Kim Bilir,Yapacağımız Bir DUÂ

96 20 3
                                    


Bir vakit Basra da servet sahibi bir adam vardı. Her senenin aşure gününde Müslüman kardeşlerini evine toplar, sabaha kadar Kur an okuyarak, okutarak geceyi ihya ederler, nerde fakir ve kimsesiz varsa buldurur, tasaddukta bulunur, elinden gelen hayrı fazlasıyla yapardı. Evinin bitişiğinde bir komşusu bulunuyordu ve komşusunun hem anası, hem de kızı senelerden beri yürüyemez vaziyette idiler.

Kız, babasına sordu :

-" Babacığım bu gün nedir? Komşumuz herkesi evine toplayıp bu geceyi Kuran ve zikirle ihya ediyor?"

Babası:
-" Yavrucuğum, bu gün aşure günüdür, Allah katında bu günün hürmeti büyüktür," dedi.

Sonra uykuya vardılar. Fakat kız çocuğunun gözüne uyku girmiyordu. Sanki nefesi kesilmiş bir halde huşu ve haşyet ile Kur'an'ı ve zikrullah ı dinliyordu. Kur an ın hatim duasını yaptıkları vakit, yüzünü semaya doğru çevirip Allah a niyaz ederek

"Ey Mevlam Bu gecenin senin indindeki hürmeti hakkı için, senin rızanı kazanmak için bu gece Kur an'ını okumak için uyumamış kulların hürmeti için beni şu halimden kurtar, kalbimin kırıklığını sar" dedi.

Daha sözünü bitirmemişti ki,o anda afiyet bularak bütün ağrı ve sancılarından kurtularak kalkıp doğruldu.

Sabahleyin bu hali görünce şaşıp kalan babası :
- "Kızım bu nasıl oldu?" diye sordu. O da:

-" Babacığım, bu gün ile Allah'a tevessül ettim. O da anında bana sıhhatimi ihsan etti," dedi.

....M Sami Ramazanoğlu ..Ks.

#DuanınGücü

#DuaALLAHaYaklaşmaktır



VELİ BİR KADININ KABEDEKİ NİYAZI


ZÜNNÛN MISRI:
Kendisi anlatır:
“Bir gün Mekke’de Kâbe-i şerîfi tavaf ederken, Kâbe ile gök arasında bir nûrun sütun gibi durduğunu gördüm. Sonra kaybolan bu nûrun, kimden veya kim için yükseldiğini merak ettim.

Tavâfımı bitirdikten sonra iki rekat namaz kıldım. O nûru düşünürken, acıklı bir ses duydum. Sesin kimden geldiğini merak ettim ve bir kadının Kâbe’nin örtüsüne tutunup göz yaşı döktüğünü gördüm. Ağzından şu kelimeler dökülüyordu;

“Ey dostlar dostu, sen bilirsin! Ey gönül dostum sen bilirsin! Sana olan sevgimi o kadar gizledim ki, kalbim ve rûhum daralmaya başladı.”

Kadının muhabbet ateşi içinde söylediği bu sözler içimi sızlattı. Sonra kadın kendinden geçti. Biraz sonra kendine gelince, şöyle niyazda bulundu:

“Allahım! Ey tek sâhibim! Ey koruyucum! Bana olan sevgin hürmetine beni bağışla!”

Buna şaşırdım ve kendisine yaklaşarak;
“Allah'ım! Sana olan muhabbetim hürmetine, deseydin olmaz mıydı?” diye sordum.

Bana dikkatle baktı ve; “Yaklaş ey Zünnûn! Bilmez misin Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde sevdiği bir milletten söz ederken; “Allah onları sever, onlar da Allah'ı sever.” buyurmuştur. Bunun için benim O’na olan sevgim hürmetine demedim. O’nun bana olan sevgisi hürmetine dedim” diye cevap verdi.

Ben ona;
“Doğru söylediniz. Fakat benim Zünnûn olduğumu nereden bildiniz?” dedim.

“Ey Zünnûn! Cebbâr olan Allahü teâlânın mârifetiyle tanıdım.” deyince, vilâyet makâmına ulaşmış bir hâtun olduğunu gördüm. Daha sonra bana;
“Ey Zünnûn! Dön arkana bak, ne var?” deyince,

Arkama baktım, hiçbir şey göremedim, hemen kadına döndüm, kadın kaybolmuştu.”

✔️ KISSADAN HİSSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin