Sabır Çanağı Taşınca

56 12 0
                                    



     Eski zamanlarda, Züleyha 'nın babası çok ama çok zenginmiş. Bir kazada karısı ile erken yaşta ölünce, tek çocukları olan Züleyha  hem öksüz, hem yetim kalmış.

  Vasisi olan amcası kalabalık ailesini alarak küçük kızın hem  evine yerleşir, , hemde babasından kalan dükkana oturur.

Gerek amcası ve yengesi, gerek çocukları kızcağızın hem mallarını yiyorlar hemde çok kötü davranıyorlarmış.

  Kızcağıza hem evin bütün işlerini hizmetçi gibi yaptırıyor , hemde suçu olsun olmasın dayak atıyorlarmış.

Hiç kimse ile  konuşup görüşmesine izin vermiyorlarmış.

Yengesinden ayrı, gerek oğulları gerek kızlarından ayrı ayrı hakaret görüyormuş. Amcası da hiç sesini çıkarmadığı gibi ayrıca kendisi de onlara inanıp dayak atıyormuş.

Geceleri buz gibi samanlıkta uyuyormuş.

    Derken büyümüş genç kız olmuş. Kızcağızın bu durumuna çok üzülen birisi varmış amcasının çırağı.

Çocukluğundan beri Züleyha'yı çok seviyor ve durumuna çok üzülüyormuş. Patronunun kızın amcası olduğunu, bütün malın mülkün sahibinin Züleyha olduğunu bilmiyor, Züleyha'yı evin beslemesi zannediyormuş.

   Gene hakaret, dayak, gözyaşı dolu bir günün ardından gece olmuş. Samanlığa yatmaya giden Züleyha gece yarısına kadar gözyaşı döktükten sonra uyuyakalmış.

      Rüyasında nur yüzlü birisini görmüş. Ona sevgiyle yaklaşarak :
_Yavrum bir derdin mi var? Diye sormuş.

Kızcağız :
_Amca siz kimsiniz? Demiş.

_Ben Eyyüp Peygamber'im demiş nur yüzlü adam. Kızın bütün derdini dinlemiş, sırtını sıvazlayarak O'nu teselli etmiş.

Kıza bir çanak vererek:
_Kızım bu çanağı kimseye gösterme. Bunun adı sabır çanağıdır, hergün namazını kıl, bildiğin bütün duaları oku. Vaktin oldukça «Ya Sabır» çek, bu çanağa üfle. Derdini bu çanağa anlat. Her gün biraz biraz bu çanak dolacak. Bir gün çanak taşacak, işte çanak taşınca anla ki, senin çilende dolacak der.

    Uyanınca bakar ki, rüyasındaki çanak baş ucunda duruyor. Hemen samanların arasına saklar.

  Kızcağız artık her gece dua ederek sabır çanağına üfler, derdini çanağa anlatarak gözyaşı döker. Onunla teselli bulur. Birde bakar ki çanağın dibinde şeffaf koyuca renkli bir sıvı oluşmaya başlamış. Aylar geçtikçe bu sıvı çoğalır, sabır çanağı dolmaya başlar.

  Bu arada kızın hayatı da daha çekilmez bir hal almıştır. Bunun sebebi ise, Amcasının çırağı Züleyha'yı evin beslemesi zannederek Amcasından ister.

Evlenmek istediğini söyler.

Adam hem çırağı işten kovar hemde Züleyha'ya dayak atar.

Sen bu oğlana yüz veriyorsun diyerek. Züleyha'yı daha henüz çocuk yaştaki oğlu ile mallar başkasına gitmesin diye nişanlar.

   Yengesi bu duruma çok sinirlenir. Kıza iyice göz olur. Daha fazla eziyet etmeye başlar.

   Züleyha artık dayanamaz hale gelmiştir . Sıcak yemek yüzüne hasret kalmış, hatta nerdeyse üç öğün dayak yer olmuştur.

  Gene gece geç saatlere kadar çanağı alıp gözyaşı dökerek derdini anlatan Züleyha birde bakar ki çanak dolmuş, taşmak üzere.

Sabah uyanınca Ya Sabır çekerek sabır çanağına üfleyince çanak taşar. Acaba şimdi ne olacak? diye içinden geçirirken kendisini çağırırlar.

  O gün bütün ev halkı vapurla İstanbul'a gidecekmiş. Kıza yolluk hazırlatırlar. Kızı eve bekçi olarak bırakarak vapura binip giderler.

  Ev halkının bindiği vapur kaza yaparak, bütün ev halkı boğulur. Hepsinden aynı anda kurtulduğu gibi amcasının tarlaları da Züleyha' ya miras kalır.

Pek çok kimse kendisi  ile evlenmek istese de hiçbirini kabul etmez Züleyha .

Kendini parası için değil gerçekten seven amcasının işten kovduğu eski çırağı bularak Onunla evlenir. Mutlu mesut bir hayat yaşarlar.

Herkes bir hisse alır...

...Alıntı...

Alıntı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
✔️ KISSADAN HİSSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin