85. Bölüm

2.2K 155 54
                                    

Ömer:Hatırlıyor musun, benim istediğim zaman kullanmam için bir dilek hakkım vardı..
Zehra: Evet, hatta bunun için bir tabak dolusu tuzlu yemek yemiştin..
Ömer: İşte şimdi onu kullanmak istiyorum..
Zehra: Aşkım, senin için her şeyi yaparım bunun için dileğe ihtiyacın yok artık...
Ömer: Var..
Zehra: Seni dinliyorum o zaman.. Ama sakın kabak tatlısı gibi yiyemeyeceğim şeyleri söyleme..
Ömer: Yok öyle değil..
Zehra: Ne peki..
Ömer: Babanın konuşmasına izin ver.. Bırak evlensin..

...

2 Gün Sonra...

ZEHRA'DAN...

Telefonun melodisiyle gözlerimi açtım. Ömerdi arayan..  Aramasını reddedip banyoya gidip sıcak bir duş aldım ve tekrar yattım.

İki gündür odamdan çıkmıyordum ve kimsenin yanıma yaklaşmasına izin vermiyordum. Ömer, böyle bir şeyi nasıl söyleyebilirdi bana.. O kadar tuzu o kadın için mi yemişti yani.. Babam kaç kere konuşmaya çalıştı ama yine de izin vermedim. Ömere net bir cevap vermemiştim ama ona kırgındım. Nasıl böyle bir durumda o kadının yanında olabilirdi, benim halimi nasıl göremezdi..

Ben bu haldeyken üstüne bir de nişanımız vardı bugün.. En ufak bir heyecanım kalmamıştı hiç bir şey için.. Önceden üzülüyordum, bir anda evlendim, hiç bir gelenek olmadı diye ama şimdi tek istediğim Ömerin beni anlaması, onu affedip sımsıkı sarılabilmem.. Onu nasıl affedecdğimi bilmiyorum,  babamı daha fazla ne kadar görmezden geleceğimi bilmiyorum..

Kapının çalmasıyla tekrar gözlerimi açtım. Babamın anahtarı vardı.. Ömer.. Yok o da gelmezdi, dimi gelmezdi.. Çünkü o da bana kızgındı kabul etmediğim için.. Yataktan kalkıp ağır adımlarla kapıya yöneldim.  Bir taraftan hala gözlerimi açık tutmak için uğraş veriyordum.  Kapıyı açtığımda Leyla elinde küçük bir pasta, üzerinde mum ve dünyaya dönmemi sağlamaya çalışır gibi, iyi doğdun diye ritim tutmuştu. Bugün benim doğum günümdü... Bunu nasıl unutabilirdim, Ömer kutlamak için mi aramıştı acaba..

Zehra: Leyla..
Leyla: Hadi üflesene.. diyip gülümsedi..

Pastayı üfleyip, canım arkadaşıma sımsıkı sarıldım.. Doğum günümü hatırlayan tek kişiydi..

Leyla: Zehra, sen kapıya bu halinle mi çıkıyorsun, ya başkası olsaydı.. dediğinde üzerime baktım.. Hala bornozlaydım.. Tek tepkim "hii.." demek olmuştu..

Odama girdiğimizde Leyla bana ters bir bakış attı..

Leyla: Zehra bu odanın dağınıklığı ne böyle... Sen böyle biri değilsin  ki.. Konağa gittim, iki gündür uğramadığını söyledi Ayşe.. Ömer desen sabahın köründe şirkete gidiyormuş gece yarısı dönüyormuş.. Siz kavga mı ettiniz..

Leyla konuşurken, yatıp pikenin altına girip gözlerimi kapattım. Sert bir şekilde üzerimdeki örtüyü çekip yüzüme ters ters baktı...

Zehra: Doğru tahmin, o benden yapamayacağım bir şey istedi ben de kabul etmedim... dediğimde kaşlarını çatmış bunun ne olduğunu düşünüyordu..
Leyla: Sözde en yakın arkadaşınım ama her şeyden en son benim haberim oluyor.. Anlasana Zehra, kalk şu yataktan.. dediğinde bıkkınlıkla kalktım ve bütün olan biteni anlattım.

Konuşmam bittiğinde kollarını birleştirmiş ve kaşlarını çatmış bir şekilde bakıyordu...

Zehra: Sen söyle Leyla haksız mıyım? Ona ne babamın evliliğinden.. İlla o kadın için mi kullanmak zorundaydı dilek hakkını.. dediğimde derin bir nefes aldı..
Leyla: Tabiki.. haksızsın... dediğinde o kadar şaşırmıştım ki.. Şaşkınlıkla ayağa kalktım.
Zehra: Sen benim en yakın arkadaşımsın benim yanımda olman gerekmez mi? Sen de mi o kadının tarafındasın? Dedim sinirle..
Leyla: Zehra nerde senin mantığın, benim tanıdığım tutarlı, düşünceli, kendinden önce başkalarını düşünen arkadaşıma naptığını söyle sen önce.. dediğinde pencereden bakmaya başladım.
Zehra: Demek sen bile ha.. dediğimde ayağa kalkıp alaycı bir şekilde güldü..
Leyla: Zehra, kıskançlığın senin gözünü kör etmiş.. dediğinde daha da sinirlenmişti.. Yüzüne sinirle ve hayal kırıklığıyla baktım. Oturmam için yatağı işaret etti. Oturmadığım için kolumdan tutup oturttu.. Kendisi de karşıma geçti..
Zehra: Kıskançlık..Devam et yargıla beni.. Babamı bulalı daha kaç ay oldu o kadın elimden alacak babamı.. Bunu anlamıyor musun Leyla.. Hiç kimse anlamıyor bari sen anla..
Leyla: Canım.. İnan çok iyi anlıyorum seni.. Babasızlığın ne demek olduğunu ne kadar iyi bildiğimi biliyorsun? Ama o kadını görmezden gelip ön yargısız bir kere babanı anlamaya çalıştın mı? O adam yıllarca seni aradı, senin adını anmadan tek bir saat bile yaşamadı.. Bu adam senin için yaşadı.. Tek başına, yapayalnız.. Bu şekilde yıllarca.. Belki hayatında ilk defa kendi için bir şey istiyor,  bunu niye ona çok görüyorsun..

ÇÖL ÇİÇEĞİ  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin