HAYR MI, ŞER Mİ?

60 13 5
                                    




Bir anne kucağına oğlunu almış yürüyordu. Hava güzel olduğu için hem kendisi yürüyor hem de çocuğuna hava aldırıyordu. Yeşillik bir yere gidip oturdular. Anne, oğlunu oynaması için yeşilliğe bıraktı. Çocuk, uzun süre oynayıp durdu. Sonra ağlamaya başladı. Karnı acıkmıştı. Anne,

– Benim oğlumun karnı mı acıkmış! Gel oğlum seni emzireyim, diyerek oğlunu kucağına aldı. Çocuğun süt saati gelmişti. Çocuk annesini emerken bu sırada annesinin gözü ileride atının üzerinde seke seke giden bir gence takıldı. Ona çok imrendi. Çünkü delikanlı boylu poslu, önemli bir insana benziyordu. Anne,

– Allah’ım! Benim oğlumu da büyüyünce bu delikanlı gibi yap, diye dua etti.

Bu sırada çocuk emmeyi bıraktı ve olağanüstü bir şekilde konuşmaya başladı:

– Hayır YÂ RABBİ! Beni o adam gibi yapma!

Anne, çocuğunun konuşmasına çok şaşırmıştı. Bu şaşkınlığı, ona oğlunun ne dediğini unutturmuştu.

Çocuk annesini emmeye devam ediyordu. O anda bir gürültü koptu. Birkaç adam hizmetçinin birini tartaklıyor ve ona,

– Seni zinâkâr kadın seni! Hem zinakârsın, bu yetmiyormuş gibi bir de hırsızlık yapıyorsun. Çek git buralardan, diyorlardı.

Kadın ise bu suçlamaları reddediyor, bir yandan ağlıyor, bir yandan da şöyle diyordu:

– Hayır, bana iftira atıyorsunuz. Ben suçsuzum. Dediklerinizin hiçbirini yapmadım.

Annesi, bu manzarayı görünce,

– Allah’ım! Benim çocuğumu bu kötü kadın gibi yapma, diye dua etti.

Çocuk yine emmeyi bıraktı ve Allah’ın izniyle bir kere daha konuştu:

– Hayır YÂ RABBİ! Beni bu hizmetçi hanım gibi yap.

Annesinin şaşkınlığı bir kat daha artmıştı. Çocuğuna dönerek ona, kendi yapmış olduğu duaların tam tersini niye yaptığını sordu. Çocuk şöyle dedi:

– Anneciğim! Görünüşe sakın aldanma. Senin imrenerek baktığın o adam, zalimin biriydi. Bundan dolayı ben, onun gibi olmak istemedim.

Hizmetçi kadın ise doğru söylüyordu. O iddia edildiği gibi kötü fiillerin hiçbirini yapmamıştı. Aynı zamanda çok ahlâklı bir insandı. O yüzden ben de onun gibi olmak istediğimi söyledim.

Kıssadan Hisse

1. Etrafta görtüğümüz şeyler, görünüş itibariyle her zaman bizi aldatabilir. O yüzden Rabbimiz’den bir şey isterken hakkımızda en hayırlısını istemeliyiz.

2. Şeytanın insanı kandırmak için kullandığı silahlardan birisi de bâtılı hak, şerri hayır gibi süsleyerek insanın hayal ve vehmine arz etmesidir.

İlahî hükümlerin neticeleriyle alakalı bütün güzelliği ve yasaklanan şeylerin neticesindeki bütün çirkinlikleri anlayıp idrak etmek için, mevcut akıl ve kazanılan tecrübeler yeterli değildir.

Durum böyle olmakla beraber şeytan, insanları bunlar hakkında da gönüllerine göre hükmetmeye teşvik eder.

Onun teşvikine kanan ve aldanan insanlar, “Fenalık görmemek için fenalığı tecrübe etmek veya zehirin öldürücü olduğunu bilmek için ondan tatmak gerekir” gibi akıl ve muhakemenin asla cevaz veremeyeceği pek çok mantıksızlığı birden yapıp aldanırlar.

3. Bu kıssa, Efendimiz (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ  وَسَلَّمَ)’in şu hadisini de akla getirmektedir:
Nice saçı başı dağınık insanlar vardır ki onlar Allah’a yemin etseler Allah onları yeminlerinde doğru çıkarır.” Dolayısıyla insanların dış görünüşlerine aldanmamalı, insanları içlerindeki niyete, samimiyetlerine ve amellerine görmelidir.

✔️ KISSADAN HİSSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin