun zavallı bebeği Jongin ile mi seks yapmıştı yani ?!


Kyungsoo yüzünü ellerine gömdü, bu hayati bilgiyi öylece ağzından kaçırdığı için tamamen utanmıştı. Jongin ile seviştiğini kimseye söylememişti çünkü bu tümüyle bir kazaydı. (Ç.N: ADAM KAZARA JONGİNLE SEVİŞİYOR ARKADAŞ :D )


Tabii ki Jongin, çömezlik yıllarından beri Kyungsoo'nun en büyük hoşlantısıydı ama onu etkilemek ve kesinlikle onunla yatmak gibi bir planı yoktu.


Kim Jongin okullarındaki en popüler çocuklardan biriydi. Yixing ile dans takımının yanı sıra neredeyse tüm spor takımlarında vardı. Okullarındaki neredeyse herkesin Jongin'e vurulduğunu söylemek bir noktada yanlış olmazdı ve onunla çıkacak kadar şanslı olanlar, Jongin onlardan ayrıldığında daima harap olurlardı.


Aslında Jongin, Kyungsoo'nun planının bir parçası değildi. Tabii ki Jongin ile çıkıp üç çocuk ve bir köpekle mutlu mesut yaşamayı hayal etmişti, kim etmemişti ki ?


Ancak Kyungsoo, okulundaki fangirl ve fanboylar gibi hayalci değildi. Kyungsoo realistti ve Jongin'in ulaşılmaz olduğunu, hayatını Kim Jongin olmadan planlaması gerektiğini biliyordu ve öyle de yapmıştı. 


Ancak bir tane üzümlü Smirnoff'tan sonra Jongin işte oradaydı, Kyungsoo da oradaydı ve bildiği sonraki şey rastgele bir odada sırt üstü uzandığı, sabah olduğunda orayı alelacele terk ettiği ve bu tek gecelik ilişkiyi sonsuza dek bir sır olarak saklayacağıydı.


"Lanet olsun Kyungie ! Jongin'le tek kale maç yapmayı nasıl başardın oğlum ?"


"Kesin sesinizi ! O ucube ile bebişkomu anmayın !"


"Pekala, Jongin'in büyük bir malafatı olduğunu duyd--"


"JONGDAE !" Yixing dalgacı çocuğun ağzına cümlesini bitiremeden önce bir tane patlattı.


Yixing, soyunma odası sağolsun Kim Jongin'in seks hayatını tümüyle biliyordu ve küçük, masum Kyungsoo'sunun bahsi geçen çocukla olduğunu düşünmek istemiyordu. Hemşire odaya girmek için o anı seçtiğinde Kyungsoo'nun tüm yüzü yanıyordu.


"Merhaba, ben hemşire Kim, yalnızca biraz kan almalıyım, ardından ayak altından çekileceğim."


Kyungsoo başıyla onayladı, yüzü hala utançla kırmızıydı ve gri okul ceketini çıkarıp beyaz kollarını sıvadı.


Hemşire mavi eldivenleri takıp alkollü pedi tenine sürerken onu izledi. Bir iğne ve bir tüp çıkarıp kanını almaya başlamasını seyretti. Kızın bitirdiğini anlamadan önce koluna bir parça pamuk koydu ve onu bantla doladı.


"Şimdi bunu teste götüreceğim, bir saat içinde sonuçlarınızı almış olmalıyız. İçecek bir şeyler getireyim mi size ?"


"Su iyi olurdu."


Hemşire gülümsedi ve uzaklaşıp üç şişe su ile geri dönmeden önce başıyla onayladı.


Kyungsoo telefonunu çıkardı ve takvime baktı. Bu hafta yapılacak bir sürü ödevi, perşembe günü iki tane sınavı vardı ve o gelmiş burada okulu ekiyordu. Gözlerinin sulanmaya başladığını hissetti ve burnunu çekti. Yatakta çökerek döndü ve Yixing'i yanında, tüm yüzünde gamzeler varken ona gülümserken buldu. Büyük olan eğildi ve iç çekti.


"Sorun yok Kyungsoo." Tüm yapabildiği başını sallamaktı.


Aklının kaybolmasına izin verdi, babasına neler olduğunu nasıl açıklayacağını merak ediyordu. Okulu ne olacaktı ? Peki ya üniversite ? Ve bunu Jongin'e nasıl söyleyecekti, söyleyecekse eğer ? Her nasılsa yan tarafından tanıdık bir ses duyarken düşüncelerinde boğulmaya başlamıştı.


"Devam et ve kendini yatakta rahat konuma al, hemşire kısa sürede seninle olacak." Danışmadaki kişinin giderken ayak seslerini duydu ve yanındaki odadan gelen sesleri dinledi.


"Senden nefret ediyorum."


"Hayır etmiyorsun. Beni... Ve çükümü seviyorsun."


"Böyle bir zamanda nasıl olur da çükünden bahsedebilirsin ?!"


"Şey, bizi buraya getiren ilk şey bu."


"Bir kondom takmış olsaydın şimdi burada olmayacaktım Luhan !"


Üç genç birbirlerine baktılar, gözleri pörtlemiş ve çeneleri düşmüştü. Kyungsoo inanmazlıkla başını salladı, odadakinin düşündüğü kişi olmaması için dua ediyordu.


Aslında sesin tanıdık olduğunu biliyordu fakat bunun sadece kendi hayal gücü olmasını umuyordu. Kyungsoo, Jongdae ve Yixing'in bakışlarını görmezden gelerek yavaşça yataktan kalktı.


Derin bir nefes alıp perdeyi kavradı ve geri çekti. Karşı taraftaki iki erkek bakışlarını kaldırdı, kavgalarını bölenin kim olduğuna bakarken kafaları karışmıştı; ta ki perdeyi açan kişinin kim olduğunu tanıyana kadar.


Minseok'un gözleri, Kyungsoo'nun şok olmuş gözleriyle buluşurken pörtlemişti. Luhan bariz bir şok içinde genç olana bakıyordu, ağzı bir balık gibi açılmıştı. Kyungsoo, başka bir durumda buna gülebilirdi. Gidilecek tüm yerlerin dışında kuzeni ve onun Çinli sapık erkek arkadaşı neden burada olmak zorundaydı ?


"Do Kyungsoo sen burada ne bok yiyorsun ?!"


Evet, Do Kyungsoo kesinlikle çükü tutmuştu.


BÖLÜM SONU


Ç.N: FINDIĞA GİDİYORUM KÖYE ÜHÜHÜHÜ :'( KAÇ GÜN SONRA DÖNERİM BİLMİYORUM, BUNU DA GİTMEDEN ÖNCE ÇEVİRİVERDİM, OKUYUN GARİ ! :ddDD:DD.d..D:D:d


Continue Reading

You'll Also Like

20.6M 1.1M 53
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle...
3.8M 237K 81
* Siz: Ay acaba lamalar uçsa nasıl olurdu? Siz: Düşünsene, kafana tıpkı martının sıçması gibi tükürüyorlar. Siz: Çok komik olmaz mıydı? ÜSĞĞDDĞSPDĞPF...
14.5K 1.6K 25
Baekhyun üniversitesye girmeye çalışan sıradan bir öğrenciydi, gözlerini hiç bilmediği bir köy ve zamana açana dek. Cani olarak bilinen general Park...
44.9K 2.8K 22
Alfa - Omega Klasiğini Bozan Bir Beta.. "Ayrılık sarmışsa dört bir yanı, ne önüne geçebilirsin ne de arkasında durabilirsin."